Gezi Parkı’nın mülkiyeti İBB’den alındı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) mülkiyetindeki Taksim Gezi Parkı, “Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı”na devredildi.
Tapuda İBB’ye tahsis edilmiş olan ve mülkiyeti İBB’de bulunan Taksim Gezi Parkı, alınan kararla “Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı”na devredildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü, Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin “Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı”na geçtiğini bildirdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, 2008’de yapılan 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 30. Maddesi gereğince İnönü Meydanı 751 ada 1, 2 ve 3 parsel, Cumhuriyet mevkii 751 ada 4 parselin mülkiyeti, ‘Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na geçti.
İBB’DEN AÇIKLAMA
GEZİ PARKI ARAZİSİ’NE KEYFİ BİÇİMDE EL KONULARAK TAKSİM MEYDANI PROJESİ ENGELLENİYOR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olarak, Gatala Kulesi’nden sonra kadim kentimizin Gezi Parkı alanına da el konulması üzerine kamuoyuna şu açıklamayı yapma gereği duyulmuştur:
“23 Haziran 2019 seçimlerinden sonra, merkezi yönetimin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik tavrı kamuoyu bilgisi dahilindedir. Ne yazık ki, diyalog, uzlaşı, ortak akıl ve birlikte çalışma kavramlarından daha çok; ‘hesaplaşma’, ‘gününü gösterme’, ‘iş yaptırmama’, ‘engelleme’ ‘vesayet’ ve ‘yetki gaspı’ anlayışıyla devam eden sürecin son halkası Taksim Gezi Parkı’nın İBB mülkiyetinden alınması olmuştur.
Talimatla bu kararı alanların açıklamalarında kanun maddelerine atıfta bulunulması, bu kararları hukuksal kılmadığı gibi vicdanlarda da aklamaz. Daha kısa süre önce, 166 yıldır İBB mülkiyetinde olan Galata Kulesi’de aynı şekilde gasp edilmiştir.
Şimdi de Gezi Parkı alanı, İBB’ye haber bile verilmeden, sadece 1 günlük yazışma ile yürütülmüştür. Yüzbinlerce İstanbullu’nun oy vererek yapılmasını istediği yeni Taksim Meydanı projesinin çalışmalarına başlamak üzereyken alınan bu kararın zamanlaması manidardır. Bu karar meydanın yeniden yeşil ve estetik bir alana dönüştürülme projesini durdurmak için alınmıştır. Üstelik, 350 bin İstanbullunun demokratik katılım süreciyle şekillenmiş iradesine rağmen, alınmıştır. İstanbul’u betona çeviren kafa yapısının, İstanbul’un sembolik meydanını yeşile çevirecek bir projenin karşısında durması tesadüf değildir.
Görünen o ki , başta İstanbul Büyükşehir Belediye olmak üzere 31 Mart ve 23 Haziran 2019 tarihlerinde muhalefet partilerinden seçilmiş yerel yönetimlere karşı hasmane tavırlarla alınan bu ve benzeri kararların devamı da gelecektir.
İstanbul gibi kadim bir şehirde kanunları istismar ederek her değerli yapıyı her değerli alanı gasp etmek mümkündür. Her ne kadar benzer kararlar daha önce alınmış olsa da hiçbiri bu kadar tarihsel değeri ve simgesel önemi olan alanlar için gerçekleşmemiştir. O yüzden İBB ile temas dahi kurmadan bir gecede alınan bu kararları asla iyi niyetli ve halk yararına adımlar olarak görmüyoruz. Bu kararlara karşı hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Öte yandan yeni türeyen çok sayıda hormonlu vakfın kullanımına açılan, vakıflara ait tarihi yapılarla ilgili de benzer bir tavrın gösterilmesini beklemekteyiz.
21 aydır yönetimimizi her alanda engelleme ve kuşatma girişimlerine rağmen, 16 milyona hizmette hiç bir aksamaya izin vermediğimiz gibi, İstanbul’a daha önce görülmemiş yeni hizmetler sunduk ve sunmaya da devam edeceğiz. Bundan sonra da aynı kararlılıkta devam edeceğiz.
Taksim Meydanı’nı milletimize kazandırma ve hak ettiği görünümüne kavuşturma mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Mevcut gasp girişimi 16 milyon için sadece zaman kaybı olacaktır. Milletimizin sağduyusu, yakın tarihte de çok örneği olduğu gibi hukuk ve teamül tanımaz karar vericilerin siyaset mühendisliklerini yenecek güçtedir.
İBB ve Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul halkından aldığı güçle, bu haksız ve adaletsiz kararlarla her alanda ve her araçla mücadele etmeye devam edecektir.
Kamuoyuna Saygılarımızla
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