Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘Ayasofya’ açıklaması…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tek görevi AK Parti’ye ve şahsıma husumet olan bu siyaset tarzının etkilediği her bireyi büyük ve güçlü Türkiye davasına kazandırmak için daha çok çalışmamız gerekiyor. Söylenen her yalanı hakikatin gücüyle etkisiz hale getirecek, iftira ve fitne ateşini inşallah gönül seferberliğimiz ile söndüreceğiz. Ülkemize ve milletimize hiçbir faydası olmayan polemikler ile enerjimizi boşa harcatmayı, bizi mayınlı arazilere sokmayı amaçlayan tuzaklara da asla düşmeyeceğiz” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisiyle telekonferans yöntemiyle bayramlaştı.
Erdoğan, Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasıyla ilgili de açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, “Milletimizin yüreğindeki 86 yıllık yara olan Ayasofya’nın 24 Temmuz Cuma günü fiilen ibadete açılması bayram sevincimizi daha da artırmıştır. Bu vesileyle Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını gölgelemek için başlatılan kimi tartışmaları art niyetli bulduğumu da belirtmek istiyorum” dedi.
Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şu şekilde:
“Dünyanın çeşitli yerlerinde zulüm altında hayatlarını sürdüren, Kurban Bayramı’nı da bu şekilde sürdüren kardeşlerimizi bulunuyor. İslam düşmanlığı sebebiyle hayatları adeta zindana dönen kardeşlerimiz var. Kurban Bayramının dünyanın neresinde olursa olsun sıkıntı ve zulüm altında yaşayan tüm Müslümanların kurtuluşuna uyanışına vesile olmasını temenni ediyorum.
“ÜLKEMİZDE HUZUR İÇİNDE BAYRAM YAŞIYORUZ”
Bölgemizdeki ve dünyadaki şartlar göz önüne alındığında hamdolsun ülkemizde huzur içinde bir Kurban Bayramı idrak ediyoruz.
AYASOFYA ÇIKIŞI
Milletimizin yüreğindeki 86 yıllık yara olan Ayasofya’nın 24 Temmuz Cuma günü fiilen ibadete açılması bayram sevincimizi daha da artırmıştır. Bu vesileyle Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını gölgelemek için başlatılan kimi tartışmaları art niyetli bulduğumu da belirtmek istiyorum. Attığımız her adımda hasbi niyetle hareket ettiğimiz için hep dua aldık mesafe kat ettik. AK Partiyi var eden de bugüne kadar ayakta tutan da milletimize ve insanlığa bu hasbi mücadeleyi sürdüreceğini göstermesidir.
“KİŞİSEL HESAPLARIMIZI DAVAMIZIN ÖNÜNE ÇIKARTIRSAK MİSYONUMUZU KAYBEDERİZ”
Ne zaman partilerden bir parti haline dönüşür, kişisel ve zümrevi hesaplarımızı davamızın önüne çıkartırsak işte o gün misyonumuzu kaybettik demektir. Ne zaman arkamızdaki dua ordusunun ‘amin’ nidaları kesilmeye başlarsa işte o gün gittiğimiz yolu ve kendimizi sorgulamamız gereken vakitteyiz demektir. Ne zaman mazlumların ve mağdurların yönünü bize değil de başkalarına döndüğünü görürsek işte o gün gerçekten hüsrandayız demektir.