Erkek müftülük personeli; eğitim veren avukatın anlattıklarına değil, etek boyuna takıldı

Müftülük personeli eğitim veren avukatın anlattıklarına değil etek boyuna takıldı.

Şanlıurfa’da erkek müftülük personeline eğitim veren Avukat Cemile Didem Karaboğa, cinsiyeti ve giyim tarzından dolayı sözlü saldırıya uğradı.

Şanlıurfa Barosu’nun eğitim desteği verdiği il müftülük personeline bu kapsamda çocuk yaşta erken ve zorla evliliklerle mücadele konulu sunum yapan avukat Cemile Didem Karaboğa’nın yaşadıkları, acı Türkiye tablosunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Mürteciler; Karaboğa’ya önce ‘Baro, erkek avukat gönderemedi mi’ sözleriyle saldırdı, sonrasında da Karaboğa’nın etek boyundan hadsizce ‘rahatsızlık’ duyup ona ‘Masanın arkasına geç’ dediler. Kişisel alanına müdahaleyi reddeden avukat Karaboğa, yaşananlar üzerine sunumunu yarıda keserek salonu terk etti.

Türkiye’nin çözemediği gericilik sorununun bir kez daha su üstüne çıktığı olayın detaylarını Karaboğa, Odatv’ye şu sözlerle anlattı:

“İl eylem planı kapsamında Şanlıurfa Barosu olarak eğitim desteği verdiğimiz bir programdı. İlk olarak kadın personellere yaptık daha sonra erkek personellere düzenlendi. Kadınlarla bir sorun yaşanmadı. Ben ikinci konuşmacıydım. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezler (ŞÖNİM) temsilcisinden sonra konuşmaya başladım.  Sunumun tamamı zaten çocuk yaşta ve erken evliliğin hukuki sonuçlarını anlatmakla geçti. ‘Biz çocuk yaşta evlilikle ilgili bir sorun yaşamıyoruz, siz evlenmeden cinselliği engelleyin’ gibi bir tepki aldım. Onun hemen öncesinde masanın arkasına geçmem konusunda uyarı yapıldı. Ben en başta duymamaya çalıştım gerginlik olmaması adına, sunumu tamamlayabilmek için. Sonra böyle bir tepki geldi. ‘Baro neden erkek avukat göndermemiş, kadın avukat göndermiş’ dediler. Ardından ‘Kadın avukat madem geldi neden böyle giyindi’ demeye başladılar. Ben de sunumu yarıda bırakmak zorunda kaldım. kişisel alana müdahale edilemeyeceğini söyledim kendilerine.

Salonu terk ederken bu etek boyu doğru değil gibi tepkileri oldu. Oradaki arkadaşlarda ben de aynı şeyi söyledik, etek boyunu kimsenin karışamayacağını söyledik. Ben din görevlisi olmadığımı avukat olduğumu hukuk kurallarını anlatmak için orada olduğumu söyledim.”