Meral Akşener’den Süleyman Soylu’ya sert sözler: Delikanlı olun be…
“Üç beş oy için İmralı canisi ile pazarlık yapıyorlar” diyen Meral Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesine ilişkin “Devlet böyle bir karar aldı” açıklamasına sert tepki gösterdi.
Akşener, “Benim bildiğim devlet bakanlardır, Cumhurbaşkanı’dır. Hangi devlet senin kulağına fısıldadı. Bir kere hayatınızda adam olun delikanlı olun be” ifadeleri kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin milletvekilleri ve delegeleriyle bir araya geldiği iftar programında konuştu.
İYİ Parti genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Swiss Otel’de partisinin milletvekilleri ve delegeleriyle bir araya geldi.
İftar programının ardından konuşan Akşener’in açıklamaları şu şekilde;
“Bu aziz milletimiz muktedirlerin nasıl telaşa kapıldığını görüyorsa. YSK Erdoğan’ın talimatı ile İstanbul’da seçimleri tekrar ediyorsa. Milletimize bu muktedirlerin yüzüne ayna tutan İYİ Partililerdir iyi ki bu partiyi kurmuşuz. Türkiye, bizim dönemimizde başımıza gelen baskıyı başka hiçbir parti görmedi yaşamadı. Bu kadar iftira, bu kadar tehditler hiçbir dönemde karşılaşılmamıştır. Meşhur 1946 seçimleri. Sayın Erdoğan’ın dilinden düşürmediği. Hem CHP Başkanı, hem Cumhurbaşkanı merhum İnönü’dür. O günün şartlarını düşünün dünyada çok partili sistemin iyi uygulanamadığı savaştan çıkmış bir dünyadır. Ama bu milletin feraseti devreye girer ve açık oy gizli tasnif’e rağmen Demokrat Parti meclise girer. Mersin’de sandığın gizli sayılmasına itiraz eden kadınlar sandığın üzerine oturarak orada sayılmasını ister. Vali tarafından hamileler dahil gözaltına alınırlar. 1946’nın şartlarından bahsediyorum.”
“Bunu neden anlatıyorum. Partimizin kurulduğu döneme bağlamak için. Sonrasında 1947 gelir DP bir kongreye girer ve orada Hürriyet Bildirgesi yayınlar. Daha sonra merhum İnönü, merhum Bayar’la görüşür. Partili Cumhurbaşkanlığına son verilmezse sineyi millete döneceklerini söyler. Birisi İstiklal Savaşının galip hocası bir diğeri de İsmet Paşa’sıdır. Ben bunu anamın rahmetli dayısından dinlemişti. Rahmetli, İnönü Bayar’a der ki gereken yapılacaktır. İnönü CHP’yi kongreye çağırır tüzük değişikliği yaparlar ve Hasan Saka Başbakanlığa getirilir. Kendisi partideki görevini bırakır ve Cumhurbaşkanı olarak görevine devam eder. Çok partili demokratik hayatın gereği olan seçim ve oy kullanma yasaları yapılır.
Şimdi gelelim bizim partimizi kurduğumuz döneme.
Tam Nisan ayı 2016 tarihinde iktidar partisi bizim yürüttüğümüz demokrasi mücadelesine müdahil oldu. Meşhur Gemerek vakaları. Ardından 15 Temmuz hain kalkışma teşebbüsü oldu. Daha sonra durup dururken 1947’de terk edilen demokrasi birikimini parlamenter sistem birikimini bir kenara atacak Partili Cumhurbaşkanı sistemini “Türk’e özgü” denilen ama Türk’ün karakterine hakaret eden yeni bir anlayış gördük. Bu salonda bulunan herkes, milletvekili üst kurul delegesi olarak aramızda bulunan bütün arkadaşlarımız referandumda “hayır” için mücadele ettik. O günlerde yaşananları hepimiz biliyoruz. Çok garip bir şekilde de referandum kabul edildi. Biz referandumdan sonra, namuslu bir evet çıkarsa eve döneceğim demiştim. “Havet” çıkınca bin 200’ü aşkın arkadaşımızla görüştük ve İYİ Parti’nin kurulması talimatıyla bu yola çıktık. 25 Ekim’de partimizin kurulması kararlaştırıldı. Parti kuruluşumuzdan bir gün önce Sayın Okutan beni aradı. Apar topar bir düzenleme hazırlanmış ‘3 ay sonra alabilirsiniz izni’ dendi. Ondan sonra teşkilatlanıp olağan kongreyi yapmak gibi bir mecburiyetle karşılaştık. İl il arkadaşlarımız çalıştılar, teklif götürdüklerimiz oldu. Bire bir evine gittiği insanlar ‘Beni batırırlar’ diyenler oldu. Bunu neden anlatıyorum. O günkü şartlar içinde o tavra da gerçekten saygı duyuyordum. Oğlunun kızının işten atılabileceğini işine taş konacağını iddiası baskısı olan günlerden bahsediyorum.
