İYİ Parti: Sosyal yardımlar devletin lütfu değil, yurttaşın hakkı…
İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı ve Ankara Milletvekili Şenol Sunat, sosyal yardımlarla ilgili bir açıklamada yaptı. Sunat, “Sosyal devletin gereği, sosyal yardımların devletin bir lütfu değil, yurttaşın bir hakkı olduğu algısı oluşturulmalıdır.” dedi.
İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı ve Ankara Milletvekili Şenol Sunat, sosyal yardımlarla ilgili bir açıklamada yaptı. Sunat, “Sosyal devletin gereği, sosyal yardımların devletin bir lütfu değil, yurttaşın bir hakkı olduğu algısı oluşturulmalıdır.” dedi.
Sunat’ın açıklaması şu şekilde;
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2018 yılı Sayıştay Raporu incelendiğinde, Bakanlık tarafından kullanılan sosyal yardımların etkin ve hukuka uygun kullanılmadığı, uygulanan sistemlerin yeterli olmadığı, kullanılan kaynakların kayıp, kaçaklara ve suistimallere açık olduğu ve önemli riskler barındırdığı görülmektedir.
Sayıştay raporunun “Denetim Görüşü” bölümünde; “Mülga Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2018 yılına ilişkin mali rapor ve tabloları hakkında, denetim görüşü oluşturabilmek için gerekli olan, geçerli finansal raporlama çerçevesi kapsamındaki mali rapor ve tablolar ile bilgi ve belgeler, Bakanlık tarafından tam olarak ve mevzuata uygun şekilde sağlanamadığı için görüş bildirilememektedir” denilmektedir.
Bir kamu idaresinin mali rapor ve tabloları hakkında Sayıştay’ın “Denetim Görüşü Bildirmekten Kaçınması” o idare için büyük bir zafiyet olup, 2018 yılında Genel Bütçeden yaptığı tüm harcamaları şüpheli hale getirmiştir. Bakanlığın bu duruma düşürülmesinin sebebi, ilgili Bakan tarafından açıklığa kavuşturulması ve bu kapsamda sorumluluğu olanlar hakkında gerekli işlemlerin başlatılmış olması gerekmektedir.
Bakanlık Sosyal yardım ödemeleri iki ana sistem; Yönetim Bilgi Sistemi (YBS) ve Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (BSYBS) üzerinden yapılmaktadır.
Denetimler sırasında Yönetim Bilgi Sistemi (YBS) test edilmiş, bu sistemin yetersiz olduğu ve önemli ölçüde risk içerdiği görülmüştür.
2018 yılında “BSYBS” sistemi üzerinden gerçekleştirilen sosyal yardım tutarının 14 milyar lira olduğu (2022 Sayılı Kanun kapsamında 7,40 milyar, Fon kapsamında 6,65 milyar lira), kalan 17,6 milyar liralık tutarın ise etkin işlemeyen “YBS” sistemi üzerinden gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, yapılan yardımların önemli bir bölümünün büyük bir risk altında olduğu görülmektedir.
Yine Sayıştay Raporunda; İdarenin bütüncül bir bilgi yönetim politikası olmadığı, … düzenli olarak test edilip denetlenmediği, … değişiklik ve yenileme metodolojisinin bulunmadığı, sistemlerin genellikle farklı birimlerin farklı amaçları için birbirinden bağımsız olarak tasarlanarak işletildiği görülmüştür” denilmektedir.
Muhtaç ailelerin çocukları için “Sosyal ve Ekonomik Destek” ödemelerinde kullanılan Yönetim Bilgi Sisteminde yer alan tutarlar ile ödeme tutarları arasında uyumsuzluk bulunmuştur. (BULGU 6) Örneğin İstanbul İl Müdürlüğünce bankadan ödemesi yapıldığı halde Yönetim Bilgi Sisteminde yer almayan tutarın 1.128.743,48 TL olduğu tespit edilmiştir. YBS sistemini kullanan tüm illerde benzer sorunların yaşandığı değerlendirilmiştir. “YBS” sistemine dışarıdan manuel olarak müdahale edilebildiği ve sistemin tüm süreçleri kapsayacak şekilde otomasyona dayalı çalışmadığı ve ödemelerde kontrol mekanizması bulunmadığı anlaşılmıştır.
