İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu
Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İmamoğlu’na destek verdiği için Erdoğan’ın manevi kızının bıçaklı saldırıya uğradığını belirterek, ‘’Türkiye Sayın Erdoğan’ın yönetemediği bir ülke haline geldi. Kendi manevi kızını koruyamayan Sayın Erdoğan, milleti nasıl korusun? Nerede milletin adamı?” dedi.
YSK’nın İstanbul seçimlerinin tekrarı kararının ardından İstanbul’da Ekrem İmamoğlu için çalışacaklarını açıklayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.
YSK’nın İstanbul kararıyla millet iradesine darbe yapıldığını söyleyen Meral Akşener, “Sayın Erdoğan, Kenan Evren’i bile geride bırakıp sandığı devirdi” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesinin bütçeye aktarımını eleştiren Akşener, “Berat harikalar diyarında! Hem dengelenmişiz hem de Hazine Merkez Bankası’ndan 40 milyar dolar istedi. Çarşıda pazarda vatandaşım her şeyi görüyor da sayın bakan siz neyi göremiyorsunuz? Dengelendi uçacağı kaçacağı söylenen ekonomimiz ihtiyat akçesine muhtaç hale geldi” şeklinde konuştu.
Yeniçağ Gazetesi yazarı Yavuz Selim Demirağ’a yapılan hain saldırının faillerinin serbest bırakılmasına da tepki gösteren Akşener, “Son birkaç günde yaşadığımız Türk milliyetçiliğinin sağlam kalemi Yavuz Selim Demirağ’a saldırı bunlardan biri. Kendisini ziyaret ettim. Saldıranların trafik magandası gibi serbest bırakılması hukuksuzluğu gösteriyor. Daha önce de inek hırsızından kahraman yapmışlardı. Türkiye’de gazetecilerin esir olmasına müsaade etmeyeceğiz. Saldırırken ‘öldürün’ diye bağıranları korumayın” dedi.
Akşener’in açıklamalarından satır başları:
“MİLLET İRADESİNİN GASP EDİLMESİ İKİNCİ BİR 28 ŞUBAT DARBESİDİR”
“Dün milletçe kahrolduğumuz soma maden faciasının yıl dönümüydü. 301 kömür gözlümüzü toprağa verdik ama sorumluları elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Hayatını kaybeden madencilerimiz için Allah’tan rahmet diliyorum. Aynı zamanda bugün ilk hür ve adil seçimlerin yapıldığı 14 Mayıs 1950’nin yıl dönümü. Ne acıdır ki biz şafağa hasret milletimizle bir kez daha karanlıktan geçiyoruz. Aziz milletimizin iradesine vurulan darbeden daha büyük bir karanlık var mıdır? Bıkmadan korkmadan şu gerçeği ısrarla vurgulamaya devam edeceğiz: 6 Mayıs 2019 günü aziz milletimizin iradesine darbe yapılmıştır. Bu darbeye sessiz kalmayacağız. Bağımlı yargı yoluyla millet iradesinin gasp edilmesi ikinci bir 28 Şubat darbesidir. 28 Şubat’ta Sayın Erdoğan Belediye Başkanlığından uzaklaştırıldı. Bugün aynısını 6 Mayıs’ta yaptılar. Bugün aynı hukuksuzluğa karşı Sayın İmamoğlu’nun yanında olacağız. Sayın Erdoğan, Kenan Evren’i bile geride bırakıp sandığı devirdi. Parti devleti rejimine dönüş yapıldı, anayasa askıya alındı. İktidar partisi seçmenin iradesini yok saydı. Milletin ve devletin akıbeti Erdoğan’ın iki dudağının arasında değildir. İstanbul’da bazı sandık başkanları memur değil diye seçimleri iptal ettiler. İktidarın İstanbul’da seçim kaybetmemesi için seçim yenilemek demokrasi göstergesi oldu. Ekran ekran gezen şovmenleri de ıkınıp sıkılıyorlar çünkü yaptıkları için mantığı yok. Demokrasiden otokrasiye dönüş sürecinde millet çaresiz değildir. Büyük Türk milletine söz veriyorum. Türkiye Venezuela ya da Kuzey Kore Olmayacak. Gün darbeye karşı hukuk saflarında buluşma günüdür. Gün, kaos ve çatışma isteyenlere karşı dik durma günüdür.
