Millî seferberlik ilan edilmeli
Küresel biyopolitik bir saldırı ile karşı karşıya kaldık. Pandemiden bütün dünya gibi biz de olumsuz etkilendik. Şimdi komplo teorilerini bir kenara bırakalım ve kalıcı çözümleri hızla hayata geçirelim. Akl-ı Selim, Kalb-i Selim ve Zevk-i Selim hareket edelim. İlim, irfan ve hikmet ve gayretle yol alalım.
Devlet ve millet, el ele verip bu afeti en az hasarla ve en kısa sürede atlatabiliriz.
Maddi ve manevi tedbirleri birlikte almalıyız. Bilim kurulu ve kamu yöneticilerinin uyarılarına harfiyen uyalım.
Millî seferberlik ilan edilmeli. Panik ve korku havasını dağıtalım. Önce sakin ve sabırlı olalım. Yetkililerin uyarılarını dikkate alalım, görevlilere yardımcı olalım. İşleri kolaylaştıralım.
Kızılay ve AFAD koordinasyonunda yardımlar dağıtılmalıdır. Yerel yönetimler, iş dünyası, sanatçılar, STK’lar koordine edilmeli ve gıda ve sağlık ihtiyacı olan aileler tespit edilmeli ve yardım edilmeli. Zekât teşvik edilmeli ve devlet toplayıp dağıtmalıdır.
Hiv-AIDS, şarbon, zika, nipa, ebola, sars, mers, domuz gribi, kuş gribi, sarı humma, veba, afrika domuz vebası, kırım kongo gibi bundan çok daha olumsuz badireler atlattık, Allah’ın izni ve yardımı ile bunu badireyi de atlatırız. Buna inancımız tamdır.
Medyada, sosyal medyada ve youtube’de stratejist, analist ve teorisyen geçinen felaket tellâllarına esir olmayalım. Bunlar virüsten çok daha tehlikeli ve çok daha hızlı yayılıyorlar. Algı yönetimine kapılmayalım. Cep telefonları ile görüşmeleri mümkün oldukça kısa tutalım. Uyuduğumuz odaya kesinlikle koymayalım.
Türkiye bu durumdan güçlenerek çıkacaktır.
Temizlik, hijyen ve karantina kurallarına uyalım, azami hassasiyet gösterelim. Uymayanları da kırmadan uyaralım. Sosyal izolasyona dikkat edelim. İhtiyaç olmadıkça dışarıya çıkmayalım.
Büyükşehirlerden memleketine, köyüne gidenler orada da karantina şartlarına dikkat etmeli, o bölgelerimizdeki yerel yöneticiler uyarılmalıdır.
Gıda, tarım ve yüksek teknolojik ürünler üretmeliyiz. Buna bağlı olarak yeni iş kolları geliştirmeliyiz. Tarıma dönelim, hayvancılığı destekleyelim. Köyleri güçlendirelim, tarıma uygun kamu arazilerini kullanıma açalım. Yerli tohuma dönelim. Takibini de yapalım, tabi tarım ve hayvancılık desteği alan gidip ev ya da otomobil almasın.
Suyu, elektriği, doğalgazı idareli kullanalım. Şimdi ekim zamanı, çiftçilere faizsiz kredi ve ucuz iş gücü temini için yardımcı olunmalı. Bütün tarlalar ekilmeli, tohum ve gübre desteği sağlanmalı. Günlük çalışan, kira da işyeri ve evi olanlar için destek ve vergi muafiyeti gibi destekler sunulmalı.
Yeraltı ve yerüstü değerlerimizin tamamı kullanılmalıdır. Nükleer enerji ve yenilenebilir enerji çalışmaları devam etmelidir. Bor, toryum, kaya gazı, kaya tuzu, doğalgaz, petrol gibi yeraltı kaynaklarımızı kullanalım. Elimizde kenevir gibi çok önemli bir kaynak var, neden sınırlandırıyoruz. Daha etkili kullanalım, daha geniş bir alana yayalım. Bir çok alanda büyük fayda sağlayacaktır. Yapılacak çok iş var. Bunu yapacak akıl, insan, iman ve imkânımız var.
