Meral Akşener’den Erdoğan’a ‘aday’ yanıtı: Çok merak ediyorsa seçim kararı alsın!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Erdoğan çok merak ediyorsa seçim kararı alsın, biz de üç gün içinde açıklayalım” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın konuğu oldu. Küçükkaya’nın sorularını cevaplandıran Akşener’in açıklamalarından satır başları şöyle:

“PATRONUN SÖZÜ YERE DÜŞMESİN”

– Kocasını kaybetmiş bir çocuklu dul bir kadına niye yok? İki çocuklu kadına niye yok? Bu çok büyük bir ayrımcılıktır. Burada seçime dair bir dümen var. Üç çocuk ve üstü kadın sayısı muhtemelen az ve 300 bin TL veriyoruz diyerek bir dümen var.

– Sayın Erdoğan’ın kadınların kaç tane çocuk doğurmasına dair hüküm cümleleri var, kanaatleri var, talimatları var, Bunu üzerinden patronun sözleri yere düşmesin, sen mi bir çocuk doğurdun, sen mi iki çocuk doğurdun, hadi bakalım sana yok…

GÖRÜŞTÜĞÜMÜZ İSİMLER VAR

– İYİ Parti vatandaş nezdinde çok ciddi bir teveccühle karşı karşıya. Bu partinin büyümesi lazım. Bu ülkenin yetiştirdiği çok kıymetli insanlar var. Partimizde değerlendirmeleri için görüşmeler yapıyorum ben.

– Bir kısmı aktif olarak yer alıyor, bir kısmı bilgi ve birikimlerini projeler bazında, bilgi iletimi bazında, benim yaptığım çalışmalara katkı çerçevesinde dile getiriyorlar. Böyle bir çalışma biçimimiz var.

– Şu anda da görüştüğümüz isimler var. Sadece AK Parti’den bahsetmiyorum. Türkiye’ye katkıda bulunmuş, genç, yaşlı ve bundan sonra da bulunabilecek insanların her biriyle görüşüyorum.

ERDOĞAN’IN ŞİMDİ AKLINA GELDİ

– Sayın Erdoğan seçimi kaybedeceğini gördü. Her bir manevi konuya, somut kavrama iki eliyle sarılıyor. Anayasalar bu Meclis’te olmaz, çünkü gidiyor, seçime kalmış 7-8 ay…

– Böyle bir durumda anayasalar vaattir. Seçime giderken bunları söylersiniz, kazandıktan sonra da bu vaadi yerine getirirsiniz. 2010’da aklına gelmemiş Erdoğan’ın, 2017’de de aklına gelmemiş, şu anda aklına geldi. Derhal seçim kararı alsınlar, bu vaatle gitsinler, seçimi kazanırlarsa yerine getirirler. Bizim bakış açımız bu.

MASA SÜREKLİ ÜRETİYOR

– Masa çok iyi gidiyor. Farklılıklar gören, saygı duyan ayrı ayrı alanlardan geliyoruz. Bu farklılıkları zenginlik olarak gören, kapsayıcı bir tutum alan, birbirini anlayan ve güvenen bir masa orası. Masa sürekli olarak üretiyor.

– Altı genel başkan ve onların partilerinin oluşturdukları çeşitli komisyonlarla ortak çalışmalar yapıyor ve her biri kendi partisini eğitiyor. Parlamenter sisteme geçişin yol haritası nasıl olacak, ona çalışıyor. 2017 referandumunun sonuçlarının ortadan kaldırılması gerekiyor, onunla ilgili bir anayasa komisyonumuz var.

ÜÇÜNCÜ ADIMDA KARARLAŞTIRACAĞIZ

– Cumhur İttifakı’nı destekleyen gazetecimsi, akademisyenimsi arkadaşların 24 saat ayaklarını yere vurarak “Hadi hadi” dedikleri cumhurbaşkanı adayı meselesi var. Üçüncü adımda onu kararlaştıracak masa. Sayın Erdoğan çok merak ediyorsa seçim kararı alsın biz de üç gün içinde açıklayalım. Ortak aday, tek aday, kazanacak aday…

ÇILGIN BİR ARKADAŞ OLMAYACAK

– Kapsayıcı olacak, kutuplaştırmayacak, ciddi bir devlet deneyimi olacak, çılgın olmayacak, gece rüya görüp ertesi gün onları hayata geçirmeye çalışmayacak. Bu ülkeyi tekrar demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, yandaş kayırmanın dışına çıkmaya, şeffaflığın önemine inanmış bir arkadaşımız olacak. Ve de kazanacak.

KAYBEDERSEK PARLAMENTER SİSTEM BİR DAHA KONUŞULMAYACAK

– Parlamenter sistemi konuşacağımız son seçim. Masayı kuran Sayın Kılıçdaroğlu. Hepimizi masanın etrafına davet eden kendisi. Bu masanın, cumhurbaşkanı adayını seçeceğini de ilan eden kendisi. Bizde olumlu baktık, yanında durduk.

ERDOĞAN’IN SON SEÇİMİ

– Kaybedersek parlamenter sistem bir daha bu konuşulmayacak. Kararnamelerle yürütülecek bir ülke olacak. Erdoğan’ın son seçimi. Bir daha aday olmayacak, olamayacak. Bu anlayış üzerinden dişini sıka sıka duran bir insan topluluğu olacak. Biz biliyoruz ki AK Parti’nin adayı seçilmeyecek.

BENCE GEREK YOKTU

– Sayın Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü tutumuna söyleyecek bir sözüm yok. Bir helalleşme yolculuğuna çıktı. Orada da büyük saygım var. Zaman zaman ben de kendimi bazı şeyleri hatırlatmakla görevli hissediyorum. Çünkü benim siyasi yolculuğum en başından beri o süreçlerle ilgili olarak yapılan her türlü eksik, gedik yanlışların karşısında durdum. Pek çok bedelleri kendimize göre ödedik.

– Başörtüsü çözülmüş bir konu. Yani bunun hukuki bir alt yapısının olması, olmaması meselesi değildi. Kapanmış yaraları yeniden açmak yerine, kanayan yaralara bakmak durumundayız. Ama bugün neyi tartışıyoruz? Anayasaya koyulmayı, başörtüsü içinden yeni bir kavgayı tartışıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun duruşunu biliyoruz zaten. Bence gerek yoktu.

(ciddigazete.com)