Kovid-19’da verilen ilaçları kullanmamak hastalığın seyrini olumsuz etkiliyor

Kovid-19’da verilen ilaçları kullanmamak hastalığın seyrini olumsuz etkiliyor
12.12.2020
A+
A-

Prof. Dr. Kemalettin Aydın, “Kovid tedavisinde İlaç kullanmak iyileşme sürecini kısaltıyor, bulaşmayı daha erken kaybettiriyor. Ağır tablonun daha ağırlaşmasını engelliyor.” dedi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektör Yardımcısı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisinde verilen antiviral ilacın hasta tarafından kullanılmasının önemini vurgulayarak, “İlaç kullanmak iyileşme sürecini kısaltıyor, bulaşmayı daha erken kaybettiriyor. Ağır tablonun daha ağırlaşmasını engelliyor.” dedi.

Yüzyılın en büyük salgınına çare olacak aşı çalışmaları devam ederken, hastalığa yakalanan kişilerin uygun tedaviyi alması için de büyük çaba sarf ediliyor.

Bir kişinin Kovid-19 tanısı almasının ardından Sağlık Bakanlığının hazırladığı rehber doğrultusunda tedavi protokolüne başlanıyor ve evde tedavisi sürecek kişilere ilaçları ücretsiz veriliyor.

Ancak son zamanlarda daha çok sosyal medyadaki bilgi kirliliği nedeniyle bazı hastaların ilaç kullanmaması gibi olumsuzluklarla karşılaşılıyor.

Konuya dikkati çeken uzmanlar, Kovid-19 tanısı aldıktan sonra evde izolasyon süreci başlayan kişilere hekim tarafından verilen ilaçların eksiksiz kullanılması gerektiği uyarısında bulunuyor.

İlaçların kullanılmaması durumunda hastalığın olumsuz yönde seyredebileceğine işaret eden uzmanlar, başlanan tedavi protokolüne birebir uyulmasının önemini vurguluyor.

“Hastanın ilaçları eczaneden temin etmesi mümkün değil”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektör Yardımcısı Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın, AA muhabirinin Kovid-19’a ilişkin tedavi, tedavide kullanılan ilaçlar ve hastalığın seyir sürecine ilişkin sorularını yanıtladı.

Koronavirüse karşı yüzde 100 etkili bir ilaç olmadığını belirten Aydın, bu nedenle tedavi protokollerinin ülkeden ülkeye değişiklik gösterebileceğini, ayrıca Sağlık Bakanlığının bu konuda hazırladığı bir rehber olduğunu, tedavi sürecinin yüzde 90’ının bu rehber eşliğinde gerçekleştirildiğini söyledi.

Aydın, Türkiye’de Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaçlara eczaneden reçetesiz ulaşmanın mümkün olmadığını dile getirdi.

Devletin salgının başlamadan önce ilaçları temin ettiğini ve bu sayede tüm hastalara ilaca ulaşma imkanı sağlandığını belirten Aydın, “Ancak özellikle sıtma ilacı başka endikasyonlarda kullanılıyor, bir kişi o endikasyonunu eczaneye bildirirse eczane ona çekebiliyor. İlaçlar, sahada PCR testi negatif olsa da klinik olarak tomografi ve diğer değerleriyle kovid tanısı konulan hastalarda kullanılıyor.” diye konuştu.

“Hastalığın ilk başlarında kullanılan antiviral ilaç çok kıymetli”

Prof. Dr. Kemalettin Aydın, Kovid-19 tanısı aldıktan sonra ilaçları kullananlarla kullanmayanlar arasında hastalığın seyri bakımından önemli farkların görüldüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:

“Son zamanlarda ‘ilaç kullanmama’ gibi bir şey dolaşıyor. Kovid-19 tanısı aldıktan sonra ‘Ben kullanmadım, iyi oldum.’ diyenlerden dolayı ilaçları kullanmayanlar olabiliyor. İlaçlar çok kıymetli, özellikle hastalığın ilk başlarında kullanılan antiviral ilaç çok önemli. Virüs yükünü düşürerek, o sitokin fırtınası ve inflamatuar cevabın buluşmadan önceki dönemde kullanılan virüse yönelik ilaçlar çok kıymetli. Bu nedenle tanısı konulan hastalarda ‘Ben iyiyim, herhangi bir şeyim yok, bu ilacı kullanmam.’ demek doğru değil. Başlarda, herhangi bir şikayet ağırlaşmadan kullanılacak ilaçların ağır tabloya geçişi önemli oranda azalttığını düşünüyorum.”