“EKONOMİMİZ İHTİYAT AKÇESİNE MUHTAÇ EDİLDİ”
“Mesele Darbe ile demokrasi arasında tercih yapma meselesidir. Mesele, iradesine yapılmış bu darbeye karşı milletin iradesini kurtarma meselesidir. Türk milleti sandığı devirenleri hiçbir zaman affetmemiştir. Milletimiz hep birlikte demokrasinin yanında yer alacak ve 6 Mayıs darbesini savuracaktır. Sandığın devrildiği ülkede siyasi ve ekonomik huzur olmaz. Şahsi hırsları için demokrasiyi ve millet iradesini hiçe sayıyorlar. Ekonomi bakanı damat ve kayın pederi ‘krizi savuşturduk, patlıcan yemeseniz ölmezsiniz’ diyorlar ama mesele açlık farkında değiller. 2019 yılı için açıklanan fitre bedeli 23 lira. Yani bir kişinin karnını doyurmak için gereken para 23 lira. 4 kişilik bir ailenin karnını doyurmak için 92 lira gerekiyor. Asgari ücretin altında emekli maaşı var. Asgari ücretin altın çalışan var. İktidar artık milletimizle alay ediyor. Damat bakan utanmadan tünelin ucunda ışığın göründüğünü söyledi. Berat harikalar diyarında! Hem dengelenmişiz hem de Hazine Merkez Bankası’ndan 40 milyar dolar istedi. Çarşıda pazarda vatandaşım her şeyi görüyor da sayın bakan siz neyi göremiyorsunuz? Dengelendi uçacağı kaçacağı söylenen ekonomimiz ihtiyat akçesine muhtaç hale geldi. Hiçbir siyasi kazanç tek bir vatandaşımızın saçının telinden kıymetli değildi.”
“SALDIRIRKEN ‘ÖLDÜRÜN’ DİYE BAĞIRANLARI KORUMAYIN!”
“Son birkaç günde yaşadığımız Türk milliyetçiliğinin sağlam kalemi Yavuz Selim Demirağ’a saldırı bunlardan biri. Kendisini ziyaret ettim. Saldıranların trafik magandası gibi serbest bırakılması hukuksuzluğu gösteriyor. Daha önce de inek hırsızından kahraman yapmışlardı. Türkiye’de gazetecilerin esir olmasına müsaade etmeyeceğiz. Saldırırken ‘öldürün’ diye bağıranları korumayın. Erdoğan’ın manevi kızı bıçaklı saldırıya uğradı, İmamoğlu’na destek verdiği için. Türkiye Sayın Erdoğan’ın yönetemediği bir ülke haline geldi. Kendi manevi kızını koruyamayan Sayın Erdoğan milleti nasıl korusun? Nerede milletin adamı?”
“ÖCALAN AVUKATLARIYLA GÖRÜŞSÜN DEMEK SADECE İDEOLOJİK BİR SAPMA DEĞİLDİR”
“İktidarın küçük ortağı Öcalan’ın avukatları ile görüşmesini normal karşılıyor. Bu sadece ideolojik bir sapma değildir. Bu defa kapalı kapılar ardında iş çevirmenize izin vermeyeceğiz. Artık bu gidişe dur diyeceğiz. Bir kez kazandık, bir kez daha kazanacağız. Sadece bir belediye başkanlığını değil, millet iradesini kazanacağız. Elbette olanları unutmayacağız. Üzerinde tartışıp zaman kaybetmek yerine üzerimize düşeni yapacağız. Büyük Türk milleti, biz bu karanlık günleri daha önce de görmüştük. Kara gün akçemize göz diken Düyûn-ı Umûmiye… Hiç genci kalmamış topraklarda yetim kalmış çocuklar. Fiyakalı İngiliz denizcilerin sarhoş kahkahaları… En önemlisi adalet yoktur. Memleketimiz bir canavar iştahı ile paylaşılıyordu. Bu yüzden kurulan ilk teşkilatların adı manidardır. Müdafa-i Hukluk Cemiyeti. Düşmanı İzmir’in serin sularına kadar kovaladı. Biz o Müdafaa-i Hukuk ruhunu yaşatacağız. Milletimizin hukukunu, çocuklarımızın rızkını çalanlara karşı mücadele edeceğiz. O yeni sayfaya yeni cümleler yazdılar, Onlar yeni doğan cumhuriyetin gençleri oldular. Yıkılmış bir ülkeden saygı gören bir cumhuriyete taşıdılar. İşte 19 Mayıs’ın gençlere adanmasının manası budur. Yarının yiğitlerini al sancağın sürdüğü şanlı çocuklarını selamlıyorum. Sizlerin hakkını müdafaa edeceğiz. Elbette bu memleketin bir çok önderi vardı ama hiç biri geldikleri gibi giderler derken onun kadar inanmış değildi. Hiçbiri eyleme bu kadar hazır değildi. O yüzden herkesin önderi oldu. Daha 40’ına gelmemiş Mustafa Kemal bu yüzden Atatürk oldu. Bütün işaretler tersini gösterirken başarının anahtarı bu oldu. İktidarın eylemlerinin sizi yılgınlığa düşürmesine izin vermeyin 19 Mayıs bunları düşünmeniz için size armağan edildi.”
