İYİ Partili Çıray: Türk milleti yüzde 45 – 50 oranında fakirleşti
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aytun Çıray, Denizli’de ekonomi, güvenlik, CHP’ye ait İş Bankası hisseleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye edildiği ileri sürülen uçağa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti’de 12 Genel Başkan Yardımcısı üç gün içinde 36 kenti ziyaret ederek, yerel seçimler öncesi parti çalışmalarının rotasını belirleyecek. Bu kapsamda Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray dünkü Muğla ziyaretinin ardından Denizli teşkilatını ziyaret etti.
Çıray ziyareti sonrasın Muğla Milletvekili Metin Ergun, Denizli Milletvekili Yasin Öztürk ve Denizli il başkanı Hasan Akgün ile birlikte basın toplantısı gerçekleştirdi. Çıray, Muğla ve Denizli’deki izlenimlerinin İYİ Parti’nin kesinlikle bir iktidar alternatifi olduğunu gösterdiğini belirterek her iki kentteki katılım ve kalabalığı önemsediğini kaydetti.
HER TARAFI DOSTLA ÇEVİRİLİ BİR ÜLKE DEĞİLİZ
İşte Çıray’ın toplantıdaki açıklamaları:
“Bugün Türkiye’nin önünde iki önemli gündem var. Bunlardan biri güvenlik diğeri ekonomik. Güvenlik meselemiz var. Çünkü etrafı dostlarla çevrili bir ülke değiliz. Aşağı yukarı her bir komşu ülke bize karşı tavır almış durumda. Tatbikî her zaman barış içinde olsak da teyakkuz halinde olan bir devlettik ama ilk defa sadece devletlerini değil milletlerini de karşısına alan bir pozisyondayız. Bu iktidar hem Türkiye’nin geleneksel dış politikasını küçümsedi hem de Yurtta sulh Cihanda sulh ilkesini bir pasifist dış politika olarak tanımladı. Kendisinin aktif bir dış politika götüreceğini, orta doğuya örnek olacağını iddia etti ve 600 yıllık Osmanlı imparatorluğunu deneyim imbiğinden geçmiş bir cumhuriyet dış politikasını terk etti”
SURİYE, ABD VE RUSYA ARASINDAN PAYLAŞILDI
“2010’lu yıllardan itibaren özellikle dış güçlerin başta ABD olmak üzere bu iktidarı “Sizi Ortadoğu’nun iktidarı yapacağız teşviki ile Suriye’nin bölünüp parçalanmasına giden yol açılmıştır. Daha önce bütçe görüşmelerinde: Suriye’de ortaya çıkacağımız yeni durumda çok Müslüman kanı akıtacaksınız ve daha sonra Türkiye’nin başına gelebilecek sorunları önleyebileceğinize dair garanti veriyor musunuz? Diye sorumuştum. Rusya ve ABD, Suriye’nin paylaşılması konusunda anlaşmıştır. Hatay’ın yakını Rusya’ya, Fırat’ın doğusu ABD’ye düşmüştür. Gün gelip baktığınızda bir gün göreceksiniz ki sırtınızdan ceketinizi alıvermişler. Şu anda ne yazık ki ön görüler gerçekleşti. Rus uçağının düşürülmesinden sonra Rusya bölgeye kalıcı olarak oturdu ve kalıcı oldu. Süleyman Şah türbesinin altına tekerlek koyup çektiler. Zamanın dış işleri bakanı YPG’ye teşekkür etti, Türbe’nin kaçırılmasına yardım ettiği için. Şimdi sağa sola dönüp herkesi hainlikle, PKK’lı olmakla ya da FETÖ’cü olmakla suçlayanların kendilerine dönüp bakmalarını tavsiye ediyorum. Eğer bugün Süleyman Şah türbesi taşınmamış olsaydı Fırat’ın doğusunda yeni bir oluşum ortaya çıkmazdı. Bugün Türkiye dış politikada büyük sıkıntılar yaşıyorsa, derin bir itibar kaybına uğramışsa bu hükümetin siyasetindendir.
DEVLET ASLİ GÖREVLERİNİ YAPMIYOR
“2002’DE BU İKTİDAR Türkiye’yi devraldığında, Türkiye’nin kredi kartı borçları banka borçları toplamı 4,4 milyar dolardı. Bu gün Türk milletinin bireysel borçları toplamı 88 milyar dolar. 2002’de hane halkı gelirinin yüzde 4-6’sı borçtu, bugün yüzde ellinin üzerinde. Yani bir insanımız maaş aldığı zaman yüzde 50’si ona ait değil artık. Bunların devraldığı ülkede büyük eserler vardı. Bunların Türkiye’sinde satılmadık bir şey kalmadı. Ayrıca özelleştirmenin mantığı olan, özelleştirilen fabrikaların daha geliştirilmesi, işçi sayısının arttırılması daha ekonomiye katkıda bulunması gibi kavramlar kullanılmadı, çok fabrika asaları için satıldı. Bugün Türkiye bir ekonomik krizin başında. Arkadaşlar okul dediğimizde çoğumuzun çocuğu okula gidiyor. Hastanelerin büyük çoğunluğu da özelleştirmeye teşvik edildi. Peki devletin görevi ne? Bir devlet 535 milyar vergi toplayıp, güvenlik, sağlık, sosyal güvenlik hizmetleri vermiyorsa o devlet devlet midir? Nasıl bir yönetim? Neresi başarılı bunun? Bunu başarılı gösteren yandaş medya ve konvansiyonel medya, yeni medya düzenidir. Tek taraflı yayındır. Halkın haber alma özgürlüğü engellemesidir.
