Fazilet mücadelesi
Milletlerin hayatı, siyaset adamları tarafından şekillendirilir!
Bu düşüncenin doğru bir tespit olduğuna inanmak istemiyorum.
Yalnız bu konuda şunu söylemenin de doğru olacağı kanaatindeyim;
Her millet kendi yaşayış tarzına uygun bir maarif sistemiyle toplumu şekillendirmeye çalışır.
Daha doğrusu şekillendirmelidir.
Şu hususu da inkar etmeyelim; Siyaset kurumları da toplumları istediği biçimde bir kalıba sokabilir! Bunu Anlamak için on dört yıllık AKP iktidarında, ülkemizde ortaya çıkan manzaraya bakmak yeterlidir.
***
Fazilet mücadelesi, bir milletin hayat felsefesi olmalıdır.
Bunun için de milletin maarifini her vatandaş sahiplenmelidir.
Annelerimizin, bir okul olduğu gerçeği asla unutulmamalıdır.
Diyeceksiniz ki, günden güne daha çok ezilen, horlanan anneler mi?
Çok doğru, öyleyse annelerimizin milli ve manevi alanda söz sahibi olacak şekilde yetiştirilmesi için, idare edenlere cesaretle gereğini yapmalarını söyleyebilmeliyiz.
Kadınların mücadele gücü, erkeklere nazaran zorlukları daha çabuk yenebilir!
***
Bunun için de devletin:
Aydın din adamları,
İnançlı vatanperver maarif ordusu,
Yine vatanperver inançlı milli savunma ordusu,
Ağzı dualı, modern düşünceli şeref timsali hukukçular,
İş ahlakından, helal kazanç yollarından ayrılmayan esnaflar,
Temeli ahlaka dayalı bir maarif sistemiyle yetiştirilmelidir.
Bilhassa; Diyanet ve Milli Eğitim bağımsız olmalıdır.
***
Doğruluk ve memleket aşkı, her vatandaşın besmelesi olmalıdır.
İdareciler, aşağıdaki ve yukarıdaki vatandaşlarına karşı adil olmalıdır.
Bunun içinde:
İyi ahlak,
Liyakat,
İlim ve bilgi,
Yasalara riayet,
Fazilet mücadelesinin temelini oluşturmalıdır.
***
Siyaset kurumları da bir kontrol mekanizması altına alınmalıdır.
Sorumsuz siyaset ve sandık aklanma yeri olmamalıdır.
Genel başkanların seçtikleri sözde milletvekilleri ile fazilet mücadelesi yapılabilir mi?
Dokunulmazlık kabul edilemez bir ayrıcalık olmaktan çıkarılmalıdır…
Böylece, siyasetçiyi yön verecek bilgili toplum yaratılır.
***
Tarihte görülen bir takım olaylar, şahısların fedakarlığı sayesindedir.
Bu fedakar insanlar, halkın hafızasından silinemeyeceği için, gelecek nesillerin önderleri olacaklardır. Bilindiği gibi bir söz, insanlığı yok eder, bazen de ayağa kaldırmaya yeter. Atatürk ve arkadaşlarının başlattığı Kurtuluş Savaşı, bir fazilet mücadelesi değil miydi?
***
Bugün şişirilmiş şöhretler, sözde “Yeni Türkiye” mücadelesi yapıyorlar!
Keşke adaletli, dürüst, şeffaf olsalardı da halkımız nefret çukuruna sürüklenmeseydi.
Kanun, nizam tanımadan, kumpaslar, paralel yapılar, iftiralar yapılmasaydı, bir fazilet mücadelesi yapıldığını söyleyebilirdik. Maalesef; fazilet, sadece bir ablamızın adı olarak kaldı.