Kadın…
Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) düzenlediği I. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, fıtratları farklı olan kadın ile erkeğin eşit tutulamayacağını, kadının kadına ve erkeğin erkeğe eşitliğinin doğru olduğunu söylediği sırada;
Sultangazi’de polise gelen telefon akıl almaz bir dramı ortaya çıkardı.
Bir babanın, 18 yaşındaki kızının evden çıkmasını engellemek için çamaşır makinesine ayağından zincirle bağladığı görüldü…
***
Bülent Arınç Bursa’da;
“Nerede o yüzüne baktığımız zaman yüzü hafifçe kızarabilecek, boynunu öne eğecek, gözünü bizden kaçırabilecek iffet sembolü, haya sembolü kızlarımız? Kadın iffetli olacak, mahrem-namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak.” dediği sırada…
Çekmeköy’de belediye otobüsünde şort giydiği için hemşire Ayşegül Terzi’ye tekme atan Abdullah Çakıroğlu; “Ayıptır diye söylemeyecektim ama otururken iç çamaşırı görünüyordu. Devletimizin kırmızı çizgisini bilmek istiyorum. Burası Türkiye ve burası bir İslam ülkesi. Zaten gayrimüslim oldukları anlaşılmıştır. Beni tahrik ettiler.” diyordu…
***
TRT 1’in iftar programına konuk olarak katılan tasavvuf düşünürü Ömer Tuğrul İnançer, hamile kadınlar hakkında;
“Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşamüstü çıkarlar… Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir.” Derken;
Manisa’nın Turgutlu ilçesinde evinin yakınında bulunan bir parkta spor yapan 4 aylık hamile Ebru Tireli’ye (32) saldırıp yerde tekmeleyen saldırgan kaçarken;“Bir daha burada yürüyüp, spor yapmayacaksın” diye bağırıyordu…
***
Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız, Allah, din ve peygamber adına konuşma yaptığını ileri sürerek, “Allah vur dediyse vardır bir hikmeti. Mesela bir erkeğe “kadını dövebilirsin” diyor. Sonra ne diyor hadisi şerifte; “yüzüne vurmayacaksın” diyor. Boyundan yukarısına vurmak yasak. Göğüs kısmına vuramıyorsun. Beline vuramıyorsun. Acıtmak için değil, deşarj olmak için vurdutturuyor Allah. Kadınlar, kumadan rahatsız oluyorlarsa, erkeklere dövün, rahatlayın diye müsade etmesinden dolayı Allah’a sabaha kadar şükretmeleri gerekiyor. Allah istiyor ki; kol kırılsın, yen içinde kalsın. Evin içinde bu işlerin halledilmesi lazım. İster döver, ister kırar… Allah vur dediyse; bu vurmakta vardır bir hikmet.” dediği sırada;
Ayşegül Terzi’ye şort giydiği için tekme atan Abdullah Çakıroğlu, “Benim vuruşum orta halli bir vuruştu. Spor ayakkabılarım esnekti. Darp raporunu abartılı buluyorum.” diyordu…
***
Konya Büyükşehir Belediyesi’nce Kültür-Sanat Programları çerçevesinde yayınlanan, Asım Uysal’ın hazırladığı, Belediye Başkanı Halil Ürün’ün de önsözünü yazdığı islami kurallara uygun “Evlilik ve Düğün Adabı” başlıklı kitapta, kadınların, hafif olmak şartıyla kocaları tarafından dövülmesinin mübah olduğu, ıslahında etkili olmasına inanılması halinde, kadının kocası tarafından hafif olmak koşuluyla dövülebileceği savunuluyordu;
Samsun’da, hastanenin otoparkında, 1 çocuk annesi karısını bıçaklayarak öldüren koca kaçarken “namus meselesi” diye bağırıyordu…
***
Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, “Nisa 34’de kadını dövün ayetini nasıl anlamalıyız?” sorusuna gülerek, “Dövün diyor işte…” şeklinde cevap verdiği sırada,
Sivas Barosu’na kayıtlı ve 2 çocuk annesi avukat Tuba H. tartışma yaşadığı kasap eşi A.H tarafından dövülmekte idi. Hastaneye kaldırılan avukat Tuba H.’nin vücudunun çeşitli yerlerine ve yüzüne darbeler aldığı, elmacık kemiğinde kırıklar olduğu öğrenildi.
***
Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebubekir Sifir, HaberTürk Televizyonu’nda katıldığı bir tartışma programında Nisa suresine atfen; “Dövün diyorsa, dövün demek bu kardeşim, sizin yapmanız gereken ayeti eğip bükmek değil, o ayetin öngördüğü toplumsal yapıyı oluşturmaktır. Erkeğin erkekliğini, kadının kadınlığını bildiği bir yapıyı oluşturmaktır. Hoşunuza gidiyor mu, gitmiyor mu bilemem. Kuran’ın mümini iseniz bundan gocunmamanız lazım.” derken,
Kırıkkale’de, 4 yıl önce boşandığı Emine Bulut’u, 10 yaşındaki çocuklarının gözü önünde bıçaklayarak öldüren Fedai B., “Çocuğumun velayeti konusunda konuşurken bana hakaret edince sinirlendim. Yanımda gezdirdiğim bıçakla vurdum.” diyordu.
