Felaket tellallarına prim vermeyelim…

Komplo teorilerini ve felaket senaryolarını artık bir kenara bırakalım. Virüs’ten daha hızlı yayılan kaos ve korku, panik ve kriz söylentilerine kulak asmayalım. Millet psikolojik olarak çok yoruldu. Korku, panik ve çözümsüzlük yaymayalım.

Çözüm ve sonuç odaklı bir şeyler yapalım.

Evet bir şeytani hain plan var, güç odaklarının kıyasıya rekabeti var ama onların değirmenine su taşımayalım. Küresel güç dediğimiz şeytani aklın reklamını yapmayalım. Daha fazla beğeni almak ve dikkat çekmek için bu söylemleri artık sürdürmeyelim.

Medya, sosyal medya, internet, youtube’da felaket tellalları türedi. ‘O yaptı, bu yaptı. Öyle de olur, böyle de. Ben demiştim, kimse beni dinlemedi’ gibi sistemlerin biri bin para. 100 tane öneri yazıyor, biri elbet tutar, bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösteriyor. Sallamak bedava. Ortalık teorisyenden, stratejisyenden, analistten geçilmiyor.

Santrançta oyun bitince şah da, vezir de, kale de, fil de, at da, piyon da aynı torbaya konur, önemli olan torbayı taşıyandır.

Biz ne yapmalıyız, onu konuşalım.

Görünmez bir virüs bu asrın Nuh tufanı oldu. Kurdukları tuzağa kendileri düşecek. Biz tedbirlerimizi alalım. Sağlık ve hijyen kurallarına uyalım, sosyal mesafeye dikkat edelim. Bilim kurulunun, ilgili bakanların ve mülki idarenin uyarılarını dikkate alalım.

***

Dünyanın felaketleri ve musibetleri bitmez. İmtihan dünyasındayız. Biri gider, biri gelir. Deprem gider, virüs gelir; virüs gider, savaş gelir. İlhas ile tevbe edip, tevhid ile Allah’a yönelmek en doğrusu. Tevbe, dua, zikir, salavat, tevhid, şükür ve tefekkür zamanı. İhlasla yapılacak tevbe ve dua, gelecek tufanı engellemeyebilir ama bizim Nuh’un gemisine binmemize vesile olur. Öze dönelim ve kendimize gelelim. Kuran’a, sünnete sarılalım, bilim ve tekniğe sarılalım. Yerli ilaç, yerli aşı, yerli gıda, yerli tohum, yerli yazılım konusunda çalışmalar yapalım. İlim, irfan ve hikmet rehberimiz olsun.

Çok şey söyleyebiliriz ama fazla söze ne hacet. Toplum psikolojisi ve sosyolojisi çok önemlidir. Bir olumsuz söylenti bütün toplumun direncini çökertir. Milletin moralini, motivasyonunu, imanını, inancını, itikadını, ihlasını, umudunu kırmayalım. Alternatifleri ve çözümleri konuşalım. Sonra telafisi mümkün olmayabilir.

Kıymetli hocalarım, başkanlarım, basın mensuplarım ve değerli halkımız, lütfen felaket tellallarına prim yaptırmayalım.

Herkesi sağduyu’ya davet ediyorum, duyan bu sese kulak versin…