Prof. Dr. Aydın, Kovid-19 tanısı konulan kişilerin ilaçları kullanmadığı takdirde çok ciddi tablolarla karşılaşabileceğine dikkati çekerek, “İkinci evresi dediğimiz inflamatuar cevap ortaya çıktığında ilacın etkinliği azalıyor. İlaç virüs fazlayken verildiği zaman çok kıymetli, virüsü azaltarak ağır tablonun daha ağırlaşmasını engelliyor. O nedenle kendinizi iyi hissetseniz bile PCR pozitifseniz, virüs sizde varsa ilaçları kullanmanız kesinlikle çok kıymetli. İlaç kullanmak iyileşme sürecini kısaltıyor, bulaşmayı daha erken kaybettiriyor. Ağır tablonun daha ağırlaşmasını engelliyor.” diye konuştu.

Aydın, verilen ilacın erken dönemde kullanılmayıp, klinik ağırlaştığında kullanıldığı zaman etkisinin başlardaki kadar olmadığına değinerek, “O nedenle de tüm dünyanın uygulamakta olduğu, Türkiye sağlık otoritesinin de rehberinde kullanılmasını önerdiği ilaçların kesinlikle kullanılmasını doğru buluyorum.” ifadelerini kullandı.

“Direkt ilaca bağlı bir kalp krizi ya da ölüm bildirilmedi”

Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaçların ciddi yan etki bildiriminin söz konusu olmadığını ama bazı yan etkilerin görülebileceğini aktaran Aydın, kardiyak ritim bozukluğu olanlarda daha fazla yan etki görülebileceğini söyledi.

Prof. Dr. Aydın, antiviral ilaç denilen Favipiravir kullanılınca da bir kısım mide, bağırsak ve karaciğer üzerinde yan etkilerin söz konusu olabileceğini ancak bunların hastalığın karşısında ciddi yan etkiler olmadığını kaydetti.

İlaçların kalp krizine neden olduğu iddialarına ilişkin de Aydın, “Hastalığın, yani virüsün kalbe direkt etkisi söz konusu. Bu ilaca bağlı bir yan etki değil. Şu ana kadar Sağlık Bakanlığının açıklamalarında direkt ilaca bağlı bir kalp krizi ya da ölüm bildirilmedi. Kovid-19’da kullanılan ilaçların bir kısım ilaçla etkileşimi söz konusu ama şeker ilaçlarıyla ilgili bir etkileşimi şu ana kadar bir vakada duymadık.” diye konuştu.

Prof. Dr. Kemalettin Aydın, Kovid-19 tedavisi sırasında vitamin desteğine ihtiyaç olup olmadığı noktasında da şu bilgileri verdi:

“D vitamini haricinde herhangi bir vitamin desteğinin kişisel sağlık açısından katkısı olabilir, hastalık açısından bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Ama D vitamini bir eksikliktir, eksikliğinin giderilmesi gerekir. D vitamini eksikliklerinde klinik tablonun daha ağır olduğuna dair makaleler var. O nedenle de D vitaminini de tamamladığımız zaman klinik tablonun daha hızlı iyileştiğine dair makaleler var. Biz de benzer tecrübedeyiz. D vitamini eksikliği zaten bir patolojidir, bunu tamamlamak lazım. Ama D vitamini fazlalığının da zararlarını bilmek lazım. Geri kalan dengeli beslenme ve iyi uyku yeteri kadar immünsistemi güçlü kılıyor. Bu nedenle alternatif olarak bağışıklık sistemine ilişkin söylenen bir kısım beslenme unsurlarının virüse karşı bir etkisini söyleyemeyiz ama kişinin kendini daha iyi hissetmesi açısından anlamlı olduğunu söyleriz.”

Aydın, “Sıtma tedavisinde kullanılan ilaçlar bir kısım romatolojik hastalıkların tedavisinde zaten yıllardır kullanılabilen ilaçlar. Favipiravir dediğimiz virüsü öldüren ilaç da yine diğer viral enfeksiyonlarda kullanılagelen bir ilaç. Hala da kullanılmaya devam ediliyor.” ifadelerini kullandı.

(AA)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.