***
Melih Gökçek, Samanyolu Haber’de katıldığı bir programda, tecavüze uğrayan kadınların kürtaj yaptırma hakkı ile ilgili; “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? Anası ölsün öyleyse.” dediği sırada;
Kastamonu’nun Taşköprü İlçesi’ne bağlı Bekdemirekşi Köyü’nde, eniştesinin kardeşi tarafından tecavüze uğrayan 17 yaşındaki Vahide E., şakağına dayadığı tabancanın tetiğini çekerek yaşamına son veriyordu. Dedesinin kanlar içinde bulduğu Vahide E., ağır yaralı olarak ambulansla Kastamonu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Evde inceleme yapan jandarma genç kızın yaşadığı dramı anlatan bir mektup bıraktığını belirledi.
***
AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Erdoğan için “Dombra” şarkısını değiştirerek yazan Uğur Işılak, katıldığı bir televizyon programında “Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var” dediği sırada,
Kayseri’de bir kişi, cep telefonuyla çok konuştuğu gerekçesi ile eşini sopayla dövüyordu. Pınarbaşı ilçesi Büyükpotuklu köyünde yaşanan olayda, Ç.K. isimli şahıs, eşi Ş.K.’yı cep telefonuyla çok konuştuğu iddiasıyla darp etti. Aldığı sopa darbeleriyle yaralanan Ş.K. Pınarbaşı Devlet Hastanesi’nde yapılan tedavisinin ardından taburcu edildi. Olayla ilgili cumhuriyet savcısının bilgisi doğrultusunda zanlı Ç.K. jandarmaya ifade verdi. Şüpheli daha sonra serbest bırakıldı.
***
Sosyal Doku Vakfı Kurucusu ve Başkanı Nureddin Yıldız, çalışan kadınları hedef alarak, “Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Çalışan kadının yorgunluk ve vakit darlığı nedeniyle erkeği ile ilişkisinde kadınlığı arızalıdır. Kadınlığı arızalı olduğu için erkeğin gözü açtır. O evinde erkeğini eksik bırakıyor, erkeği de iş yerinde bir başka kadına tasallut oluyor. Böylece fuhuş değil ama fuhuşa hazırlık yapan sürece destek oluyor. Ayrıca çalışan kadın doğurmayan ya da az doğuran kadın demektir. Yani benim ümmetim zarar görüyor ” derken;
Mersin’in Tarsus ilçesinde tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın katili Suphi Altındöken;
“Özgecan Mersin’e gideceğim dedi. Ters yöne gittiğimi daha sonra fark etti, bana bağırmaya başladı. Ben de biraz gittikten sonra aracı kenarda durdurdum tecavüz etmek amacı ile saldırdım. Ancak boğuşmaya başladık, bu sırada cebinden çıkardığı biber gazını yüzüme sıktı, tırnakları ile de yüzümü parçaladı. Direnerek tecavüz etmemi engelledi. Bu sırada tırnaklarıyla yüzümü parçalayarak canımı çok yaktı. Bir anda kendimi kaybettim. Araçta bulunan bıçağımı rastgele sallamaya başladım. Sinirden korkudan ne yaptığımı hatırlamıyorum. Kaç defa sapladığımı hatırlamıyorum. DNA testinde delil bırakmamak için de iki elini bileklerinden kestim, cesedi yaktım.” diyordu.
***
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 2015 yılının ilk bebeğini ziyaret ettiği sırada “Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerektiğini,” Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, kadınların “İş istiyoruz sayın bakanım” sözlerine karşılık olarak, “Evdeki işler yetmiyor mu?” yanıtını verdiği sırada;
Konya’da Mesut Babayiğit, eşi Hanife Babayiğit ile barda çalıştığı için tartışıyordu. Daha önceki evliliğinden 3 çocuğu olan işsiz Mesut Babayiğit, bir süre birlikte yaşadığı ve önceki evliliğinden 1 çocuğu olan Hanife Babayiğit ile olaydan bir yıl önce evlenmişti. Evliliklerinde bir kız çocukları dünyaya gelen çift arasında, ekonomik nedenlerle şiddetli geçimsizlik vardı. Hanife Babayiğit, çocuğuna bakabilmek için bir barda çalışmaya başladı. Ancak Mesut Babayiğit, burada çalışmasını istemediği eşini önce dövdü, sonra pompalı tüfekle vurarak öldürdü.
***
Şimdi Emine Bulut cinayetini konuşuyor Türkiye…
Ve birileri konuşurken kadınlar ölüyor Türkiye’de…
2013’te 237, 2014’de 294, 2015’te 303, 2016’da 328, 2017’de 409 ve 2018’de 440 kadın öldürüldü Türkiye’de…
Suçlu kim mi dediniz?
Lütfen yazıyı baştan okuyun…