İhaleler aynı şirketlere…

Geçen hafta ülkemizin yaptığı Barış Pınarı Harekatı’nı yazmıştık. Bu hafta da niyetimiz operasyondaki gelişmeleri yazmaktı ancak harekata ara verildi. Harekata ara verilmesi  tartışmalara yol açtı. Hükümet bu “ara vermeyi” bir başarı gibi göstermeye çalışırken, muhalefet ise eleştiri oklarını yöneltti. Şahsi kanaatim ise net bir şey söyleyebilmek için erken olduğu yönünde. Bekleyelim, görelim. Sahada her an her şey değişebilir.

Tüm bu olanları sabırla beklerken Amerika Devlet Başkanı’nın, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a yazmış olduğu mektup ortaya çıktı. Mektubun üslubu bir devlet adamının nezaketinden çok uzak, hatta hakaretler içeriyordu.

***

İçinde tehdit, hakaret bulunan “aptal olma” şeklinde biten bir aşağılamayı Türk insanının kabul etmesi mümkün değildir. Bu mektuba en sert üslupla cevap verilmesi gerekirken, sessiz kalınması son derece düşündürücü ve üzücüdür.

***

Ülkemizde gündem son derece yoğun. Hangisini takip edeceğimizi şaşırıyoruz. Tüm bu yoğunluk içerisinde bu hafta yaşanan bir olay son derece enteresandı. Haydarpaşa ve Sirkeci Garı atıl depo alanları kiralama ihalesinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elenmesi büyük tartışmalara yol açtı.

***

İBB elenirken, ihaleyi alan Hezarfen Danışmanlık Şirketi’nin CV’si ise tartışmaları iyice alevlendirdi. CV’deki tek özellik Bilal Erdoğan’a yakın olması. Bunun haricinde 10.000TL sermayeli bir şirketin böyle büyük bir ihaleyi alabilmesi zaten mümkün görünmüyor.

***

Kamuoyu bu durumu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı paylaşımlardan öğrendi. Paylaştığı videoda İmamoğlu son derece kızgın gözüküyordu. Sayın İmamoğlu sadece kızmakla kalmadı ve dev bir avukat ordusuyla hem suç duyurusunda bulundu, hem de ihalenin iptali için dava açtı. 31 Mart akşamı ‘hak yemem, hakkımı da yedirmem’ diyen İmamoğlu, bu huyunu konuşturacak gibi gözüküyor.

***

Vatan evlatları Suriye’de fetihteyken, bazıları da burada ihale fetihlerinde. AK Parti hükümeti döneminde kimlerin nasıl ihaleleri aldığı herkes tarafından biliniyor. Sayın Meral Akşener’in daha önce ifade ettiği gibi 5 şirket dışında şirket yokmuş gibi tüm ihaleler bu şirketlere veriliyor. Kamu İhale Kanunu’nun 16 yılda 187 defa değiştirilmesi bile bunun en büyük göstergesi…