İYİ Parti adaylarına açık mektup…
Sayın Aday;
On yedi yıldır iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi, yüz yıllık Türkiye Cumhuriyeti devletini, üç bin yıllık Türk devlet geleneğini, nesnel ve tinsel varlığı ile dünya üzerindeki kadim Türklüğü bölmeyi, zayıflatmayı, etkisiz kılmayı sanki kendisine görev edinmişçesine ve bunu da pervasızca yapmaktadır.
Bugünün Türkiye’si Osmanlının son günleri gibidir. Türk halkının özgürlüğünden istikbaline, namusundan geleneğine tüm tarihsel birikimi bütünüyle tehlike altındadır.
İsteyerek ve bilerek bu kötülüğü yapmalarına daha fazla seyirci kalamayız.
Zira iktidardakiler, kendi saltanatlarının bekasını milletimizin özgürlüğünün ve ülkemizin bağımsızlığının önünde tutuyorlar. Bu zaaflarını sömürgeci ve yayılmacıların emelleriyle birleştirmelerine baktığımızda, ülkemizin ve milletimizin yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu çok net olarak görüyoruz.
Devletin bütün erklerini ele geçiren iktidara karşı elimizde sadece sandığın gücü kalmış olsa da bu yaklaşan tehlikeyi sandığın gücü ile önleyebiliriz. 31 Mart 2019’da sandıktan en az kazanmaya yetecek kadar oy çıkartarak önce yerel yönetimlere, sonra daha çok yurttaşımızın oyunu alarak genel seçimde iktidara gelecek gücü elde etmek zorundayız.
Kazanmaya mecburuz!
Geç de olsa siyaset sahnesinde halkımızın karşısına çıkma günü geldi nihayet.
Ülkemizin içeriden ve dışarıdan kuşatıldığı, maddi ve manevi çökertilmeye çalışıldığı bu süreçte ilinizde, ilçenizde, beldenizde belediye başkanlığına, meclis üyeliğine aday olmuş bulunuyorsunuz.
Bu dönemin, önceki dönemlere hiç benzemeyen tarihi bir sorumluluğu omuzlarınıza yüklediğini biliyoruz.
Son şeker fabrikası da satıldı, eldeki tek silah fabrikası da. Kendimize yeten ne bir hayvanımız kaldı elimizde, ne de onun karnını doyuracak ot veya saman. Kendimiz de aç kaldık; ekmeğimize katık yapacağımız bir soğanımız bile yok artık. Ama efelenme derseniz, gırla! Maalesef o da ne karın doyurabiliyor, ne de itibar kazandırabiliyor milletimize.
Tarihte Türk milletinin ve ülkesinin zebun edilerek içine düşürüldüğü belirsizliklerle dolu, kaos yüklü ortamlar çok enderdir. Ne yazık ki bugün öyle bir süreçten geçiyoruz. Yoksulluk, yolsuzluk ve yobazlık memleketimizi esir etmek üzere kuşatma altına almıştır.
Toplumu teslim almaya çalışan bu kuşatmayı kaldırıp atma görevini ise kader size verdi. Bunu da ulusumuzun aynası olan tatlı dilinizle, alçak gönlünüzle ve haklılığınızdan aldığınız cesaretinizle yapacaksınız.
Allah yardımcınız olsun demekle kalmayacağız. Çünkü Allah, kötülüklere ve müsebbiplerine karşı kullanalım diye bize akıl verdi.
Bilin ki bu mücadelede asla yalnız değilsiniz. Birlik olup aklımızı ve yüreğimizi kullanarak, bize musallat edilen kötülüğü bertaraf edip, toplumsal hayatımıza mutlaka iyiliği yerleştireceğiz.
Ben bir işletmeci, bir ziraat teknikeriyim. Partimin Osmangazi üyesi, İl Başkanlığımızın da İstişare Kurulu üyesiyim. Her halükarda söyleyeceklerim olduğu kadar elim kalem de tutar. Tarım ve hayvancılık konusunda yapacağınız her siyasi faaliyetin icrasında, halkımıza vereceğiniz her fikrin, söyleyeceğiniz her sözün oluşturulmasında yanınızda ve hizmetinizde olmak, benim, ülkeme ve milletime olan ahdimdir.
Şahsınıza, maiyetinize ve teşkilatınıza saygılarımla arz ederim.