“BEKA SORUNU DİYE MİLLETİ BİRBİRİNE DÜŞÜRENLER BEKA SORUNUDUR”
“Cesur gençler bugün Türkiye’nin zincirlerini sizler kıracaksınız, inanacak ve pes etmeyeceksiniz. Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’nı başlattığında henüz 38 yaşındaydı. 21. Yüzyılın dehası sizlerin arasından çıkacak. Onlar duvarların arkasında istedikleri gibi at koşturup ceplerini doldurdular. Bizler 24 Haziran ve 31 Mart’ta o duvarları deldik. Bizler yolları açtık siz o yollardan yürüyeceksiniz. Sevgili gençler Türkiye’de bizleri geçmişle oyaladılar ve geleceği konuşamadık. Sizler geleceği konuşacaksınız. Dün tankla uçakla yapamadıklarını bilim ve sanatla yapmaya çalışıyorlar. Biz yerimizde sayarken onlar hızla ilerliyor. Üreten ve üretmeyen arasındaki fark geleceği belirliyor. Geçmişe takılanlar ve gelecek için vizyonu olmayanların en büyük beka sorunudur. Cephe savaşlarının yerini bilim ve teknoloji savaşları aldı. Biz büyük bir savaşın içindeyiz ama vizyonsuz yönetim yüzünden silahsız kaldık. 875 bin otomobil satışı yaptık ama elde ettiğimiz kar elma logolu telefon satanların karını ancak karşılıyor. 21 yüzyılda beka ve milliyetçiliğin tanımı yeniden yapılmalıdır. Milliyetçilik sadece bir parti adı değildir. Mustafa Kemal gibi eylemle milliyetçi olacaksınız. Beka sorunu diye milleti birbirine düşürenler beka sorunudur. Bizim rakibimiz Almanya’dır Amerika’dır, Rusya’dır, Güney Kore’dir. Bizim birbirimizle uğraştığımız her an zaman kaybıdır.”
“YABANCININ KAPISINDA BORÇ DİLENİYORSAN KENDİNE MİLLİYETÇİ DİYEMEZSİN”
“İnnovasyon günün büyüttüğü ABD şirketleri bazı ülkelerin ekonomik büyüklüğünü aştı. Almanya 255 milyar dolar dış ticaret fazlası verdi. O parayı Saraylara harcamak yerine deniz üzerine santraller kuruyor. Yerli ve milliyim diyerek milliyetçi olunmuyor. Benim vatandaşım Polonya’nın refahından daha iyi şartlarda yaşamıyorsa sen kendine milliyetçiyim diyemezsin. Avrupa’nın en büyük güneş enerjisi potansiyeline sahipken güneş görmeyen ülke senden 20 kat daha fazla güneş enerjisi üretiyorsa kendine milliyetçi diyemezsin. Yabancının kapısında borç dileniyorsan kendine milliyetçi diyemezsin. Bu ülkenin büyük beka sorunudur.
Sevgili gençler öncelikle üretmeyi girişimciliği öğreneceksiniz. En önemlisi bir hayalin peşinden gitme hayalini gerçekleştireceksiniz. Dünyaya açılacaksınız. Bugünün Viyana Kapısı küresel ekonomiye açılan kapıdır. Mustafa Kemal’in de Alparslan Türeş’in de Nihal Atsız’ın da vasiyeti budur. Bunu başaracaksınız! Alparslan gibi gelip, Fatih gibi alıp Mustafa Kemal gibi yeniden kuracağız. İşimiz zor ama Allah dürüstlüğü ve iyiliği seçen Muhsinlerle beraberdir. Vatan ve millet bizi bekler. Mandacılara karşı redd-i ilhak diyenlere selam olsun. 19 Mayıs millet iradesinin bayrak olduğu gündür. Allah yar ve yardımcımız olsun.”
(Yeniçağ)