Gri pasaportta bir skandal daha…

Türkiye’deki gri pasaportlarla Almanya’ya uzanan insan kaçakçılığı organizasyonunda Almanya’da suçlular yargı önüne çıkarılıp ceza alırken, Türkiye’de suç duyurularına “soruşturmaya gerek yok” kararı verildiği ortaya çıktı.

Malatya Yeşilyurt Belediyesi’nin de aralarında bulunduğu birçok belediye aracılığıyla gri hizmet pasaportları kullanılarak Almanya’ya insan kaçakçılığı skandalında yeni gelişme yaşandı.

Türkiye’nin Hannover Başkonsolosluğu’nda görevli muavin konsolos Güler Fidan’ın, Yeşilyurt’tan gri pasaport verilerek Almanya’ya gönderilen kafileden şüphelenerek amiri Hannover Başkonsolosunu uyardığı, uyarılarının dikkate alınmaması üzerine de savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı.

BAŞKONSOLOS “HANGİ PARTİ?” DİYE SORMUŞ

Gri pasaport skandalını ilk fark ederek uyarılarda bulunan Güler Fidan, savcılığa gönderdiği ihbar ve suç duyurusu dilekçelerinde şu önemli iddialarda bulundu:

– Dışişleri’nden Hanover’e 10 Eylül 2020’de gönderilen yazıda Yeşilyurt’tan Hanover’e 45 kişilik bir kafile geleceği bildirildi. Seyahat kısıtlaması yaşanan COVİD döneminde bu kadar kalabalık kafilenin, hepsi de gri pasaportlarla Almanya’ya gelişinden şüphelenerek Başkonsolosumuzu uyardım.

– Programa göre kafilenin 7 Eylül-16 Eylül arası Hannover’e gelmesi gerekiyordu. Ama bu tarihler arasında Türkiye’den çıkış yapmadıklarını tespit ettim. Şüphelerimi bir kez daha Başkonsolosa ilettim. Başkonsolos ‘Belediye hangi partidenmiş?’ diye sorunca bilgisayardan AK Parti olduğunu öğrenip bildirdim.

SUÇ ORTAĞI KONSOLOSLUĞUN DİBİNDE ÇIKTI!

– Yeşilyurt Belediyesi’nin pasaportları çıkartırken ortak etkinlik yapacaklarını duyurduğu Hannover Belediyesi’nin programdan haberinin dahi olmadığını öğrendim. Davetiyelerde ismi geçen aracı Ersin Kilit GMBH isimli firmanın ofisinin ise Hanover Başkonsolosluğumuza 400 metre uzaklıkta olduğunu öğrenince işin içinde yasadışı insan kaçakçılığı olabileceği düşüncemi yine Başkonsolosa aktardım.

PASAPORTLAR DÖNMÜŞ, GİDENLER DÖNMEMİŞ

– Ekim ayı sonunda, 45 kişilik kafilede yer alan isimleri tek tek araştırınca, Türkiye’ye dönüş yapmamalarına rağmen pasaportlarının ‘Muhafazada’ olduğu yani İçişleri Bakanlığına iade edildiğini öğrendim. İnsan kaçakçılığı yapıldığı artık net biçimde ortaya çıktığı için Başkonsolosumuza yine bilgi verdim. Kendisinin de hem Ankara’yı hem de Almanya’daki tüm temsilciliklerimizi uyaran bir yazı göndermesi gerektiği konusunda görüşümü ilettim.

– Ancak Başkonsolos Eylül ve Ekim aylarında yaptığım tüm uyarılara rağmen ne Ankara’da Bakanlığı ne de Almanya’daki temsilciliklerimizi bir kez olsun uyarmadı.

SAVCI “SORUŞTURMAYA GEREK YOK” DEDİ

Güler Fidan bu ihbar mektubuyla birlikte ‘İnsan kaçakçılığı suçunu ivedilikle ilgili ve yetkili tüm makamlara bildirmeyerek görevini ihmal ettiği, kamunun zararına ve kişilerin mağduriyetine sebebiyet verdiği ve suçu bildirmeme suçunu işlediği’ iddiasıyla Hanover Başkonsolosu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na önce Mayıs sonra da Ağustos ayında iki ayrı suç duyurusunda bulundu.

Fidan, aynı iddiaları CİMER aracılığıyla Cumhurbaşkanlığına da iletti. Suç duyurusunu değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcılığı, 4 Kasım 2021’de ‘soruşturma yapılmasına yer olmadığı’ kararı verdi. Kararda, ‘iddiaların soyut ve genel nitelik arz ettiği, somut bilgi ve delile dayanmadığı, soruşturma açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı’ savunuldu.

“TÜRKİYE’DE ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR”

Savcılığın soruşturmaya gerek olmadığı kararını kamuoyu ile paylaşan TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer tepkisini şöyle dile getirdi:

“Kendi hizmet pasaportlarımız kullanılarak ‘insan kaçakçılığı’ yapılmış. Ama üzerine giden yok. İhbarlara soruşturmaya gerek yok deniyor. 45 kişilik kafilenin gidişinden ev sahibi konumundaki Hanover Belediyesi’nin habersiz olması, gidenler Türkiye’ye geri dönmezken pasaportlarının nasıl İçişleri Bakanlığı’na iade edildiği, Almanya’da bu kaçakçılığa aracılık eden şirketin TC Başkonsolosluğunun çok yakınında ofis açması önemli bilgiler değil mi? Neden savcılık bu ciddi ihbar ve iddiaları hakkında muavin konsolosu, başkonsolosu ve diğer diplomatları çağırıp ifadesini alma gereği görmemiş! Sadece Türkiye değil, Almanya da aylardır bu meseleyi konuşuyor. Olayın döndüğü yerde çalışan bir Türk diplomatı ismini vermekten çekinmeyerek ihbarda bulunuyor, bildirimde bulunmak istiyor. Ama savcı masa başından takipsizlik veriyor. İnanılır gibi değil!”

“MÜFETTİŞ GÖNDERİLMELİ, DAVALAR AÇILMALI”

Gri pasaport ile insan kaçakçılığı skandalının Almanya ayağına ilişkin soruşturmaların süratle tamamlandığı ve davaların açıldığına işaret eden Çakırözer, “Hanover’de, Münih’te diğer eyaletlerde soruşturmalar tamamlanıyor. Davalar başlıyor. Hatta Hannover’deki tamamlandı, Almanya’da bu işe karışanlara ceza bile verildi! İşin asıl sorgulanması gereken yer olan Türkiye’de hiçbir şey yapılmıyor. Türkiye deve kuşu gibi kafasını kuma gömmüş bekliyor. Türkiye’den kaç kişi bu şekilde hizmet pasaportu ile kaçırıldı? Belediyelerde, içişlerinde, dışişlerinde kimler bu suçun ortağı? Bu sorulara verilebilecek tek bir yanıt yok! Derhal Almanya’ya Devlet Denetleme Kurulu’ndan müfettiş gönderilmeli. İddiaların sahibi ve hedefindeki diplomatların ifadesine başvurulmalı. Bu iddialar bir an önce yargının önüne taşınmalı. Her kurumdan kimlerin sorumluluğu varsa, belediyeler, kaymakamlık, valilikler. İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarında kimin sorumluluğu varsa üzerine gidilmelidir” dedi.

(Kaynak: Sözcü)