İmamoğlu: Tedavi edilecek her unsurun ilacı; ortak akıl
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentte faaliyet gösteren üniversitelerin rektörlerinin ardından, bu kurumların mütevelli heyeti başkanlarıyla da bir araya geldi.
Amaçlarının ortak aklı bu şehirde hakim kılmak olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Biz, yönetim olarak; yöneticileriyle, akademisyenleriyle, çalışanlarıyla, her yönüyle kentsel yaşamı kolaylaştırmak adına ortak aklın tedavi edilecek her unsurun en büyük ilacı olduğunu biliyoruz. Belediye-üniversite iş birliğinin en ileri örneklerini hep birlikte sergileyebiliriz. Kapımız, ardına kadar açık” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, rektörlerin ardından 43 vakıf üniversitesinin ve 3 vakıf meslek yüksekokulunun mütevelli heyeti başkanlarıyla Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya geldi. İmamoğlu, rektörler toplantısında yaptığı sunumun bir benzerini başkanlarla da paylaştı.
İstanbul’da öğrenim gören yerli ve yabancı öğrencilerle ilgili rakamsal bilgiler ileten İmamoğlu, kütüphane ve yurt konusunda eksiklikler bulunduğunu belirtti. Gençlerin büyük şehirlere taşınma ve buralarda yoğunlaşma arzusu olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Dolayısıyla bizim bu yoğunlaşmayı nitelikli hale getirmemiz lazım. Yeteneğin, bilginin, teknolojinin ya da ekonominin verimli bir şekilde yoğunlaşmasını sağlamamız lazım. Bu süreçler iyi koordine edilmediği takdirde, bu sefer mutsuz kentler var edebiliyoruz. Bunun farkındayız ve gelişimimizi destekleyici bir yol haritası ortaya koyma çabası içerisinde olacağız” dedi.
“YENİ ÇAĞIN EN ÖNEMLİ DUYGUSU; DEMOKRASİ”
Ülkelerin gelişmesinde teknolojik üstünlüklerin tek başına yeterli olmadığını vurgulayan İmamoğlu, “Bu yeni çağın en önemli duygularının tolerans olduğunu, demokrasi olduğunu ve bundan dolayı tercih edildiğini hepimiz gözlemliyoruz. Bu gerçeklikten uzak duramayız. Dünyanın değişik yerlerinden yaratıcı ve başarılı insanları eğer kendi içlerine çekebiliyorlarsa bazı ülkeler ve şehirler, bu duygularla, verdikleri fırsatlarla bunu başarabiliyorlar. Görüyoruz ki, bazı ülke ve şehirlerin sırrı tam da burada. O bakımdan dünyada yaratıcı o yeni neslin yoğunlaştığı 20-25 metropol var, bunu da gözlemliyoruz. Bu şehirler, yaratıcı insanları cezbetmek için organize bir çaba ortaya koyuyorlar. Bu şehirlerin en lokomotif olanları da oraların belediyeleri ve tabii ki paydaşları; üniversiteler, sanayi odaları, ticaret odaları. Bu konuda önemli adımları gözlüyoruz. Önemli örneklerle iş birliği yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“İYİ BİR İŞ BİRLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR”
“Burası İstanbul” diyen İmamoğlu, “Baktığımızda, ‘Neyimiz eksik’ diye sorduğumuzda; açıkçası eksiğimiz yok, fazlamız var. Sadece iyi bir organizasyona ve iyi bir iş birliğine ihtiyacımız var. Bu alanda nasıl hep birlikte çalışabiliriz, bu gerçekliği görüp nasıl hep birlikte hareket edebiliriz, tam da açıkçası bu sorunun cevabı için buradayız. Şehrimiz için, insanlarımız için, bu kentin daha büyük bir vizyonla dünyaya kendini servis etmesi için hangi çalışmaların, hangi araştırmaların altına hep birlikte imza atabiliriz. Bunlara yoğunlaşmamız gerekiyor. Bu özgür ve özgün dünyaya en yakışan paydaş üniversitelerdir, diye düşünüyorum. Bu bakımdan dünyada küresel rekabeti değiştirmenin başka dilini kullananlar olabilir. Ama bunun geçersiz olduğunu benden çok daha iyi bilenler şu an bu masada var. Biz, yetenekli insanlarımızı bu kentte tutacağız, yurt dışına gitmelerine engel olacağız, bir varlığı bu şehirde var edeceğiz, onlara fırsatlar tanıyacağız. Ama bu tek başına yeterli değil. Dünyanın yetenek havuzundan insanları da bu şehre davet edeceğiz ve onlar için de fırsatlar yaratacağız” ifadelerini kullandı.
