Karamollaoğlu ekonomi çözüm paketini açıkladı
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisinin genel merkezinde gerçekleştirdiği basın toplantısında yaşanan ekonomik krize dair önemli açıklamalar yaptı.
Karamollaoğlu, krizin akıllı stratejiler ve doğru hamlelerle yönetilmesi halinde Türkiye’nin bu krizden güçlü ve karlı bir ülke olarak çıkacağı iddiasında bulundu.
Temel Karamollaoğlu‘nın basın toplantında yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şöyle:
“Bugün gelinen noktada Türkiye üç büyük alanda üç büyük krizle karşı karşıyadır.
1- Ekonomide yaşanan kriz;
2- Dış politika da yaşanan kriz
3- İç politikada yaşanan kriz.
Ancak; büyük krizler içinde büyük fırsatlarda barındırır.
Eğer bu süreç akıllı stratejiler ve doğru hamlelerle yönetilebilirse Türkiye bu krizden güçlü ve karlı bir ülke olarak çıkabilir.
Yok eğer, “ben yaptım oldu” mantığı ile hareket edilir gerçekler gözardı edilirse; ,
-Dün “Anayasa Kitapçığı fırlatıldı” diye sarsılan ekonomi,
-Bugün “Papaz Tutuklandı” diye,
-Yarın “buluttan nem kaptık” diye çöker.
DOĞRU TEDAVİ İÇİN DOĞRU TEŞHİS ŞARTTIR
Önce gerçekleri görmek zorundayız.
-Marshall Yardımları ile başlayan ve IMF kredileri ile devam eden süreç Türkiye’yi dış borca bağımlı hale getirmiştir.
-Sıcak para politikaları yüzünden Türkiye adeta bir finans cenneti haline getirilmiştir.
-Öyle ki Japon ev hanımları bile birikimlerini Türkiye’den tahvil alarak değerlendirmişlerdir.
-Reel ekonomiden uzaklaşılmış, sanal rakamlar ile sanal bir büyüme oluşturulmuştur.
Maalesef kriz göz göre göre gelmiştir. Kriz bütün uyarılara rağmen gelmiştir.
Biz “üretime yönelik olmayan bütün yatırımları durdurun” dediğimizde, “Bunlar hızlı trene karşı çıkıyorlar” demek yerine birazcık düşünselerdi, bugün bu noktada olmazdık.
Biz “israfı önleyin, şatafattan uzak durun” dediğimizde, “itibardan tasarruf olmaz” demek yerine birazcık düşünselerdi bugün bu noktada olmazdık.
Bu sorunlar yumağını görmeden Türkiye’nin içine düştüğü krizi sadece bir papaza bağlamak asıl meseleyi görmemek, daha doğrusu sümen altı etmek demektir.
YAPISAL DÖNÜŞÜMLER GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ.
Türkiye bir yol ayrımındadır.
-Ya Papazı, Trump’ı bahane edip ekonomideki gerçek problemleri görmezden gelecek,
– Ya da bu süreçten ders çıkarıp köklü yapısal reformlar gerçekleştirecektir.
Maalesef Bugün Türkiye’nin;
– Finans politikalarını, IMF, DB ve AB normları,
– Sağlık politikalarını, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
– Tarım, sanayi ve Ticaret Politikalarını ise Dünya Ticaret Örgütü (WTO) belirlemektedir.
(Örneğin Dünya Ticaret Örgütü Türkiye’den sürekli Tarım ve Hayvancılığa verilen desteği azaltmasını istemektedir. Tarım ve Hayvancılığımızın geldiği nokta ortadadır.)
ABD gibi ülkeler bu kriterleri istediği gibi ihlal ederken, Trump fincancı dükkanına girmiş terbiye edilmemiş aygır gibi davranırken Türkiye’den bu kriterlere harfiyyen uyması istenmektedir.
Türkiye mutlaka kendi milli ve bağımsız ekonomi politikalarını oluşturmalıdır.
Belki o zaman gerçekten Yeni Bir Ekonomi modelinden bahsetmek mümkün olabilir.
