İYİ Parti’de flaş istifalar…
İYİ Parti kurucuları Yusuf Halaçoğlu, Nevzat Bor ve Özcan Yeniçeri İYİ Parti’den istifa etti. Halaçoğlu halen Genel İdare Kurulu (GİK) üyeliği görevinde de bulunuyordu..
İYİ Parti’de kongre hazırlığı sürerken 3 sürpriz istifa geldi. Partinin 3 kurucu üyesi olan Özcan Yeniçeri , Yusuf Halaçoğlu ve Nevzat Bor istifasını sundu. Yusuf Halaçoğlu 24 haziran seçimlerinde aday gösterilmemiş bu durum da krize neden olmuştu.
“Hata lüksü yokken büyük hatalar yapıldı”
“Oluşturulan parti yönetimi, en küçük bir hata işleme lüksü yokken, büyük hatalar yaptı. Daha yeni kurulmuş il-ilçe teşkilat ve başkanlarının milletvekilliğine başvurmasını kabul etti. Bu durum il- ilçe teşkilatları içinde ikiliklere neden oldu. Listelerin hazırlanmasındaki dirayetsizlik ise buna tuz biber oldu. ”
İşte üç ismin istifa gerekçelerinin yer aldığı açıklama metni;
İYİ Parti’den istifa edenler arasında yer alan Nevzat Bor da, facebook sayfasından aşağıdaki paylaşımı yaptı:
‘’İYİ Parti’nin son şansı 12 Ağustos değildir,
MHP’nin olağanüstü kurultayı sürecinden başlayan, adaylar arasında hiçbir kurumsal yada ortak akıl düzleminde bir birlikteliği hayata dönüştürmekten aciz yada isteksiz ben merkezci bir yaklaşımı eleştirmiş,
bu sürecin her aşamasında genelde Türk siyasetine özelde ise MHP’de demokratik bır sürece katkı sağlayacak, Türk milliyetçilerini ise iktidar partisi yapacak bir amaç için yola çıkmıştık.
maalesef istişareye kapalı ben merkezci yaklaşım kongre sürecinin hüsranla sonuçlanmasına sebep olurken, aynı zamanda yeni parti kuruluş sürecinde de çok büyük hatalar yapılmasına sebep olmuştur.
İYİ Parti daha kuruluş aşamasında kurucuları belirlerken seçici olamamış, kurulduğunda ise tamamen kapalı kapılar ardında belirlenen listelere önden boş kâğıtlara imza alınarak üst çatısı oluşturulmuştur.
Teşkilatlanma aşamasında ise;
Parti teşkilatlarında “tasmalı aydınlar”, “özenti enteller”, “milliyetsiz liboşlar”, “ruhu satılmış islamcılar”, “makarna köleleri”, “namazmatik müslümanları”, “vakıflı hırsızlar”, “Liste küskünleri”, “parti gezerler”, “ihale particileri”, “geldikleri partilerin başarısızları” özellikle de “FETÖ’cü” geçmişi olan, ya da akçalı işlerle ilgili şaibesi bulunanlara üyelik kapıları sonuna kadar açılmıştır.
MHP’den kopan, ayrılan, atılan ve süreçte kırk yıllık partisini yuvasını terk edip böylesi bır mücadelenin içerisine giren başta yedi yüze yakın MHP Üst Kurul Delegesi olmak üzere hareketin tarihine mal olmuş bir çok insan bu yeni yapılanmada bir anda göz ardı edilivermiştir.
Tüm kongrelerde heyetler hanımefendinin tek başına iradeleri ile oluşturulmuştur.
Herhangi bır istişari yapı (ön seçim ve benzeri yapı) oluşturulmamıştır.
Maalesef İYİ Parti,
Bir tek şahıs tarafından belirlenen siyasi bır parti olarak siyaset sahnesinde vücut buldu.
Bu süreç seçim sürecinde de ayniyle devam etti.
Mv listeleri görünüşte bir takım komisyonlar vasıtasıyla hiçbır kriter olmadan oluşturulup hanımefendiye verildi ama nihai listeler yine tek başına kapalı kapılar arkasında oluştu…
Halkımıza ümit vermeyen söylemler ve yanlış adaylar ile fırsatçı ve yetersiz teşkilât kadroları ile kerameti kendinden menkul merkez kadroları arasında parti olarak siyaset sahnesinde çok büyük bır beklenti ve sempati alanı bulan hareket eridi gitti,
Lideri partisinden de küçümsenemeyecek miktarda az oy aldı.
