İYİ Partili Tatlıoğlu’ndan iktidara ekonomi uyarısı
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, TBMM’de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Prof. Tatlıoğlu yaptığı açıklamada, ”Sayın Berat Albayrak’ın ‘şu ana kadar yaptığımız destekler 200 milyar TL’yi aştı’ açıklamasında maalesef saha, Sayın Bakanı doğrulamıyor. Yapılan destekler ifade edilenlerin çok altında ve yetersiz.” dedi.
FAKİRLEŞMİŞ BİR TÜRKİYE VAR
Türk Ekonomisi’nde 2008’den bu yana büyük bir kaybın söz konusu olduğunu ifade eden İsmail Tatlıoğlu, ”2008 yılında kişi başına milli geliri yaklaşık 10.500 dolar olan Türkiye’de bugün 8.500 dolar seviyesine gelmiş durumdayız. Son on iki yılda kişi başı 2000 dolar fakirleşmiş bir Türkiye’den bahsediyoruz. Dahası 2008 yılında bu ülkede 5 milyon Suriyeli de yoktu. Bu rakamlara Suriyeliler dahil değil. Suriyelileri de dahil ettiğimizde kişi başı milli geliri 8000 dolara düşen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulanmaya başlamasından bu yana 90 milyar Dolara yakın küçülmüş bir Türk Ekonomisi var. Fakirleşmiş bir Türkiye var.’ dedi.
TÜRKİYE’NİN BİR STRATEJİYE İHTİYACI VAR
İYİ Parti Milletvekili Prof. Tatlıoğlu, ”Bu fakirleşmiş Türkiye tablosuna, bir de krizin etkileri eklenmiş durumda. Bu, yılbaşında yapılan tüm plan-programların ortadan kalktığı anlamına geliyor. Ekonomi %5 büyüyecekti, şimdi bakıldığında %5 küçülecek. İşsizlik %12’ye düşecekti, şimdi %18-20 seviyesine çıkması söz konusu.
2020’de bütçenin 138 milyar açık vermesi öngörülüyordu. Şimdi bu rakam (salgının etkisi yalnızca bir çeyrek sürerse) 290 milyar TL’ye çıkabilir. Bu rakamlar içinden geçtiğimiz sürecin olağanüstü nitelik taşıdığını gösteriyor.” diye konuştu.
OLAĞANÜSTÜ DÖNEMLER, OLAĞANÜSTÜ TEDBİRLER GEREKTİRİR
”Sonuç olarak Türk ekonomisinin bu noktada esas ihtiyacı yeni bir makro çerçeve, yeni makro hedefler, yeni bir maliye ve para politikası seti, yeni bir bütçe ve bunların hepsinin bir uyum içerisinde bulunduğu bütüncül bir strateji, dolayısıyla yeni bir ekonomi programıdır. Bu bakış açısı ortaya konmadan, krizi en az hasarla atlatmak mümkün değildir.” ifadelerini kullanan Prof. İsmail Tatlıoğlu basın toplantısında şunları söyledi:
”Krizin bir diğer ayağı hanehalkı. Türkiye’de yaygın bir işsizlik zaten krizden önce de söz konusuydu. Geniş anlamda 7 milyona yakın işsiz vardı Türkiye’de. Kapanan yaklaşık 150 bin işyerinde, yaklaşık 7 milyon vatandaşımız daha işini yapamaz duruma geldi. Yani hükümet, bu 7 milyon insanımıza dedi ki, “Ben salgına karşı alınan önlemler kapsamında sizin işyerlerinizi kapatıyorum. Bu kararın sonrasında da, iki farklı desteği ortaya koydu:
Bunlardan birincisi, Kısa Çalışma Ödeneği, diğeri ise kısa çalışma ödeneği şartlarını sağlayamayan firmalar için ücretsiz izin desteği.
Bu iki desteğin kaynağı da İşsizlik Fonu. Bu fon, 1999’da 57. Hükümet tarafından kuruldu. O nedenle, geçmişte yapılan bu büyük hizmetin altında imzası olanlara gerçekten hepimiz ve özellikle bugünkü yöneticilerin bir teşekkür borcu var. O nedenle, geçmişe yönelik konuşurken illaki krizin olmasını beklememek lazım, temkinli olmak lazım, bir bütün olarak bakmak lazım.