Bu salonu bulunduran sizler gelecek endişesi duymadan illeri ilçeleri teşkilatlarımızı kurdular. Hatırlayın illerde yaşadıklarınızı. ‘Dikkat etsin Meral Hanım’ diye bilgi verilmiş pek çok arkadaşım var. Benim tutuklanacağım söylendi. Ben şerbetliyim o yüzden Sayın Erdoğan’ın parmağını sallayarak ‘onu hapsettireceğim’ demesi vız geldi tırıs gitti.”
“Bu ailenin bugünlük başında ben varım ve başında bulunduğum süre içerisinde bana siyasi rakiplerim istediklerini yapabilirler. Buna hazırlıklıyım ama tek bir arkadaşımın saçının teline zarar geldiği takdirde de elimden geleni ardıma koymayacağımı herkese söyledi. Ben bir köy kızıyım, köyde kadınlar haksızlığa uğrayınca o ailenin camlarını, arabalarını taşlarlar onu yaparım. Biz çok zor şatlarda kenetlenmiş bir aileyiz. 15 Temmuz’da bunlar seçim yapar demiştim. Ama küçük ortak ortaya girdi. 24 Haziran seçim tarihi oldu. Bir ‘FETÖ’cü’ iddiasıyla karşı karşıya kaldım. 50 civarında ile gitti en az 20 dakikasını bağırarak bu konuya ayırmışım. Haksızlık, iftira öyle bir şey ki bizim gibileri yarım metre yerden sıçratır.
25 Eylül’den 24 Haziran’a edindiğimiz tecrübe ile 31 Mart’ın belirleyicisi İYİ Parti’dir.” “Üç beş oy içi şimdi bebek katili ile pazarlığa oturuyorlar. Şubat’ta Öcalan’la görüşüyorlar demiştim. Şimdi foyaları ortaya çıktı. Evlere şenlik İçişleri Bakanı dün kendisi hakkında Temel Bey ve benim için ‘Kandil’le anlaştılar’ dediği için araştırma önergesi verdik. AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Şimdi diyor ki görüşme için devlet izin verdi. Benim bildiğim devlet bürokrasidir. Benim bildiğim devlet bakanlardır, Cumhurbaşkanı’dır. Hangi devlet senin kulağına fısıldadı. Bir kere hayatınızda adam olun delikanlı olun be. De ki açık açık, biz bu ülkenin domates satına, çiftçisine terörist dedik. İllet dedik zillet dedik. Ey ahali biz sizden özür dileriz deyin de anlayalım. Devlet izin vermiş sen bostan korkuluğu musun? Beka beka diye çıktılar. O zaman dedik beka koltukları diye. Küçük ortak çıktı kıs kıs gülerek ‘beka demek 5 harfliler’ dedi.
Türkiye için önemli bir kavramın içini boşalttılar. Ama Anadolu’nun feraseti devreye girdi ve 31 Mart’ta o kulak çekildi. Biz olmasaydık, siz olmasaydınız ne olurdu. Bakın büyükşehirlere Adana’da Ankara’da İstanbul’da ne olurdu. Bursa, Balıkesir çok az farkla kaybedildi. 31 Mart’ın böyle sonuçlanmasının sebebi İYİ Parti’dir.”
(Yeni Gaste)