Gültekin Uysal: Eninde sonunda iktidarı da kaybedeceksiniz
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, “Bütçenin -aleyhte oy vermemizin hiçbir mana ifade etmemesinin bilinciyle- aleyhinde oy vereceğiz, ret oyu vereceğiz” dedi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, TBMM Genel Kurulunda bir konuşma yaptı.
2020 Bütçe görüşmelerinin yapıldığı Genel Kurul son oturumunda konuşma yapan Genel Başkan Uysal, partisine yapılan bir hukuksuzluğu dile getirdiği konuşmasında Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı Melih Gökçek’in dönemindeki usulsüzlüğü “Moğol istilasından sonra Ankara’nın uğradığı en büyük yağma teşebbüsü” olarak nitelendirdi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, konuşmasında yaptığı değerlendirmelerde şunları ifade etti:
“Görüşmeler, Cumhurbaşkanlığının temsil düzeyi düşük profilli usulü tamamlama işlemi cihetinde devam ediyor maalesef”
Çok Değerli Başkan, çok değerli milletvekilleri; 2018 kesin hesabı ve 2020 bütçesiyle ilgili değerlendirmeler yapmak üzere sizlerin huzurundayım. Büyük Millet Meclisimizin en asli vazifesini olarak görüşmesi gereken bütçeyi konuşuyoruz.
Bütçe vesilesiyle, topyekûn, sadece 2018’i, 2020’yi değil, 17 yıllık iktidarın hülasasını yapacağımız, beraberinde muhasebesini yapacağımız, yarınlara dair de en üst düzeyde değerlendirmeler, yüksek oktanlı müzakerelerle beraber karara bağlayacağımız bir görüşme olmalı idi. Ama bugün, birtakım sistemik ve yapısal engeller, barajlar ve siyasetin altyapı eksiklikleri dolayısıyla, buradaki hâlden de anlaşıldığı gibi, başta Cumhurbaşkanının, birinci derecede sunan siyasal kurum olarak Cumhurbaşkanlığının temsil düzeyi maalesef düşük profilli usulü tamamlama işlemi cihetinde devam etmektedir.
Bugün buradaki değerlendirmeler, “kutuplaşma”, “demokratik tavır alanlarının daralması”, “bir doğruyu bin türlü yalanlayabilme sanatı”, “bir yanlışı bin türlü savunabilme sanatı” olarak da ifade edilebilecek çerçevede sürüyor. Nitelikli değerlendirmeleri, müzakereleri de beraberinde maalesef yapamıyoruz.
Bütçeler yapılırken, bütçe vesilesiyle Meclisler öncelikleri tayin eder, siyasi öncelikleri ortaya koyarlar.
“Yatırımların çoğu sanayi ve ihracat dışındaki sektörlere gitti”
Burada üç tane 5 yıllık kalkınma planını uygulamış, beraberinde 18’inci bütçeyi görüşüyoruz. Bütçeler, planlar, programlar, orta vadeli planlar, yeni ekonomi programları ve en son, 11. Kalkınma Planı vasıtasıyla da ifade edildi. Sadece bir şeyin altını çizmek isterim:
2014-2018 arasında yatırımların çoğu sanayi ve ihracat dışındaki sektörlere gitti. “2019-2023 yılında sanayi ve teknolojiye öncelik vereceğiz” diye ifade kullanılmasına rağmen; bütün bunlara bağlı kalınmadığını, iktidarın kendisinin bu programlar, bütçelerle de bütçe kaynaklarının aktarımından, MHP temsilcisi de ifade ettiği, bütçe hakkının kötüye kullanıldığının altını çizdiği gibi, söylenenlerin gerçekleşmediğini gördük.
“Partimizin maruz kaldığı bir hukuksuzluk üzerinden değerlendirme yapma istiyorum”
Elbette siyasi partiler isimlerinden başlayarak iddialarıyla, programlarıyla sınanır. Ben, çok özelde parti tüzel kişiliğimizin birinci derecede muhatap olduğu bir hukuksuzluk üzerinden değerlendirmelerimi de yapmak ve tamamlamak istiyorum:
Biliyorsunuz, Demokrat Parti; Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi’nin birleşimiyle beraber bugün kök hücrede buluşarak hayatiyetini devam ettiriyor.
Bir siyasi parti olarak, asgarisinde siyasi nezaketsizlik, onun da üstünde siyasi ahlaksızlık ve hukuksuzlukla maalesef 6-7 yıldır karşı karşıyayız.
“Bir gece ansızın partimizin bulunduğu alanın imarı değiştirildi”
Genel Merkez olarak kullandığımız, Dışişleri Bakanlığının yanındaki Genel Merkezimiz; hukuksuz bir şekilde, uzunca yıllar Ankara’nın Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapmış, Moğol istilasından sonra Ankara’nın uğradığı en büyük yağma teşebbüsüne muhatap kalmıştır.
