Kendimize kötülük ediyoruz
Kabul edelim, inkarcı olmayalım;
Birbirimizi sevmiyoruz.
Temeli ahlaka dayalı
Adaletimiz,
Eğitimimiz,
Ticaretimiz ,
Milli tarih şuurumuz,
Manevi kültür bağlılığımız
YOK… YOK… YOK!!!
***
Aslında var olduğuna inandıklarımızı da unuttuk!
Siyaset bizleri kutuplaştırmaya devam ediyor.
İlgisiz,
Bilgisiz,
Sevgisiz,
Sabırsız,
Haldeyiz…
Diplomalı cahillerin esiriyiz!!!
Koltuk uğruna akıl ve vicdan köprüleri yıkıldı,
Fırsatçılar köşe kapmaca oynuyorlar.
Al otuza, sat doksana…
Zengin olmanın kolay yolu yandaşlara serbest.
Elden ele zengin dostlar ülkesiyiz!.
Dün meteliksizler, bugün jiplerle dolaşıyor.
***
Önceleri, bürokrat dönemi oldukça iyi ve dürüsttü.
Her ne kadar halktan kopuk bürokratlar olsa da,
‘Memlekette hakimler var’ diyorduk.
Valilerimiz vardı.
Din adamlarımız vardı.
Siyaset kavgası, bazen bahar havasına dönüyordu.
Nezaket vardı.
Bu gün siyasetin geldiği nokta, dil hastalığı doğurdu.
Kim ne söylüyor, kulakları duymuyor;
İllet…
Zillet…
Müptezel…
Rezalet…
Ahlaksız…
Yalancı…
İftira…
Terörist…
kelimeleri alkışlanır oldu.
***
Üç beş yerden maaşı olanlar utanmak bilmiyor.
Havuzdan beslenen saray muhafızları…
Ekranlardaki akıl hocaları çok itibarlı…
Ekranlardaki yemek programları, diziler bile kötülüğün ne olduğunu gösteriyor.
AYM’nin kapatılması konuşulan bir ülke, fireni patlamış tır gibidir dersem yalan mı?
Artık kendimize kötülük yapmayalım.
Ne ekilirse o biçilir, ama deniliyor.
Fakat ekmiyoruz ki biçelim…