AB, BM, NATO, AGİT gibi uluslararası kuruluşlarda bir çözülme olabilir. Avras Birliği, Avrasya Birliği, Akdeniz ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı kurulabilir. Türk Keneşi ve D-8 gibi kuruluşları alternatif olarak düşünebiliriz. Ortak Ticaret Bölgesi ve yeni para birimi geliştirilebilir. Türkiye’nin çok sayıda alternatifi var. Duruma göre en uygun olan tercih edilmelidir.
Merkez Bankası ve Darphane’ye para basma yetkisi verilmeli, bu süreç bitene kadar, ihtiyaç olduğu kadar kullanılmalıdır. Piyasanın sarsılması engellenmeli. Altın ve gümüş para da düşünülmeli. Bu öneriler alternatif olarak değerlendirilmelidir. AB ve ABD Merkez Bankaları bu seçeneği kullanmaya başladı. Kamu ve özel bankalar daha fazla fedakârlık yapmalı. Faizsiz kredi imkanları araştırılmalıdır. Kredi kefalet sistemi genişletilebilir.
Olumsuz durumlar için kriz yönetimi çalışmalıyız. Bir kriz varsa tehdit vardır, fırsat da olabilir. Fırsata dönüştürülebilir. Bu ilk dalgada iyi bir yönetim gösterdiğimizi düşünüyorum. Emeği geçen bakanlarımızı ve kamu personelimizi yürekten tebrik ediyorum. Büyük bir fedakârlık gösterdiler. Şimdi karşı hamle yapma zamanı.
Milli ve manevi değerlerimizi de unutmayalım. Tevbe, salavat, tevhid, ezan, dua, zikir, tezekkür ve tefekkürü ihmal etmeyelim. Kur’an ve ezanda büyük bir manevi enerji var çokça okunmalı. Küçük meseleleri büyütmeyelim, özür dilemekten imtina etmeyelim, helalleşelim.
Gidecek başka bir yerimiz yok. Başka bir Türkiye de yok. Yapılacak ve söylenecek çok söz var. Tarihte çok daha büyük felaketler yaşadık, devletlerimizi kaybettik, her şeyimizi kaybettik ama umudumuzu hiçbir zaman kaybetmedik. Metetürk’ten Atatürk’e ne devletlerimiz yıkıldı.
Bilge Vezirler Tonyukuk ve Nizamimülk’ün uyarılarını unuttuk. Çin fitnesi ile Hun, Göktürk ve Uygur devletlerimiz kısa sürede zayıfladı ve yıkıldılar. Moğol istilası, Haçlı seferleri, Doksanüç harbi ve birinci, ikinci, üçüncü dünya savaşı gibi ne ağır badireler atlattık. Buna rağmen milletimiz hiçbir zaman umudunu yitirmedi ve çocuklarına
Muzaffar, Gazanfer ve Mücahit, Alparslan, Kılıçarslan, Metehan, Bilgehan, Atilla, Selahattin, Baybars, Fatih gibi isimler koymaya devam etti. Savaşta Yavuz, barışta Yunus olduk. Dosta güven, düşmana korku verdik. Mazluma umut, zalime adalet olduk. Bütün dünya gibi biz de yine bir Çin fitnesi ile karşı karşıya kaldık.
Ahi teşkilatlarının gayretleri, devlet ve millet dayanışması ile her zaman el ele vererek zorlukların üstesinden geldik. Çok kısa zamanda yeniden daha güçlü ayağa kalkmayı bildik. Farklılıklarımızı değil, ortak değerlerimizi ön plana çıkartalım. Bunu yine yapabiliriz.
Milli seferlik ruhuyla, ‘bismillah’ diyerek yeniden daha güçlü bir irade ve azimle başlayalım. Öneriler çoğaltılabilir. Teknik konular, uzmanları tarafından daha detaylı incelenebilir, geliştirilebilir. Herkes standart düşünüyor, kalıpların dışına çıkmıyor. Böyle zamanda aykırı fikirleri de dikkate almak gerekir.
Tarihte sayısız medeniyetler, imparatorluklar, devletler, beylikler, atabeylikler kurmuş bir milletin evlatları bu zor durumdan da kısa sürede, daha da güçlenerek çıkacaktır evelallah, vesselam…
- Şener Mengene / Stratejist/Araştırmacı-Yazar- Strateji Enstitüsü Genel Müdürü