İYİ Partili İsmail Ok’tan Tunç Soyer’e çok sert tepki
Millet İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak 31 Mart yerel seçimlerinde aday olan ve seçimi kazanan Tunç Soyer’in Kürtçe ile ilgili yaptığı açıklamalar krize neden oldu. İttifakın ortağı olan İYİ Parti’nin vekilleri, Soyer’e tepkilerini sosyal medya hesaplarından dile getirdiler.
İYİ Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok da, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ‘’Kürtlerin anadilinde kamusal hizmet isteğini, barışı ve onlarca farklı toplumsal sorunun çözümünü sadece Ankara’nın insafına ve tasarrufuna bırakacağımız aşamayı geçtik” sözlerine tepki gösterdi.
Ok, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda, ‘’İşgale karşı ilk ve son kurşunun sıkıldığı İzmir’imizin Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Tunç Soyer yaptığı açıklama ile; PKK’nın siyasi uzantısı olan bir partinin belediye başkanlarından hiçbir farkı olmadığını göstermektedir!’’ ifadelerini kullandı.
İŞTE İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ İSMAİL OK’UN O PAYLAŞIMLARI:
1) İşgale karşı İlk ve son kurşunun sıkıldığı İzmir’imizin Büyükşehir Belediye Başkanı Sn.Tunç Soyer yaptığı açıklama ile;
PKK’nın siyasi uzantısı olan bir partinin belediye başkanlarından hiçbir farkı olmadığını göstermektedir!
2) “ … , kamusal alanda kürtçe hizmet verilmesi, … söylemleri ile “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kuruluş Değerlerine ve Anayasasına karşı savaş açarak suç işlemektedir.
3) CHP ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarının emanetine ihanet ettiğinizin farkında mısınız?
4) Daha öncesinde de Sayın Soyer , “Türk Milleti Kıbrıs’a fazla müdahil oluyor…” demek suretiyle , Türkiye’ye karşı olan emperyalistler ile aynı safta yer alabilmiştir !
5) Maalesef bazı Belediye Başkanları ve Yöneticiler de Sayın Soyer gibi 30 Mart yerel seçimlerinden sonra söylem ve eylemleri ile AKP’nin sözde çözüm (İHANET ) süreci görevine talip oldukları göstermektedir.
6) Sayın İmamoğlu , hain terör örgütünün elebaşı olan bebek katili için PKK mitinglerinde , seni çok özledik diyen ve Türkiye’ye her türlü hakareti yapan sözde sanatçı Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret etmiştir.
7) Yine bir Genel Başkan Yardımcısı Barış Pınarı Harekatı esnasında “ Türkiye Kürtlere katliam yapmaktadır” derken bir diğer parti yetkilisi “PYD terör örgütü değildir” demiştir.
8) Buradan Türk Milleti adına soruyorum:
Şehit ve gazilerimizin kanları ile kurulan TC Devletine “katil devlet “ diyen ve Saray tarafından korunan , havuz medyasının baykuşu sözde kadın gazeteci ile aranızda ne fark var !
9) Maalesef bu zihniyet sahipleri Büyük Atatürk’ün dediği gibi gaflet , dalalet ve hatta hıyanet içersin de bulunmaktadırlar.
10) Bu zavallılar ile asla yan yana gelmemiz ve birlikte yürümemiz söz konusu olamaz. Bu zihniyet sahipleri ile mücadelemiz devam edecektir ve bu konuda asla taviz veremeyiz.
11) Kahraman ecdadımızın kutsal emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti Devletini korumak hepimizin en birinci görevidir. Ne Mutlu Türk’üm Diyene.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TUNÇ SOYER, NE DEMİŞTİ?
İstanbul’dan sonra ikincisi gerçekleşen CHP’li büyükşehir belediye başkanlarının çalıştayında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer şunları söylemişti:
“Daralan kamusal ve siyasi alanı, yerelde toplumsal müşterekleri sağlayarak genişletebiliriz. Bu sebeple demokrasiyi, sadece seçimlerden ibaret gören anlayışı, yapacağımız uygulamalarla değiştirmek, yerel siyasetin ve onun temsilcileri olarak bizlerin en temel görevlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Halkın karar süreçlerine katılımını, söylemden öteye taşımamız; ancak ve ancak sorunun bizzat muhataplarını, bu süreçlere dahil ederek ve müşterekler kurarak mümkün. Aksi durumda çözdüğümüzü sandığımız sorunlar, büyüyerek devam eder. Alevilerin cemevi talebini, Kürtlerin anadilinde kamusal hizmet isteğini, Romanların kültürlerini yaşatacağı alanları, Suriyeli sığınmacılar meselesini, engellilerin sosyal yaşamda yaşadığı zorlukları, kadın özgürlüğünü, işsizliği, yoksulluğu, barışı ve onlarca farklı toplumsal sorunun çözümünü sadece Ankara’nın insafına ve tasarrufuna bırakacağımız aşamayı geçtik. Halka en yakın yerde kamusal hizmet sunan ve siyasi sorumluluk taşıyan bizlerin; yansıması doğrudan kentlerde olan bu sorunların çözümleri için çok daha cesur, çok daha kararlı adımlar atması gerekiyor.”