TÜRKİYE’DE DEVALÜASYON OLMUŞTUR.
“Yıl başından bu yana Türk Milleti yüzde 45-50 fakirleşmiştir. Devalüasyon oldu. Adını koyalım. Türkiye’de devalüasyon oldu. Para dalgalandı, değerinin kaybetti filan böyle laflara gerek yok. Türkiye’de yüzde 50’ye yakın devalüasyon oldu. Bankalar kredi faizlerini yüzde 40 ile 70’e çıkardı. Bunu alan sanayici bunu halka nasıl yansıtacak onu kışın göreceğiz. Ve büyük işçi çıkarmalar olacak”
TÜRKİYE’NİN POPÜLASYONU DEĞİŞTİ
“Buna mukabil 4 milyon Suriyeliye bakıyoruz. Başı zora düşene yardım severiz ama bunu gereği gibi yaparsınız. Özal döneminde Kürtler, Saddam’dan Türkiye’ye kaçtığında bunları kampa yerleştirdi, başları dertten kurtarılıncaya kadar baktı daha sonra güvenle memleketlerine geri gönderdi. Devlet budur. Kapıları bacaları açacaksınız, 3,5-4 milyonu içinize alacaksınız. Kontrol yok. İçinde kaç adet terörist var bilmeyeceksiniz. Türkiye’nin popülasyonu değişti farkında mısınız? Senin sanayicin sigortalı işçi yerine bunları çalıştıracak. Senin çoluğunun çocuğunun rızkını gayri meşru olarak başkasına verecek. Buna itirazı yok mu Türkiye’nin?”
HİSSE SORUNU CHP’NİN DEĞİL TÜRKİYE’NİN SORUNUDUR
“İş Bankası’ndaki CHP hisseleri meselesi CHP’nin sorunu değil, Türkiye’nin bütününün sorunudur. Büyük Atatürk, öldüğü zaman hiçbir şahsi serveti yoktu. Olanı da bağışlamıştır. İş Bankası hisselerini CHP’ye bağışlamış, Türk Dil Kurumu’na ve Türk Tarih Kurumu’na ödenmek üzere. CHP bundan beş kuruş para almamıştır. Bu sembolik bir iştir ama burada esas olan o değil. Esas olan şu, bizi modern bir devlet yapan ve tüm Ortadoğu’daki ülkelerden farklı kılan medeni hukuku bu topraklara getirmiş olmamız. Medeni hukukun en önemli unsurlarından birisi miras hukukudur. Atatürk mirasını istediğine bırakma hakkına sahipti ve bırakmıştır. Eğer Atatürk’ün mirası ile oynamaya kalkarsanız, miras hukuku ortadan kalkar. O zaman benim mirasımın nereye gideceğini bilemem öldükten sonra, siz de bilemezseniz. Böyle bir şeyin gerçekleşmesi tapunun delinmesi demektir. Mülkiye hakkınızın ortadan kalkması demektir. Artık hiçbir şeyden emin olamazsınız.
BİR AY ÇENELERİNİ TUTSALAR İŞLER DÜZELİR
“Bunun iki türlü zararı var. Bir, Türkiye’yi üçüncü dünya ülkesi gibi gösterir. İkincisi de, ya kardeşim yüzde 6,5 baz puan la faizi yükseltiyorsun, ekonomik tedbir alıyorum diye. Bunun millete acı bedelleri olacak. Tutuyorsun böyle beyanat veriyorsun ertesi sabah dolar yüzde 3 yine artıyor. Bu millete günah değil mi? Bu iktidar çenesini bir ay tutsa şu işlerin yarısı hallolacak. Ben bunlar ne zaman çalışıyorlar anlamıyorum. Sabah, öğle, akşam konuşuyorlar. Cumhurbaşkanı bizim bildiğimiz ayda, yılda bir konuşur. Konuştuğu zamanda herkes dinler”
UÇAK KONUSU
“Komşusu açken biz tok olamayız, bırakın uçak almayı. Yani bu millete kemer sıkmayı tavsiye edeceksin, faizleri yükselteceksin ondan sonra da uçak alacaksın. Biz 13’üncü uçağın alınmasını fazla görmüyoruz ama Türkye’nin şartları buna müsait değil. Türkiye’de fert başına düşen milli gelir 50-60 bin dolar olursa o zaman bunu yaparız.”