Kutadgu Bilig: Akıl, meşalemiz olmalı!
Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib’in 1069-1070 yılında yazdığı meşhur eseridir. “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelmektedir. İslami dönem Türk Edebiyatının dil, edebiyat ve kültür tarihimiz açısından büyük önem taşıyan ilk eseri Kutadgu Bilig’dir. Kutadgu Bilig’in konuları; ahlak, yasa, din, felsefe, eğitim, öğretim, aile ve saray düzeni, devlet, ordu, edebiyat, matematik, gökbilim vb. konular ele almış olup, sosyolojik, fikirsel, siyasi bir yapıt olarak ele alınmalıdır.
Yusuf Has Hâcib (1020-1075), iyi bir öğrenim görmüş, bilgiye kıymet veren, mantıklı düşünen ve yazan, aydın bir ilim, fikir ve sanat adamıydı. Kutadgu Bilig, insana her iki dünyada saadete erişmek için izlemesi gereken yolu göstermek amacıyla yazılmıştır Adaleti, aklı, saadeti ve devleti temsil eden dört kahramanın çevresinde gelişen olaylarla yazar, devlet idaresinin ve sosyal düzenin nasıl olması gerektiğini anlatır.
Eserde, devlet yönetimini elinde bulunduran iktidarın, devleti nasıl yöneteceğini ve yönetimde ne tür teknikler kullanacağını ‘’ideal bir insanın ve devletin’’ varlığımı anlatmaktadır ve 4 temel ilkeyi şu kişiler temsil eder:
- Adalet (Kün-Togdı: Hükümdar),
- Saadet (Ay-Toldı: Vezir),
- Akıl, anlayış (Ögdülmiş: Vezirin oğlu),
- Akıbet, hayatın sonu (Odgurmış: zahit).
Eserin temelinde vasıflı, dürüst, aklını kullanan, zeki insan yatmaktadır. İnsan araştırmalı, okumalı, güzel sözler söylemeli ve anlatmalı, ülkeyi yöneten insanlar da bu sosyolojik ve kültürel değerleri ön planda tutarak siyaset kavramını bu temeller üzerine oturtmalıdırlar.
Platon, Aristo ve Farabi’nin görüşleri ve felsefeleri Yusuf Has Hacib’e ilham kaynak olmuştur. Bu kişilerin devlet ve yönetim şeklinin akıl ve erdem üstüne kurulmuş olan fikir ve görüşlerini alarak bunu İslamî fikirlerle kaynaştırarak ortaya bir yönetim şekli koymuştur.
Kutadgu Bilig, kısacası bizleri yöneten, devlet yöneticilerinin aklın ve mantığın, erdem kavramıyla yoğunlaşarak “kutlu, mutlu ve vicdanlı insan yaratma kavramını” seçkin insana her iki dünyada da sağlayarak huzura erdirmektir.
Beni mutlu eden ve düşündüren sözlerinden bazıları;
‘’Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur. Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.’’
‘’Büyüklük taslayan, kibirli ve küstah adam, tatsız ve sevimsiz olur; kibirli insanın itibari günden güne azalır.‘’
‘’İşi adaletle yap, buna gayret et; hiç bir zaman zulüm etme; Allah’a kulluk et ve O’nun kapısına yüz sür.’’
Devlet işleri, ehil insanlarca günü gününe akıl ve vicdan dahilinde yerine getirilmeli, bedeli ödenmeli, devlet işlerinin ihmale gelmemeli, yöneticiler, halka karşı iyi davranmalı, devlet doğruluktan ayrılmamalı, halkın hizmetinde olmalı, fakirlerin ekonomik seviyeleri yükseltilmeli, dul ve öksüzler korunmalı, kısacası tüm toplum katmanlarında ‘’sosyal devlet anlayışı içinde sosyal ve toplumsal refah’’ sağlanarak devlet halka hizmet etmelidir.
Yusuf Has Hâcib’e göre; Hükümdar, devletin tüm imkânlarını kendisi ve etrafı için değil, halkı için adalet ve eşitlik kavramına yönelik olarak kullanmalıdır. Ona göre iktidarın geçici olduğunu, elindeki yetkinin tamamen kendisine ait olmadığını, halka hizmet için verildiğini bilmelidir.
Evet… Kutadgu Bilig’i okuduğumuzda o çağa ait demokratik unsurları yakalayabiliriz. Halka değer veren, onu mutluluğa götürecek formülleri ele aldığından dolayı günümüz yöneticilerinin aldıkları oy oranına güvenmeden, kibir sendromundan uzak, hoşgörülü, insan, akıl ve bilim odaklı (sanayi 4.0) bir yönetim biçimi uygulamak zorundadır.
‘’Akıl bir meşaledir. Kör için göz, ölü vücut için can, dilsiz için sözdür.’’ Evet; Akıl meşalemiz olmalıdır!
‘’Hükümdar, devletin tüm imkânlarını kendisi ve etrafı için değil, halkı için adalet ve eşitlik kavramına yönelik olarak kullanmalıdır. İktidarın geçici olduğunu, elindeki yetkinin tamamen kendisine ait olmadığını, halka hizmet için verildiğini bilmelidir’’
Yusuf Has Hâcib’in asırlar öncesinden günümüze kapak olacak görüşünü taşıdığın için çok teşekkürler …
Ayrıca bir yazarın, sonraki yazısı ne olacak diye beklemek,
harika …
Merak ettim bu yazıyı kim yazmış acaba , belli değil. Evet yazı yani kitap çok güzel ama benim okuduğum Fikri Silahtaroğlu çevirisinin son bölümleri irtica kokmaktadır. Yusuf Has Hacib bu bölümde kadınları aşağılar, kız çocuklarını istemez, onların ölmesi, hatta hiç doğmaması en iyisidir, Yusuf’a göre. Tabii bunda İslam’ın kara taassubunun etkisi çoktur. Yusuf eserini genç , cahil ve yeni Müslüman olmuş Karahanlı Devleti başkanı Buğra Kara Han’a sunmuştur. Adam zaten cahil, Yusuf da onun nabzına göre kitabının son bölümlerini İslam’ın etkisiyle kötü yazmıştır. Atalarımız kadınlara hiç hakaret ederler miydi? Kız çocuklarını kötülerler miydi? Bunlar hep İslam’ın kara taassubundan ve insanların bilinçsizce inanmalarından olmuştur. Kitabın son bölümleri Yusuf’un yüz karasıdır.
Rakı Kardeşim.. bizler nedense tarihimizi yeterince bilemiyoruz… Kutadgu Bilig’i neden bilmeyiz…. bize ogretnezler. .felsefesi nedir.? bilmiyoruz…öğretmediler…. okudukça bizlere hangi mesajlarını verdiğini daha iyi anladım. ..Ankara’ya selam olsun…
Raji Kardeşim.. bizler nedense tarihimizi yeterince bilemiyoruz… Kutadgu Bilig’i neden bilmeyiz…. bize ogretnezler. .felsefesi nedir.? bilmiyoruz…öğretmediler…. okudukça bizlere hangi mesajlarını verdiğini daha iyi anladım. ..Ankara’ya selam olsun…