Engelli Evde Bakım ödemeleri usul ve esaslarına ilişkin yönetmelik 2016 yılında yürürlükten kaldırılmış olmasına rağmen, Bakanlıkça yenisi yayımlanmamıştır. (BULGU 7) Bu kapsamda yapılan ödemeler, yasalarda yapılan değişikliklere ve gelişen yeni ihtiyaçlara göre uyarlanamamıştır.
Engelli Sağlık Kurulu Rapor bilgilerinin Sağlık Bakanlığından elektronik ortamda alınmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmemiştir. (BULGU 8)
Bu alanda kullanılan kamu kaynağının Sayıştay raporunda ortaya konulan bu kadar çok hata ve usulsüzlük üretmesinin temel sebeplerinden birisi, yukarıda belirtilen mevzuatın Bakanlık tarafından hazırlanmamış olmasıdır.
Sağlık Bakanlığı’nın Engelli Sağlık Kurulu Raporu (ESKR) veri tabanında kaydı bulunmayan kişiler ile kaydı olup ağır engelli olmayan kişilerin yakınlarına Evde Bakım Ödemesi yapılmıştır. (BULGU 9)
Denetim ekibi tarafından Sağlık Bakanlığından ESKR verileri alınmış ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2018 yılı Engelli Evde Bakım destek ödemelerine ilişkin verilerle karşılaştırılmış. Yapılan karşılaştırma sonuçlarına göre, Sağlık Bakanlığının ESKR veri tabanında kaydı olmayan aylık ortalama 62.807 kişi ile Sağlık Bakanlığının ESKR veri tabanında kaydı olup da ağır engeli bulunmayan aylık ortalama 35.554 kişi için ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Bu kapsamda yapılan usulsüz ödemenin boyutu (2019 fiyatlarıyla; 62.807+35.554 =98.361 kişi x 1.385 x12=) yaklaşık 1,6 milyar lira olup, yapılan denetimlerde bu ödemelerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı doğrulanamamıştır, bu tutarın büyüklüğü de dikkate alındığında, yaşanacak kayıp ve kaçakların boyutu önemli seviyelere ulaşmış olabilir.
Sağlık Bakanlığı veri tabanında kaydı bulunmayan kişiler ile kaydı olup engel oranı %40’ın altında olan kişiler için Engelli Aylığı ve 18 Yaşından Küçük Engelli Yakını Aylığı ödemesi yapılmıştır. (BULGU 10)
Denetim ekibi tarafından Sağlık Bakanlığından sağlık kurulu raporlarına ilişkin veriler alınmış ve bunlar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından alınan 2018 yılı engelli aylık (bakıma muhtaç engelli aylığı, engelli aylığı, engelli yakını aylığı) ödemelerine ilişkin verilerle karşılaştırılmıştır. Karşılaştırma sonuçlarına göre, 2018 Kasım ayı itibariyle sağlık kurulu raporu olmadığı halde 120.390 kişiye Engelli Aylığı ödendiği, yine 2018 Kasım ayı itibariyle raporu olup ta engel oranı %40’ın altında olan 14.516 kişiye Engelli Aylığı ödendiği tespit edilmiştir.
Bu tespitlere göre, 2018 yılında ödenen toplam engelli aylığı ve yararlanıcı sayılarını dikkate alarak bir hesap yapılacak olursa (3.741.861.000/613.480=6.099 TL yıllık kişi başına ödeme) (120.390+14.516=134.906 x 6.099) = 822.791.694 TL’lik yüksek bir ödeme olduğu görülecektir. Yapılan bu harcamalar doğrulanamayan şüpheli ödemeler olup, bunların ne kadar belge eksikliği ne kadarının usulsüz ödeme olduğu Bakanlığın yapacağı incelemelerde ortaya konulacaktır.
