Kimin tacizcisi daha iyi…

Taciz skandalları ne kadar gündem olursa olsun ülkemizde rezil olmayı örfi hükümlerimizden el birliği ile çıkarmış durumdayız.

Ülkemizde ve yaşadığımız şehir Bursa’da taciz gündemleri oldu olmasına ama neticede yapıldığı ile kaldı.

Oysa Türk Ceza Kanunu 105. Maddesinde “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiş olup “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına, fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” amir hükmü olmasına rağmen kaç kişi en yüksekten bu cezayı aldı?

Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı 2019 yılına ait adli istatistiklere göre geçen yıl Türkiye’de “cinsel dokunulmazlığa karşı suç” kapsamında 49 bin 57 dava açılmış ve neredeyse yarısı çocuklara karşı yapılan tacizler.

Geleneklerimizdeki örfi hukukunda taciz veya namus konularında en hafif ceza suçu işleyenin bulunduğu toplumdan çıkarılmasıydı. Özellikle bu uygulama kırsalda otuz- kırk yıl öncesine kadar uygulanıyordu. Osmanlı döneminde taciz cezalarında sürgün ve kürek cezaları yine en hafif cezalardı ama en yükseği ölüm cezasıydı.

Sapkınlık yapanlara en ağır cezalar Fatih Sultan Mehmed zamanında verildiği biliniyor ki; yakarak öldürmek cezasını yazabiliriz.

Günümüzde adı taciz olayına karışan kişi ve kurumlara yönelik neler yapılıyor derseniz hiçbir şey.

Siyasi olarak öyle ayrışmışız ki; birinin diğerine söylediğinin hiç tesiri yok, ne kadar doğru olursa olsun. Geçtiğimiz akşam bir TV kanalında taciz suçunun işlenmesini kabul edip ‘ama en azından küçük çocuklar işin içinde yok’ diyen yorumcuyu izledim. Diğer taraftan ise ‘dine karşısınız, böyle çirkin iftiralar atarak vakıflarımızı kötülüyorsunuz’ deyip işi örtbas etmek isteyen yurdum insanını.

Peki,

Tacize maruz kalanlar; onların hali nicedir bilen var mı?

Tacize maruz kalanların ailelerinin halinin ne olduğunu bilen var mı?

Dedikoduyu seven bir toplumda sadece taciz söylentisinin nerelere kadar gideceğini söylemeye gerek var mı?

İşlenen suçun karşılığı ceza ise ayrım gözetmeksizin verilmesi gerekirken, TV kanallarında konu tacize gelindiğinde taraf olanlar işlenen suçu ön taraftan çıkarıp yerine ortaya karışık yapmanın peşindeler.

Her tacizci hasta ve sapıktır, tedavisi adli kontrol altında yapıldığı gibi cezası ağır olmalıyken; bizim taciz olayında ‘küçük çocuklar yok’ demek veya ‘Allah yolunda hizmet eden kişi ve kurumlara dine karşı olduğunuz için iftira atıyorsunuz’ demek gerçeği değiştirmiyor.