Kısa Çalışma Ödeneği kapsamında, asgari ücretli bir vatandaşımızın eline geçen ücret ise 1752 TL. Ücretsiz İzin desteği kapsamında, bir vatandaşımızın eline geçen ücret ise 1170 TL. Bir de bundan damga vergisi kesiliyor. 1068 TL. Bizim önerimiz, bu ücretsiz izin desteği için sağlanan destek tutarının da en düşük kısa çalışma ödeneği seviyesine çıkarılması idi. Yani 1752 TL’ye.
Açlık sınırının 2374 TL olduğu bir ülkede, bu rakamların ne kadar yetersiz olduğu ortadadır. Diğer taraftan, Türkiye’de yaygın bir kayıtdışı problemi var. TÜİK’in 28 milyon olarak açıkladığı çalışan sayısının, 6,5 milyonu kayıtdışı. Bu kayıtdışı çalışanlarımızın, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin ödeneğinden yararlanması mümkün değil.
Bunların dışında, gündelik emeği ile geçinen insanlar var. Ücretsiz bir şekilde aile işlerinde çalışanlar var. Sokakta çalışan insanlar var. Seyyar satıcılar var. Yalnızca İstanbul’da 700 bin kişi kendi hesabına çalışarak, günlük geliri ile hayatını kazanıyor. Alınan önlemler ile bu insanlarımızın hayatlarını idame ettirmesi mümkün değil.”
VATANDAŞA SAHİP ÇIKILMALI
Türkiye’de gelir sıkıntısı çeken asgari 10 milyon haneye, Nisan-Mayıs ayları için kişi başı 500 TL üzerinden destek verilmesini önerdiklerinin altını çizen İYİ Parti Bursa Milletvekili Tatlıoğlu, ”Devletin Hazine’sinde bu kaynak yoksa, bunu ”hanehalkı kuponları” olarak dağıtsın, krizin etkisi ortadan kalkınca, bunları piyasadan toplasın şeklinde önerimizi sunduk. Fakat, hükümet, bu konuda kapsamlı bir program önermek yerine hane başına yalnızca bir defaya mahsus 1000 TL’lik destek sundu. Eğer Devlet bugün vatandaşına sahip çıkmazsa, yarın varlığı sorgulanır hale gelir.” şeklinde konuştu.
TARIMI MERKEZE ALMALIYIZ
Basın toplantısında yaşanılan sürecin gıda güvenliği riskini en üst seviyede ortaya çıkardığını ifade eden Prof İsmail Tatlıoğlu, bu süreçte tarıma öncelik vermenin, tarımı merkeze almanın öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Fakat, şu ana dek tarım için atılmış ciddi bir adım yok. Kredi ertelemesi yeterli değil. Çiftçiye 2019’dan kalan desteklerin bir an evvel ödenip, 2020’de taahhüt edilen ödemelerin de en az yarısını Nisan-Mayıs aylarında ödenmesi gerekir. Bu yıla mahsus çiftçimize mazot vergisiz sağlanmalı.
Beklentiler, her şey iyi giderse bile krizin etkilerinin önümüzdeki iki çeyrekte devam edeceği yönünde. Fakat, turizm sektörü için bir dördüncü çeyrek yok. Bu bakımdan sektör, 2020 yılının tamamını kaybetmiş gözüküyor. 2019’da 35 milyar dolar, döviz kazandırmış bir sektörden bahsediyoruz. Ülkemize döviz kazandıran sektörler arasında en yüksek yerlilik oranı turizmde. Yani, ihracatımızın büyük kısmı ithal girdilere bağımlı iken, turizm sektöründe böyle bir durum yok.
Diğer taraftan, turizm en borçlu sektörlerimizden biri durumunda. Sektörün kar yapısına bakıldığında, bu yıl yaşanacak kayıp ancak 5 yılda telafi edilebiliyor. Bu bakımdan, sadece vergilerin alınmayacak olması yeterli bir çözüm değil. Turizme, diğer tüm sektörlerden farklı olarak bir destek paketi açıklanmalı. Sektöre sağlanacak finansmanda, 1 yıldan daha uzun vadeli bir (3-5 yıl) ödeme planına bağlanması lazım.”