Parti yeni siyasal iktidar olmanın çıtası %50+1 lik seviyenin çok altında kaldı.
Meral Hanım dördüncü odu.
Gelinen noktada partide farklı bir tercihin öne çıkmasına imkan verecek mekanizmaları oluşturup tabanın iradesinin önünü açmak yerine Yeşilçam filmlerini andıran senaryolar ile hanımefendinin ağır mağlubiyeti bir mağduriyete çevirmenin hesabı yapılmış, itiraz edenler ise ta baştan infaz edilmiştir.
Madem İstifa Etmiyorsanız, Kongre Niye???
MHP Genel Başkan Adaylığınız sürecinde sıkı sıkıya sarıldığımız ülkücü – Türk milliyetçiliğinden vaz geçmiş görünüyorsunuz,
Başarısızlığın da tüm faturasını ülkücüye kestiğinizi ve partiyi daha da merkez sağa çekeceğinizi ifade ettiğinizi gördük,
Bu aslında bizler ile yolunuzu ayırdığınızı parti kurulduktan itibaren hal ve tavırlarınız ile belirtiğiniz politikanızın sözlü bir ifadesi idi…
Sevgili İyi Partililer,
MHP de şikayetimiz partiyi sadece lidere bıraktığımız için kaybettik değil miydi?
– Partide, parti içi demokrasi işlemediği için eski partiyi kaybetmedik mi ?
– Aynı hatayı yaparak farklı sonuçlar elde etmeye kalkmak doğru mu ?
-Aynı zat 20 senedir, bize iftira atılmasına göz yumarken, bizi tehdit ederken ve bize hakaret ederken daha yakın zamana kadar susan, hatta onun gözüne girmek için ondan daha ağır konuşan birçok kişi var aranızda…
-Eski Partide teşkilatlar zayıf olduğu için kaybetmedik mi?
-Eski Partide MYK zayıf olduğu için kaybetmedik mi?
-Eski Partide Divan zayıf olduğu için kaybetmedik mi?
-Eski Partide MİLLETVEKİLİ LİSTELERİ zayıf olduğu için kaybetmedik mi?
-Eski Partide vitrin zayıf olduğu için kaybetmedik mi?
-Eski Partide halka HEYECAN, UMUT VE GÜVEN veremediğimiz için kaybetmedik mi?
Eski partimizde Genel Başkanlığa aday olmuş adaylar ve çevresi İYİ Parti’yi ele geçirme yarışı içindelerse biz bu partiyi niye kurduk…
Bizler krallığı yıkamadığımız için kaybetmedik mi?
Biz krallığı Yok etmek için yola çıktık, sizler başımıza yeni krallar GETİRMEYİN.
TÜRK MİLLİYETÇİLERİ, ÜLKÜCÜLER, TÜRKÇÜLER, ATATÜRKÇÜLER, VATANSEVERLER, SOSYAL DEMOKRATLAR BÜTÜN PARTİLERDEN ŞİKAYETÇİLER.
ŞİKAYET GEREKÇELERİ İSE BÜTÜN PARTİLERİN EMPERYALİZMİN EMRİNDEKİ YÖNETİCİLER TARAFINDAN YÖNETİLİYOR OLMASI. TÜRK MİLLİYETÇİLERİ, ÜLKÜCÜLER VE VATANSEVERLER HER YERDE DIŞLANIYOR VE UZAKLAŞTIRILIYOR.
İstihbarat örgütlerinin, cemaatlerin, görevlilerin ve hiç bir gücün kontrol edemediği BİR İYİ PARTİ GÖREMEDİK…
“Dünyayı değiştirmeyen düşünce” düşünce değildir.
Uygarlıkların seviyelerini gösteren objektif ölçüleri bellidir ve başka bir ölçüde yoktur.
Bir yerde akıl, merhamet, vicdan, sevgi, ahlâk, erdem, barış, hoşgörü, adalet, hukuk, demokrasi, özgürlük, meritokrasi (liyakata dayanan yönetim biçimi), hesap verilebilirlik, şeffaflık, seçim, danışma (istişare), kadın hakkı, çevre bilinci, bilgi, bilim, sanat, felsefe ve estetik gibi insani değerler ve mekanizmalar yoksa orada İNSANLIKTA YOKTUR MÜSLÜMANLIK DA…”