Mevzu gelip üretime kilitlenince (2)…
Geçen hafta, “Mevzu gelip üretime kilitlenince ve bir de işin ucu seçim olunca, tartıya çıkanlar, birden bire “tarımsal projeci” kesildi” diye yazmış ve bilgilerine ulaşabildiğim bazı Belediye Başkan adaylarının projelerine dair görüşlerimi aktarmış idim.
Ve yazının sonunda Samsun ile ilgili bir serzenişte bulunmuştum.
Samsun’a geçmeden;
Sincan Belediye Başkan adayı Sayın Mehmet Arslan’ın cevap hakkına yer vermek istiyorum. Sayın Arslan, daha ülkede, tanzim satış meselesi olmadan bir tarımcı olarak, Sincan’da “sofralardaki yangını ben söndürürüm” dediğini; bu amaçla, Ankara merkezden Sincan-Yenikent arasına raylı sistem ulaşımının yapılacağını, böylelikle hem Sincan köylülerinin ve hem de Ayaş-Beypazarı tarımsal üretim hattının ulaşım ve lojistik sorununun çözüleceğini belirtmem konusunda ısrarcı oldu. Bu düşünce ve projesinin yazdığım projeleri kadar önemli olduğunu belirtince, cevap hakkına saygı gereği bize de yazmak düştü.
Bursa Nilüfer İlçesi Belediye Meclis Üyesi adayı Ziraat Mühendisi Sayın Atakan Ünsal’ın arayıp; uzun yıllar çevre konusunda bürokrat olarak çalıştığını, Nilüfer’in çevre ve kırsal sosyolojik sorunlarının bizzat takipçisi olacağını belirtmesi benim için de sürpriz oldu.
En fazla iletişim Samsun üzerinden geldi.
Türkiye Ziraatçılar Derneği Samsun İl Temsilcisi Sayın Muharrem Yüksel; hem tarımla ilgili, hem de projelerin gerçekçiliği ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
Tekkeköy Belediye Meclis Üyesi adayı ve Tekkeköy Süt Üreticileri Birliği Başkanı Sayın Ertuğrul Şenel; Tekkeköy için süt toplama ve değerlendirmeye dair bir projesinin olduğunu, diğer konularda ise öneri ve uygulanabilir projelere açık olduklarını belirtti.
Samsun MHP İl Başkan Yardımcı Sayın Erdoğan Vanlı ise tarımsal projelerden çok, Samsun’daki seçimlere dair yorumlarda bulunarak; Samsun’da % 35-40’lar civarında oy oranını yakalayan adayın seçimi alacağına dair bir tahminde bulundu.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Hayati Tekin’in bizzat arayarak, özellikle Samsun tarımına dair proje ve önerilere açık olduklarını belirtmesi, oldukça iyi bir iletişim örneği idi.
Samsun’un Bafra ve Çarşamba ovalarının yanı sıra, Kavak-Havza-Ladik-Vezirköprü hattıyla beraber tarımsal açıdan üçgen bir fiziksel yapıya sahip olmasının önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Ürün çeşitliliğine, yörenin “üretim kültürünün” de eşlik ediyor olmasını önemli bir şans olarak görüyorum. Her üç hattın, kendi gerçeklerinin içinde kalarak, ülke ölçeğinde örnek ve hatta “bir model yaratma” konusunda Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin önemli bir misyon üstlenebileceğini özellikle vurgulamak istiyorum. Somut projeler ne olabilir sorusu ise bu yazıya sığmayacak olduğundan şimdilik, seçim sonucunu merak etmekle kalmayı tercih ediyorum.
Son olarak; tüm bu iyi niyetli yaklaşımlara rağmen, 6360 sayılı Büyükşehir yasasının tarım ve kırsal için hiç de iyi sonuçlar doğurmayacağını ısrarla belirtmeden geçemeyeceğim. Bir an önce kırsal ve tarımın kendi doğruları, kendi bütünselliği ve kendi bütünleşikliği içinde “kendi gerçekliğine dönecek“ bir yasal çerçeveye kavuşturulması gerektiğini söylüyorum.
Mevzu, hep üretim olsun istenmiyorsa eğer…