Bir kişinin tasarruflarıyla, zamanın Belediye Başkanı Melih Gökçek, 2014 seçimleri öncesinde, bugün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Mansur Yavaş’ın partimizden aday olacağıyla ilgili kamuoyuna birtakım beyanlar düşünce, bir gece ansızın partimizin bulunduğu alanın imarını değiştirerek her zamanki oyununu oynadı.
Mahkemeye gittik, idari mahkeme “lehimize karar” verdi. Yeniden Büyükşehir Meclisine başvurduk. Bu defa da kanunun arkasından dolanarak yeni bir karar ihdas etti; öncesinde “idari alan” ilan ettiği genel merkez binasının bulunduğu alanı, sonrasında “kültürel, sosyal idari alan” ilan ederek yeniden mahkemeye gitmemizin yolunu açtı.
Yeniden mahkemeye gittik, iptal edildi bu hukuksuzluk. Bu dönem Büyükşehir Belediyesine başvurarak bu hukuksuzluğun giderilmesini, kanunla beraber tescillenmiş yargı kararının uygulanmasını talep ettik. Ancak meselenin gerçekte “Melih Gökçek” olmadığını, Melih Gökçek’i bile arar hâle geldiğimizi, “sistematik hukuksuzluk icat eden bir siyasi aklın devrede olduğunu” gördük.
“Yeni bir hukuksuzlukta ısrar ettiler”
Bu sefer de Genel Merkezimizin bulunduğu alan, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde çoğunluk iktidar partisinin elinde olması hasebiyle, “sanayi depolama alanı” ilan edildi. Tekrar altını çizmek istiyorum; sanayi depolama alanı; yeni bir hukuksuzluğu icat etti.
Bu hususu Sayın Başkan veto etti. Yeniden Komisyona gitti. Genel Sekreterinden bakanlarına, Cumhurbaşkanlığına varıncaya kadar AK Parti’nin ilgililerine iletmemize rağmen bu hukuksuzlukta ısrarlarını gördük.
“İzzetbegoviç ve Akif’i anlasanız yeter”
Bugün Akif’in 146’ncı doğum yıl dönümü. Açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki siyasi heyet olarak, siyasi itikadınız, iddia ettiğiniz değerler, bayraklaştırdığınız değerler dolayısıyla Aliya İzzetbegoviç ve Akif’i anlasanız yeter kanaatindeyim. İzzetbegoviç “Düşmana benzediğinizde kaybedersiniz” diyor.
Evet, hukuksuzluk icat etmek noktasında maalesef Türkiye’ye kötü bir miras bırakmış FETÖ’cülerin usulünü bugün kendinizin dışındaki insanlara uygular hâle geldiğinizi görüyorum. İtikatta Müslüman ve demokratsınız ama amelde baktığınızda, icra ettiğiniz gerçek; hukuksuzluk, yolsuzluk.
“Mümin olmak; elinden, dilinden emin olmaktır”
Tam projeyle bütünleşecek Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinde bir Grup Başkan Vekiliniz var, adı da Mümin. Mümin olmak; elinden, dilinden emin olmaktır. Bütün bu bayraklaştırdığınız değerlerle beraber maalesef hak davasını kaybettiniz, hukuk davasını kaybettiniz, eninde sonunda iktidarı da kaybedeceksiniz.
“Bütçeye ret oyu vereceğiz”
Ben bütün bu olumsuzluklara rağmen; Türkiye’nin cesametiyle mütenasip bir ölçekte siyasi akılla buluştuğu takdirde, önümüzdeki on yıllar içerisinde demokrasisine, hukukuna, ekonomisine, eğitimine yeni bir derinlik ve boyut katabildiği takdirde, kendi kudret kapasitesiyle buluşacağı ve ortaya koyduğumuz hedeflere yürüyeceği kanaatindeyim.
Bütçenin -aleyhte oy vermemizin hiçbir mana ifade etmemesinin bilinciyle- aleyhinde olduğumuzu, ret oyu vereceğimizi ifade ederek hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
“Ak Parti Grup Başkanı Naci Bostancı cevap verdi”
Genel Başkan Uysal’ın konuşmasının ardından söz alan AK Parti Grup Başkanı Mehmet Naci Bostancı ise cevaben “Sayın Uysal konuşmasını yaparken Sayın Gökçek’le ilgili olarak “Moğol istilasından sonra, Ankara’nın uğradığı en büyük felaket, yağma ve talan” gibi birtakım ifadeler kullandı. Sayın Gökçek Ankara’da yirmi küsur yıl -otuz yıla yakın- Belediye Başkanlığı yaptı. Herkesin sevmesi gerekmez, öyle bir şart yok ama Belediye Başkanlığı görevine Ankaralıların oylarıyla seçildi. Dokunulmazlığı yok, şu anda sivil bir vatandaş. Varsa bir iddianız, o söylediğiniz ağır sözlerin karşılığı olan bir durum varsa mahkemeler orada, savcılar orada; hiçbir dokunulmazlığı yok” diye konuştu.
Bostancı’nın cevabı karşısında muhalefet partileri sıralarından “Az bile söyledi. Seviliyorsa niye görevden aldınız o halde? Mahkemelerde hakimi değiştiriyorlar” yorumları yapıldı.