Ensar, Sansar’a döndüğünde…
Ensar, Sansar’a döndüğünde,
Edirne’de Şubat ayının son gecesi, toprağı ıslatan yağan yağmur değil, mülteci çocukların göz yaşıdır.
Ensar Sansar’a döndüğünde,
Şubat ayının buz kesen gecesinde sıcak evinizin camlarını titreten rüzgar değil, mülteci çocukların hıçkırıklarıdır.
Ensar Sansar’a döndüğünde insanlık ölmüştür artık.
Ensar Sansar’a döndüğünde merhametin “m”sini bulamazsınız etrafta.
Ensar Sansar’a döndüğünde en büyük yalanları en yetkili ağızlar söyler.
Ensar Sansar’a döndüğünde siyasi hesaplar her türlü insani değerin önüne geçer.
Ensar Sansar’a döndüğünde sizin dramınız Sansar’ın elindeki koz,
Ensar Sansar’a döndüğünde sizin acınız onun siyasi çıkarlarının basamağıdır.
Ensar Sansar’a döndüğünde, Sansar da bilmektedir yaşanacak dramı.
Ensar Sansar’a döndüğünde yaşanacak dram ne kadar büyük olursa o kadar iyi diye düşünür Sansar.
Ensar Sansar’a döndüğünde, bir haber gelir sığınmacı kamplarına “sınır kapılarının açıldığına” dair.
Ensar Sansar’a döndüğünde yollara dökülür çoluk çocuk.
Ensar Sansar’a döndüğünde insanlar varlarını yoklarını insan kaçakçılarına öder, bir şişme bot ile bir bilinmeze yelken açabilmek için.
Ensar Sansar’a döndüğünde, o insan kaçakcısı kameraların karşısında sırıtarak anlatır marifetlerini ve Reiz’inden övgü ile söz eder.
Ensar Sansar’a döndüğünde, umudu körüklemek için koca koca adamlar(!) koca koca yalanlar söyler, açılmamış sınır kapısından geçen kişi sayısına dair.
Ensar Sansar’a döndüğünde, 9 yıldır ülke olarak çekilen sıkıntının, yapılan iyiliklerin bir kıymeti kalmamıştır artık.
Ensar Sansar’a döndüğünde tüm dünyanın gözünde, sığınmacıların çaresizliğinden siyasi rant elde etmeye kalkan bir zavallısınızdır artık.
***
Biliyorum; sansar yırtıcı bir hayvandır ve küçük harf ile yazılması gerekir.
Ama siz de biliyorsunuz o Sansar’ın kim olduğunu.