Şu anda ülkemizde fertler, şirketler (KOBİLER vs) ve devlet ciddi bir borç yükü altındadır ve iflasla karşı karşıyadır. Kriz sonrası birçok şirketin batacağından ve büyük ihtimalle el değiştireceğinden endişe edilmektedir. Bunlardan önemli olanları çok ucuza devralacak uluslar arası şirketler hazır beklemektedir. Buna fırsat verilmemelidir.
Bu çerçevede 21 maddelik çözüm önerilerimiz;
1- ABD’nin yaptırım ve tehditlerine karşı kesinlikle en ufak bir taviz verilmemelidir.
2- Mütekabiliyet esası gereği ABD yaptırımlarına karşı misliyle muamele edilmeli, soyut meydan okumalar yerine, somut yaptırımlar hayata geçirilmelidir.
3- D-8 ülkeleri ve İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü gündemle toplantıya çağırılmalı, hem İİT hem de D-8 kapsamında İslam ülkeleri ile ekonomik, askeri ve ticari ilişkilerin arttırılması noktasında ciddi adımlar atılmalıdır.
4- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİB)’na da hayatiyet kazandırılmalıdır.
5- ABD’nin dünyanın jandarması benim tarzındaki tavrına karşı 57 İslam ülkesi ile ortak bir refleksin geliştirilmesi sağlanmalıdır.
6-Yönetimde yakınlık ve akrabalık değil ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır.
7-Cumhurbaşkanı ekonomi danışmanlarını ve özellikle ekonomi politikalarını değiştirmeli. Ekonomi yönetimi, bağımsızlığı ve yeterliliği konusunda piyasaya güven veren isimlerden oluşmalıdır
8- İktidar ve muhalefet bu krizi iç politika malzemesi yapmaktan kaçınmalı, özellikle iktidar mensupları farklı düşünenleri vatan haini olarak itham etmekten vazgeçmelidir.
9-Aynı gemide olduğumuz, sadece kriz günlerinde değil, her gün hatırlanmalı ve bu memleketin insanı birbirine düşman edilmemelidir. Farklı sesler, muhalif görüşler bastırılmaya çalışılmamalıdır.
10-Ekonomik ve siyasi krizlerin en büyük ilacı şeffaflıktır. A planı, B Planı, C planı gibi içeriği müphem, yoruma açık söylemlerden kaçınmalı bunun yerine güven verici ve açık mesajları tercih etmelidir. Bu arada denetimin önemi ve görülebilirliği unutulmamalıdır.
11-Bir Acil eylem planı hazırlanmalı belli bir süre üretime dönük olmayan bütün yatırımlar durdurulmalıdır.
12- Yani kamu kurumlarında lale devri sona erdirilmeli, israf derhal engellenmelidir.
13- En kısa sürede bir tarım şurası toplanmalı ve Milli Tarım Politikası oluşturulmalıdır.
14-Üreticiye girdi desteği ve faizsiz kredi verilerek ayağa kalkması sağlanmalıdır.
15-Birlikler, kooporeratifler, ticaret borsaları bu sürece aktif bir şekilde dahil edilmeli ve hummalı bir çalışma dönemi başlatılmalıdır.
16- Kobilerin borçlarında yeniden yapılandırmaya gidilmeli, borçlar uzun vadeye yayılmalı ve verilen destekler ciddi oranda artırılmalıdır.
17- ihracat yapan firmalar için ek destekler getirilmeli, finansal ve bürokratik kolaylıklar sağlanmalıdır.
18- Esnafın borçlarında da faizsiz yapılandırmaya gidilmeli, yine esnafa devlet bankalarından faizsiz kredi desteği sağlanmalıdır.
19- Bilişim ve teknoloji alanına yapılan yatırımlar hızla arttırılmalı, bu alanlarda eğitim gören öğrencilere özel hibe ve destekler sağlanmalıdır. Yazılım ve teknoloji alanında projesi olan öğrenciler için karşılıksız mekan ve altyapı hizmetleri sunulmalıdır.
20- Ar-Ge çalışmalarında birinci öncelik dışa bağımlılıktan kurtulmak olmalıdır. Teknoloji geliştirme alanlarında çalışan firmalara özel destekler sağlanmalı, vergi muafiyeti getirilmelidir.
