Koronavirüsle mücadelede ‘ozon gazı’ önerisi
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınıyla mücadelede virüs, bakteri, mantar ve mikropları öldürebilme özelliğine sahip ozon gazının korunmayı destekleyici amaçlı daha aktif kullanılabileceği belirtildi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede virüs, bakteri, mantar ve mikropları öldürebilme özelliğine sahip ozon gazının, korunmayı destekleyici ve bağışıklığı kuvvetlendirmek amacıyla daha aktif kullanılabileceği bildirildi.
Romatem Bursa Hastanesinde görevli Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doktor Nurten Küçükçakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ozon molekülünün doğada bulunan doğal gazlardan biri olduğunu söyledi.
Küçükçakır, ozonun Türkiye’de son 10-15 yıldır tedavilere destek amaçlı aktif şekilde kullanıldığını belirterek, “Ciddi bir dezenfeksiyon özelliği olduğu için aynı zamanda enfeksiyonlara karşı da koruyucu amaçlı uyguluyoruz. Kronik ve salgın enfeksiyonlarından korunmak ve tedavi amaçlı olarak da aktif şekilde kullanmaktayız.” dedi.
Ozon tedavisinin farklı yöntemlerinin olduğunu anlatan Küçükçakır, şöyle konuştu:
“Çok farklı kullanım yöntemleri var. Genellikle tüm vücudu etkileyen durumlarda kişinin yaklaşık 100 cc kadar kanını alıp ozon gazını kanla karıştırıyoruz. Bu karıştırdığımız, ozonlanmış yani fazlaca oksijenlenmiş kanı tekrar hastanın damar yolundan geriye veriyoruz. Oksijenlenmiş kanla bütün vücudu sirküle etmiş oluyoruz.”
“Ozon tedavisinden fayda görebiliriz”
Küçükçakır, ozonun dünyada bulunan en kuvvetli doğal dezenfektan olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de koronavirüs enfeksiyonuyla savaş veriyoruz. Yeni bir virüs olduğu için korunma ve tedavi anlamlarında farklı yöntemler deneniyor. Özellikle yaşlı ve kronik rahatsızlığı bulunanlar ile bağışıklık sisteminin yeterince kuvvetli olmadığı hastalar enfeksiyonlara karşı biraz daha risk grubunu oluşturuyor. Bu dönemde tedbiri artırmak amaçlı ozon tedavisinden fayda görebiliriz.”
Ozonun kanla karıştırılıp verildiğinde vücutta bağışıklık sistemini kuvvetlendirici özelliğinin olduğunu dile getiren Küçükçakır, söz konusu gazın virüsün insan hücresine girişini de engellediğini anlattı.
Küçükçakır, vücuda virüs girdiğinde insan hücrelerinde virüsün çoğalma hızının ozonla düşürüldüğünü belirterek, “Bu anlamda da virüsü öldürücü özelliğe sahip. Bunun dışında vücutta mikroplarla savaşan beyaz kan hücreleri var. Ozon tedavisi uygulandığında bu hücrelerin sayısında artış oluyor. Yani vücudumuzun virüslerle daha fazla savaş veriyor.” ifadelerini kullandı.
“Umut verici durum”
Ozon tedavisine olan ilginin son dönemde ciddi artış gösterdiğini dile getiren Küçükçakır, “Ozon tedavisinin (virüslerden) korunma kısmında etkinliği çok yüksek. Tedavi kısmında da bütün bu etkilerinden dolayı umut vadedecek destekleyici bir tedavi olabilir. İspanya ve İtalya’da koronavirüs enfeksiyonuna karşı tedavide denenmeye başlanmış ve gerçekten etkin sonuçlar elde edilmiş.” dedi.
Küçükçakır, bununla ilgili duyurulan 2 çalışma olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biri İspanya’nın İbiza Adası’nda. Burada bir hastanede ozon tedavisi ‘destek tedavi’ olarak kullanılmış. Kovid-19 pozitif olan ve akciğer enfeksiyonu ağır seyreden yaklaşık 30 kişilik bir hasta grubunda uygulanmış. Bu hastaların yoğun bakımda kalış sürecinin daha kısa olduğu ve iyileşme sürecinin hızlı olduğu saptanmış. İtalya’da da 36 kişilik hasta grubunda uygulanmış. Bu hastaların tamamı hastalıktan kurtulmuş. Gerçekten bunlar umut verici bir durum. Bunu uygulayan bilim insanları, çalışmaya katılan hastaların sayısını artırmak için etik kurula başvurmuş. Şu an 200 hastanın katıldığı bir çalışma hazırlanıyor. Gerçekten biz de bu çalışmaların sonuçlarını merakla bekliyoruz.”
Türkiye’de birkaç merkezin bununla ilgili protokol oluşturmaya başladığını belirten Küçükçakır, diğer medikal tedavilere destek olarak alternatif uygulanmasıyla ilgili sonuçları merakla beklediklerini sözlerine ekledi.
(AA)