Gerçeklerin kötü huyu!

31.05.2021
A+
A-

Turkis mafia dizisinin 1. Sezon 8. Bölümünü Pazar sabahı milletçe izledik ve bir hafta daha konuşacak gündemimiz oldu.

Bu haftanın gündemi; “MİT Tırları”, “SADAT”, “El Nusra” ve “Bayır- Bucak Türkmenleri” kısacası Türkiye-Suriye politikası.

Türkiye sınır ötesi operasyon ve yardımlarda hiç bu kadar ifşa olmamış, hele ki yardımlar konusunda yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmamıştı.

Hatırlayalım; bu türden iddialar hangi zeminde ve nerelerde yaşandı. 1974 öncesinde Kıbrıs Türklerine meyve sandıkları içinde her türlü yardım yapılmıştı ama hiç yapılan yardımlarla ilgili yolsuzluk iddiası basına yansımadı.

Örneğin; Çeçenistan Türkiye’den birçok kişinin yardım ettiği kardeş ülkeydi ama vahabilik kabul edilince yardımlar kesildi.

Kosova’da UÇK, ayrılıkçı konuma düşünce gözden düştü, Suriye’de IŞİD ve El Nusra ilk zamanlarda heyecanlı gençler olarak adlandırılıyordu zamanın başbakanı tarafından… İşin aslı Müslüman heyecanlı gençler dedikleri Müslüman Türkler başta olmak üzere çok sayıda masumu katlettiler. Suriye ve Irak toprakları yüz yıl sonra bu heyecanlı gençler yüzünden esir pazarlarının kurulmasına, aleni kafa kesmelere ve toplu infazlara yeniden şahitlik etti.

Ya Suriye’de Türkiye’nin kaybettikleri!

Prof. Dr. Salim Koca, “Türkler ve İslamiyet” makalesinin girişinde “Türklerin İslâm dinine ve İslâm medeniyeti dairesi içine girmeleri, hiç şüphesiz Türk, İslâm ve Dünya tarihinin en önemli olaylarından biridir. Zira, bu tarihî olaydan kısa bir süre sonra İslâm ülkelerinin ortasında devletlerini kurarak, İslâm dünyasının kaderine hâkim olan Türkler, İslâm dininin en kudretli savunucuları ve İslâm medeniyetinin de en büyük temsilcileri olmuşlardır. Onlar, İslâm dininin ve İslâm medeniyetinin ilk mensupları olan Araplardan daha fazla, yani on asır süre ile bu tarihî görevi başarıyla sürdürdüler. Daha da önemlisi, Türkler içine girdikleri dünyada kendilerini yutmaya çalışan Fars ve Arap kültürlerine karşı millî kültürlerini ve kimliklerini koruyarak zamanımıza ulaştırdılar” ifadelerine yer veriyor.

Türk ordusunun tarihinde din savaşı yoktur, Türk askeri geleneğinde soydaş olanlara veya mazlumlara yardım varsa menfaat yoktur. Tarihimizde böyle bir kara leke alnımıza çalınmamıştır.

Türk devleti sözde mafya üyesi birinin açıklamalarıyla sarsılacak yapıya sahip değildi.

Peki, ne oldu herkes derin bir sessizliğin içinde?

Yoksa eski bakan Cemil Çiçek’in dediği gibi yüzde biri dahi doğruysa vay halimize…

Milyonların gündemi; Sedat Peker’in açıklamaları… Bu gerçekten kaçış yok. Cumhurbaşkanının etrafında bu krizi yönetecek tek bir Allah’ın kulu yok, basın iletişim başkanı dahi sosyal medya paylaşımlarını silmeye başladı. Adı geçen Cumhurbaşkanlığı çalışanları sosyal medya hesaplarını kapatmaya başladılar.

Yeni gelişme ise Venezuela’dan geldi. Eski başbakan Binali Yıldırım’ın “Oğlum Venezuela’ya maske ve test kiti götürdü” açıklamasında bulunmuştu Peker’in açıklamalarına yönelik. Fakat Venezuela gümrük kayıtlarında 1 Ekim-31 Aralık 2020 tarihleri arasında Türkiye’den Venezuela’ya hiçbir maske sevkiyatı yapılmamış bilgisi geldi.

Dünyada hiçbir gerçek yoktur ki gizli kalsın, çünkü gerçeklerin bir gün ortaya çıkma gibi kötü bir huyu vardır.

Ortaya atılan her iddianın doğruluğu reisin kredisinden bir puan götürüyor.

Siyasette yokuşu çıkmak zordur ama aşağıya inmeye başladıysanız sizi kimse durduramaz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.