“YETENEKLİ İNSANLARA MESAFELİ DURULDU”
“Yetenekli insanlara, farklı insanlara fazlasıyla mesafeli duruldu” saptamasında bulunan İmamoğlu, “Mesafeli duruşunda, bazen ne yazık ki altını bazı siyasi çevrelerde çizerek, çoğu yetenekli insanlara bazen hasmane, bazen düşmanca tavırlarla çok insanı üzmüş süreci vardır ülkemizin. Bu bir gerçek. Kimi zaman etnisite ortaya koyuldu, kimi zaman inançlar ortaya koyuldu, kimi zaman başka duygular ortaya koyuldu. Bırakın dünyanın herhangi bir yerinden insanları buraya davet etmeyi, çoğu zaman kendi insan kaynağımızı bile hırpalamış bir memlekete dönüştük. Bunları yapmamalıyız, bunları engellemeliyiz. 30’lu yıllarda Nazi zulmünden kaçan bilim insanlarının bu ülkeye verdiği faydayı, özellikle akademik insanlar olarak sizler çok iyi biliyorsunuz” dedi.
“YÜZ BİNLERCE ÇOCUK BİZDEN BUNU BEKLİYOR”
Eğitim alanında, başta kreş imalatları olmak üzere, yapmaya başladıkları ve yapacakları projeleri başkanlarla paylaşan İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Sizler de böyle bir değerli sürecin elinden tutabilir ve katkı sunabilirsiniz. Eğitimle ilgili adım atacağımız her seferberlik kavramına dahil olabilirsiniz diye dikkatinize sunuyorum. Zira, bazen bulunduğunuz kampüste, bu tarz ailelere hizmet sunacak bir kreşte iş birliği yapabiliriz ya da size yakın semtlerde, sizlerle yapabileceğimiz iş birlikleriyle yine kreşleri açabiliriz ve bu sürece katkı sunabilirsiniz. Çünkü, yüz binlerce çocuk bizden bunu bekliyor. Nobel ödüllü bir ekonomistin çok güzel bir tarifi var: ‘Bir çocuğa yapacağınız 1 dolarlık yatırımı, gelecekte 8 dolar olarak alırsınız’ diyor. Bu, çok gerçek. Aynı zamanda ülkeleri büyük tehditlerden de koruyan bir yatırım aslında. Bu bakımdan çocukların o yaşta aldıkları eğitimi önemsiyor ve bu konuda hepinizin dikkatine sunmak istiyorum. Yeni nesiller, sizlerin katkılarıyla, daha da farklı akademik iş birlikleriyle bizi zenginleştirebilir, daha da verimli hale gelebilir diye düşünüyorum.”
“KAPIMIZ ARDINA KADAR AÇIK”
Amaçlarının ortak aklı bu şehirde hakim kılmak olduğunu vurgulayan İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Örgütlü bir çabayla aslında uluslararası rekabete, bu kadar marka değeri yüksek olan bir kenti etkin bir şekilde katmak… Biz, yönetim olarak; yöneticileriyle, akademisyenleriyle, çalışanlarıyla, her yönüyle kentsel yaşamı kolaylaştırmak adına ortak aklın en büyük ilaç olduğunu, tedavi edilecek her unsurun en büyük ilacı olduğunu biliyoruz. Belediye-üniversite iş birliğinin en ileri örneklerini hep birlikte sergileyebiliriz. Kapımız, ardına kadar açık. Bu bakımdan ‘Vizyon 2050’ çalışmamızla aslında sizi birleştirdiğimizde, üniversitelerimizin akademik çalışmalarını birleştirdiğimizde, ne denli önemli işlere ulaşacağımızı şimdiden görüyoruz. İş birliği protokolleri yapabiliriz. Burada her üniversiteye eşit mesafedeyiz. Öğrencilerinizle sıkı diyalog kurup, onları kuvvetli ve verimli birer İstanbullu haline getirebiliriz.”
İmamoğlu’nun konuşmasından sonra başkanlar söz aldı ve çeşitli konulardaki görüşlerini, sorularını, sorunlarını ve çözüm noktasındaki görüşlerini dile getirdi.