İnsanlık bu mu?
Kendimize gelelim, akıl, vicdan, adalet, edep raydan çıktı.
‘Böl, parçala yut’ diyenlere, hizmet eder haldeyiz.
Çünkü, milli ve manevi bağlarımız çözülmekte.
Adalet olmayan bir ülkede devlet var diyemeyiz.
Resmen bölündüğümüzü inkar edecek kadar körüz!
Biz neden böyle olduk diye düşünenimiz var mı?
Siyaset bir milletin huzuru için yapılmalıdır.
Siyaset, toplumun fedakar edepli insanlarının işi olmalıdır.
Devletin devamlılığı, yüceltilmesi partilerin görevidir..
Millet İttifakı
Cumhur İttifakı
diye bölünen bir milletin yarınlarını düşünmüyoruz!
Her gün söz düellosu ile boğuşmaktalar.
***
Değerli okurlarım,
İki veciz sözle dikkatinizi çekmek isterim:
“Siyaset aleminde insaf bir hırsız fenerdir.
Ne tarafı dilerse orayı aydınlatır.”
***
“Hak her şeyin üstündedir.
Hiç bir muhalif rüzgar onu deviremez.”
***
Türkiyemiz güçlü bir devlettir.
Günümüzde endişeli günler yaşamaktayız.
Bunu sebebini siyasetçilere yüklemekteyiz.
Doğruluk payı şüphesiz vardır.
Ama toplum olarak hiç mi sorumlu değiliz?
Bir ülkede halk siyasetin oy deposu olmamalı.
Siyasetin kontrolünü halk yapabilmelidir!
Kanunlar halka bu yetkiyi de vermelidir.
Benim partim, senin partin davası yıkımdır!
Eğriye eğri, doğruya doğru denilmiyorsa…
Yolsuzluk, yokluk ve yasaklar can yakar.
Güçlü bir devletiz.
Çözülemeyecek sorunlarımız yoktur.
Endişeli gidişatı geriye çevirmekte zorluk olabilir!
Koltuklar, beka sorunu yapılmamalıdır.
İttifakları halk ortak noktada buluşturmalıdır!
Bunu yapacak halk nerede demeyelim!
Cumhur İttifakı tetikçi kalemleri kırmalı,
Ekranlardaki sinekleri süpürmelidir.
Aslında balla yağla beslenen yazıcılar ve sözcüler…
Cumhur İttifakına kötülük yapan kişilerdir.
Asıl bölücüler de havuz medyası ve ekrandaki alimlerdir!!!
Halbuki kalemler, bilgili, şerefli insanların elinde fenerdir.
Hırs, kibir yalan iftira gurur esiri yazıcıların elinde zehirdir.
Yazar denilen günümüz beslemeleri, Namık Kemal ve M. Akif’i
bilmiş olsalardı, insanlıktan nasiplenir. Çukura düşmezlerdi.
Cumhur İttifakını nasıl ayakta tutarız diye çırpınıyorlar.
Çünkü önlerinden sofralar kalkacak…
Tetikçi kalemler içinde bulunduğumuz durumdan sorumludur.
Hesap gününün yakın olduğundan korkuyorlar.
İnsan olmanın faziletini idrak ederek dönüş yapsalar ki…
Bunu yapabilecek edep ve inanca sahip değiller.
Siyasetin kulları, içlerindeki kin, öfke ve zillete esirdirler.
Yaktıkları yalan ve iftira ocaklarındaki alevler sönüyor.
Tabii nice mazlumların ahı var omuzlarında…
“Hıyanetin en büyüğü, doğru söylediğini sanan kişinin, topluma yalan söylemesidir.”
Tabii bu insanlık değildir.