21- Adaletin olmadığı yerde güven, güvenin olmadığı yerde yatırım olmaz. Adalete güven mutlaka tesis edilmelidir.
TBMM; BİRİNCİ MECLİS RUHUYLA TOPLANMALI
Buradan iktidara tekrar şu çağrıda bulunmak istiyorum: Acil olarak bütün siyasi parti genel başkanlarını bir araya getirin. Bir milli mutabakat toplantısı gerçekleştirin.
İç politika, dış politika ve ekonomide yaşanan gelişmelerin önüne geçmenin ilk şartı birlik ve beraberliği tesis etmektir.
Bizim tarihimiz badirelerle doludur bu coğrafyada çok daha kötü olaylara şahitlik ettik.
Dünya Savaşı sonrasında Anadolu işgale uğradı, ordularımız dağıtıldı, ekonomimiz tamamen yok edildi.
Bırakın doları, ayağımıza giyecek çarığımız yoktu.
Peki o zaman ne yapıldı? Toplumun her kesiminden temsilciler çağırılarak Ankara’da bir Meclis Kuruldu.
Bu mecliste milli mutabakat sağlandığı için Anadolu bir ve beraber oldu. Düşmana karşı top yekun durdu. Aynı zamanda İzmir İktisat Kongreleri tertip edildi ve bir sanayi hamlesi başlatıldı.
Bugün yaşanan badireyi atlatmanın yolu yine aynıdır.
Biz TBMM’nin, Birinci Meclis ruhuyla bir an evvel toplanması için bir kez dahaçağrıda bulunuyoruz.
İDLİP MESELESİ DİYALOG YOLU İLE ÇÖZÜLMELİDİR
Son olarak, malumunuz olduğu üzere Suriye’de iç savaşın başladığı günden bu yana bir insanlık dramı yaşanmaktadır.
Halep, Hama, Humus, Dera , Şam gibi kadim tarihi şehirler harap olmuş, insanlar evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.
Son günlerde ise ülkemizin sınırında bulunan İdlib’te bu dramın en acı örneklerinden birisi yaşanmak üzeredir.
Buradan iktidara sesleniyoruz, bu meseleyi acilen diyalog yolu ile çözmenin yöntemleri aranmalı gerekli diplomatik temaslar sağlanmalıdır.
Yaşanacak olaylar neticesinde daha büyük acılar yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
Türkiye’nin bu acıların önüne geçmek için hala fırsatı vardır.
Ülkemizde ve coğrafyamızda yaşanan bu çetin günlerde silahların patlaması, kan akması bölgedeki sıkıntı ve problemleri derinleştirecektir.
Bu kriz Astana süreci çerçevesinde çatışma değil müzakere ve diyalog yoluyla çözülmelidir.
Bunun dışındaki bütün ihtimaller maalesef tüm bölge için telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır.
Aklı selim ve sağduyu tavsiyemizi bir kez daha yineliyoruz.
Şüphesiz ki güç ve kudret sahibi cenabı Allah’tır.
Allah cc ülkemizin ve bütün insanlığın yardımcısı olsun.
KURBAN BAYRAMI TEBRİĞİ
İnşallah önümüzdeki Salı günü İslam dünyası olarak Kurban Bayramını idrak edeceğiz.
Bu mübarek günlerin ülkemizin ve bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olmasını niyaz ediyorum.
Kurban Bayramının İslam ülkelerinde ve yeryüzünde akan kanın, yaşanan acıların ve zulümlerin son bulması için bir fırsat olmasını temenni ediyorum.
Ülkemiz tarihi bir süreçten geçiyor.
Bugün;
Kalbimizdeki kini kurban edip kardeşliği tesis etme günüdür.
Kalbimizdeki kibri kurban edip tevazuyu tesis etme günüdür.
Kalbimizdeki hırsı kurban edip kanaati tesis etme günüdür.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve İslam dünyasının kurban bayramını tebrik ediyor hayırlı gelişmelere vesile olmasını diliyorum.”
(Kaynak: www.medyasiyaset.com)