Erdoğan sonrasının cevabı…

06.08.2021
A+
A-

Medyamız, yandaş ve muhalif olarak ikiye bölünmüştü; bunların yanına bir de yurtdışında FETÖ’cü gazeteciler eklenince ortaya oldukça renkli bir tablo çıkıyor basın açısından…

Yandaş medyadan başlayalım, Erdoğan sonrası ne olur analizine…

Yandaş medyadaki gazetecilere göre ‘Erdoğan sonrası’ diye bir şey yok. 15 Temmuz hain darbe girişiminde öldürülen reklamcı Erol Olçok’un AK Parti’ye kazandırdığı, “Durmak Yok Yola Devam”, “Aynı yoldan geçmişiz biz”, “Bayrak”, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” ve “ Erdoğan ümmetin lideri” gibi algı projelerini yarım yamalak uygulamaya çalışsalar da izlenme oranlarını incelediğinizde sosyal medyadan şahsi yayın yapanların dahi gerisinde olduğunu görüyoruz.

Biz görüyoruz da, onlar görmüyor mu?

Elbette görüyorlar. Lakin menfaat sürdükçe sadakat olacağından söyledikleri veya yazdıklarının doğru-yanlış olmasının bir önemi yok. Kısacası sanki bir tiyatro sahnesinde Erdoğan üzerinden rol kapma çabasındalar, tabi menfaatleri devam ettiği sürece. Bir de müptezel biri var ama onun hakkında bir şey yazmaya gerek yok. Adam psikolojik vaka ve cumhurbaşkanına nefreti artırmasına rağmen halen video yayımlıyor.

Muhalif medyada ise Sedat Peker’in açıklamalarından sonra AK Parti’nin önemli isimlerinin, –“Berat Albayrak, Hulusi Akar, Süleyman Soylu, Hakan Fidan”- Erdoğan sonrası mücadelesi anlatılmaya başlandı. Gerçi son günlerde gündem malum; ormanlarımız yanıyor, fakat yurtdışındaki muhalifler gündemlerinde hala bu konuyu işlemeye devam ediyorlar.

Recep Tayyip Erdoğan sonrasının cevabı?

Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Refik Saydam, Celâl Bayar, Sabit Sağıroğlu, Münir Hüsrev Göle, Cemil Uybadın, Kâzım Hüsnü, Saffet Arıkan ve Mehmet Zülfü Tigrel ve Recep Peker’in kurucusu olduğu CHP, 9 Eylül 1923 tarihinde kuruldu. 10 Kasım 1938 yılında Atatürk’ün vefatıyla genel başkanlığa 46 günlüğüne Celal Bayar vekalet etti. 26 Aralık 1938 ile 8 Mayıs 1972 tarihine kadar İsmet İnönü liderlik yaptı. Fakat Atatürk’ün boşluğu doldurulamadı, 46 gün de olsa Genel Başkan vekilliği yapmış Celal Bayar, CHP’den ayrılarak 7 Ocak 1946 yılında Demokrat Parti’yi kurarak 27 yıllık tek parti dönemini bitirmiş oldu ve CHP’nin ilk lideri Atatürk’ün ardından CHP iktidarı kaybetmiş oldu.

1950 ve 1960’lı yıllarda Demokrat Parti iktidarında Adnan Menderes Başvekildi. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle iktidarını kaybetmekle kalmadı, 17 Eylül 1961 tarihinde İmralı Adası’nda asılarak idam edildi ve Demokrat Parti efsanesi de bitmiş oldu. Çünkü yüz binleri meydanlara toplayan Menderes için meydanlara kimseler gelmedi.

Menderes’in vefatıyla siyasi tarihte yeri dolan Demokrat Parti yerine yeni bir parti ve yeni bir lider sahneye çıkacaktı.

11 Şubat 1961 tarihinde emekli Org. Ragıp Gümüşpala önderliğinde Tahsin Demiray, Ethem Menemencioğlu, Mehmet Yorgancıoğlu, Muhtar Yazır, Necmi Ökten, Cevdet Perin, Emin Açar, Kamuran Evliyaoğlu , Şinasi Osma, Halit Ağca ve Dr. İhsan Önal’dan oluşan kurucular kurulu ile Adalet Partisi kuruldu ve CHP ile ilk koalisyon hükümetini kurdu.

1964’te Adalet Partisi, Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala’nın ani ölümü üzerine Türk siyaseti 28 Kasım 1964 tarihinde Süleyman Demirel’le tanıştı ve 12 Eylül 1980 askeri darbesine kadar genel başkan olarak kalırken 1980 sonrasında Doğru Yol Partisi’ni kurdurdu, sonra yeniden liderliğe geldi fakat Cumhurbaşkanı olunca DYP parçalandı ve siyaset sahnesinden kayboldu.

ANAP, 1980 sonrasının sivil partisiydi Turgut Özal liderliğinde, fakat Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in görev süresinin bitmesinden sonra yerine ANAP lideri Turgut Özal’ın seçilmesiyle ve sonrasında ani ölümüyle ANAP da kısa süre sonra siyaset sahnesinden kaybolan bir başka parti oldu.

14 Kasım 1985 tarihinde CHP’nin Karaoğlan’ı eski lideri Bülent Ecevit’in DSP’si kuruldu ve 90 yılların sonunda koalisyonlarla iktidar oldu. 18 Kasım 2002 tarihindeki seçimlerde iktidarı kaybetti, 2004 yılında aktif siyasetten ayrıldı. 5 Kasım 2006 yılında vefat ettiğinde DSP de derin bir sessizliğe gömüldü.

Cumhuriyet tarihimizdeki liderlerin ve partilerin kısa başlangıç ve sonlarına bakınca Erdoğan sonrasında AK Parti’nin de siyaset sahnesinde kaybolan partilerden farklı olacağını düşünmüyorum.

Erdoğan’ın yerine gelecek isimlere gelince; hepsinin koltuğu pamuk ipliğine bağlı, onlar bu gerçeği görmezden gelseler de…

Türk siyasetinde lider giderse partisi de gider, tarih tekerrürden ibarettir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.