Bakanlıkça fazla ve yersiz ödendiği tespit edilen alacaklar mevzuata aykırı olarak silinmiş ve bu işlemler kişilerden alacaklar hesabında izlenmemiştir. (BULGU 11)
Yapılan denetimlerde, 18.01.2017 tarihinden sonra yersiz ödenen ve geri alınması gereken 675.285.400,56 TL tutarındaki kamu alacağının herhangi bir kanuni düzenleme olmaksızın, Valilik, Kaymakamlık veya İl Müdürlüğü oluru alınarak takip ve tahsilinden vazgeçildiği görülmüştür. Bu tarz yetki kullanımı ancak, adli uyuşmazlıkların sulh yoluyla halli, uzlaşma ve vazgeçme kapsamında olabilmektedir. Dolayısıyla yersiz ve fazla ödenen tutarların, belirtilen olurlarla tahsilinden ve takibinden vaz geçilmesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.
Engellilere destek amacıyla yapılan çeşitli ödemelerde değerlendirme ölçütlerinin ve uygulama birliğinin olmaması (BULGU 12)
2828 sayılı Kanuna göre yapılan engelli evde bakım ödemelerinde ve 2022 sayılı Kanuna göre yapılan engelli aylık ödemelerinde farklı değerlendirme ölçütleri uygulanmaktadır.
Her iki kanuna göre yapılan ödemeler, temelde aynı amaca hizmet etmek için düzenlenmiş iken, mevzuattaki farklılıklar ve eksiklikler nedeniyle uygulamada adil olmayan durumlar ortaya çıkabilmektedir. Sözü edilen farklılıklar giderilerek, sosyal yardım ve sosyal hizmet programlarının daha etkin ve daha adil bir şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır.
Sosyal yardımlar için bütçeden ayrılan kaynakların büyüklüğü, nüfusumuzun yarısına yakınını etkilemesi, çeşitliliği, önemi ve sürekli değişime uğraması, bu alanda mutlaka yapısal bir dönüşümü zorunlu hale getirmektedir.
Sosyal devletin gereği, Sosyal yardımların devletin bir lütfu değil, yurttaşın bir hakkı olduğu algısı oluşturulmalıdır.
Sosyal yardımlar, bir “Hak” olarak algılanmadığı için muhtaç durumda olanlar bu haktan yararlanma noktasında tereddüt yaşamakta ve yararlanamadığı büyük dramlar yaşamaktadır.
Uygulama birliği sağlanmalıdır; Bakanlık bütçesinden, Fondan ve diğer kamu kurumları tarafından yapılan sosyal yardımların iyi bir şekilde koordine edilmesi, tek bir ana bilişim sistemi üzerinde yürütülmesi gerekir. Sosyal yardımlarla ilgili tüm mevzuat güncellenmeli, sadeleştirilmeli ve uygulamayı şeffaf ve kolay ulaşılabilir hale getirmelidir.
Tüm işlemler elektronik ortamda otomasyona dayalı olarak yürütülmelidir; Birçok insan ihtiyaç sahibi olduğu halde kurumlara giderek başvuruda bulunmayı onur meselesi yapabilmekte ve yardımdan mahrum kalabilmekte ve sonunda toplu intiharlar gibi istenmeyen olaylar yaşanabilmektedir.
Muhtaçlık ölçütlerinin yeniden belirlenmesi gerekir; Yardımların dağıtılmasında ekonomik sıkıntılar göz önüne alınarak ve buna bağlı olarak adalet sağlanmalıdır.
Yardımdan yararlananların geleceğe endişeyle bakmaması gerekir; Muhtaç durumda olanların, gelecekle ilgili endişe yaşamaması için bu yardımların Anayasal bir hakkı olduğu ve muhtaçlık durumu devam ettiği sürece bu haktan yararlanmaya devam edeceğini bilmeleri gerekir.
Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar karşısında sosyal hak olan yardımların daha da artırılması gerekir.
(Yeniçağ)