İzmir’de deprem ve Mesut Yılmaz’ın vefatı

31.10.2020
A+
A-

30 Ekim 2020 Cuma sabahı insanlar sosyal medyada Cumhuriyet ve Cuma tebrikleri yaparken; öğle saatlerine doğru ilk acı haber geldi: İlki eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın vefat haberiydi, sonrasında ise saat 14,51’de İzmir’den gelen deprem haberiyle sarsıldık.

İzmir’de Seferihisar açıklarında 6,6 büyüklüğünde deprem meydana gelirken Bayraklı ve Bornova ilçelerinde binalar yıkıldı, son bilgilere göre 24 insanımız hayatını kaybederken, 804 kişinin yaralı olduğu açıklandı.

İzmir Seferihisar açıklarında saat 14.51’de meydana gelen deprem 15 saniye sürdü ve Aydın, Muğla, Manisa, Denizli, Çanakkale, Bursa, İstanbul, Uşak, Kütahya, Yalova, Tekirdağ ve Edirne’de de hissedildi.

Deprem sonrasında devletin ilgili tüm kurumları acil koduyla İzmir’e gönderildi, enkaz kaldırma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor, bu sefer kurumlar mağduriyetler yaşanmaması için canla başla çalışıyorlar.

Başta İzmir’imize ve Türkiye’ye geçmiş olsun diliyorum.

Deprem konusunda çok şeyler yazmak isterim ama gerek yok, çünkü 2020 yılı dünyasında anlayış olarak öyle arkalarda kaldık ki sözlerin, kelimelerin tesiri olmayacaktır.

Deprem konusunda akıllanmadık biliyoruz ama İzmir’de meydana gelen deprem sonrasında sosyal medyada bazı ortaçağ artığı müptezellerin paylaşımları, toplum olarak nasıl bölündüğümüzün bir göstergesi sanırım.

Cuma gününün diğer acı haberi ise eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın vefat haberi oldu.

1980 askeri darbesi sonrasında yeniden çok partili siyasi hayatın başlamasıyla 80 öncesi siyasetçilerin bürokratları yeni yüz olarak lanse edilirken, bürokrat olmayan bir genç hemen dikkatleri üzerine toplamıştı.

Bu kişi iktidara seçilen Anavatan Partisinin kurucusu ve sözcüsü, dönemin Rize Milletvekili Ahmet Mesut Yılmaz’dı.

Türk siyasetinde Alman ekolünü, AB ile ilişkilerde ekonomik konseylere Türkiye’yi taşıyan siyasetçiydi, şanssızlığı ise kendi partisinde söz sahibi olan eski bürokratlardı.

1989 yılında Turgut Özal Cumhurbaşkanlığına seçilince yerine ufku açık, yakın çalışma arkadaşları yerine TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut’u bıraktı. Başta Adanan Kahveci ve Mesut Yılmaz gibi isimler ikinci planda bırakıldı. Lakin Mesut Yılmaz mücadelesine devam etti ve partinin genel başkanı seçildi.

Yılmaz üç defa başbakanlık, bir dönem ana muhalefet liderliği yaptı ama devletin kurumlarıyla kavga içinde olmadı, hatta Yüce Divan’da yargılanan ilk başbakan oldu.

Siyaset sonrasında hakkında olumsuz iddialar hiç olmadı, üniversitelerde ders vermeyi tercih etti, bir dönem yine Rize’den bağımsız milletvekili seçildi, Rize’yi hiç yalnız bırakmadı, Rizeliler de onu yalnız bırakmadı.

Eski Başbakandı Mesut Yılmaz, babaydı ve bir babanın asla yaşamak istemediği acıyı yaşadı oğlunun vefatıyla.

Oğlu Yavuz Yılmaz’ın intiharı Mesut Yılmaz’ı öyle derinden etkiledi ki her Cuma namazı sonrasında kabrinin başında saatlerce oturarak sohbet etmeye başladı ve hastalandı, tedaviye yönelik istekli olmadı hastalıkları daha da arttı ve kendisini kaybettik.

Türk siyasetinin beyefendilerinden biri olarak tarihte yerini alacaktır, rabbim mekânını cennet eylesin.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.