Misi sanatçılara ilham kayağı oldu
Tarihi ve doğal güzellikleriyle turizm merkezi haline gelen Nilüfer’in Misi Mahallesi, sanatçılara ilham kaynağı oluyor. Nilüfer Belediyesi Sanatevi’nde konaklayan sanatçılar, “Misi’de Geçmiş Gelecek ve Şimdi”yi konu edinerek sanat üretiyor.
Nilüfer Belediyesi’nin geçen yıl Bursa’ya kazandırdığı Misi Mahallesi’ndeki (Gümüştepe) Sanatevi, sanatçılara ev sahipliği yapıyor. Misafir sanatçı programı kapsamında Bursa’ya gelen resim ve heykel sanatçısı Saliha Yılmaz, çağdaş kaat-ı sanatçısı Melike Kılıç ve ressam Ahmet Duru çalışmalarında, Misi’nin geçmişine dönerek çalışmalarında uzaklık ve yakınlık ilişkisini inceliyor. Üç hafta boyunca Misi’de çalışmalar yürütecek olan sanatçılar, Misi’nin 2 bin yıllık tarihini “Geçmiş, Gelecek ve Şimdi”yi konu edinerek eserlerine yansıtıyor.
Misi Mahallesi’ne, hikayelerinin daha da zenginleşmesi için geldiğini söyleyen çağdaş kaat-ı sanatçısı Melike Kılıç, “Ana malzemem kağıt. Kağıtla hikayeler anlatıyorum. Kendi hikayelerimle, Misi’nin hikayelerini ve hissettiklerimi melezledim” dedi. Melike Kılıç, “Yaptığım şey, eski antik çağlardaki hikayeleri, mitleri, günümüz şartlarında yaşayan bir insan olarak yeniden yorumlamak ve yeni mitler yaratmak. Bu civardaki doğa görüntüsü çok hoşuma gitti ve etkilendim. Evlerin mimarisi, renkler çok farklı bir enerji veriyor ve bunu da sanatıma aktarmaya çalışıyorum. Buranın antik çağlardan beri yaşayan bir yer olması, yani insanlar gelmiş ve geçmiş, dağlar ve ormanlar izleyici olmuşlar. Burada sadece biz yaşamadık. Bizden öncekiler de yaşamış ve benim gibi bir çok insan geçmiş, ziyaret etmiş, hikayeler anlatmış. Ben görsel hikaye anlatıcısıyım ve şu an onu yapmaya çalışıyorum” diye konuştu.
Eserlerinde genellikle betonlaşmaya karşı bir direniş sergilediğini aktaran Melike Kılıç, “Bursa’ya ilk gelişim. İstanbul gibi korkunç bir yapılaşma var. Aslında İstanbul’da bunu yapıyor oluşum o betonlaşmaya karşı bir direniş, hatırlatma ve bir bellek. Burası için de burada olmam çok anlamlı. Yine bir hatırlatma yapıyorum, ‘Aslında siz böyleydiniz, doğal yaşam alanınız bir zamanlar böyleydi ama artık böyle değilsiniz’ diyorum sanatımla” ifadelerini kullandı.
Nilüfer Belediyesi’nin misafir sanatçı programını da değerlendiren Kılıç, “Bu tarz organizasyonların bize kazandırdığı şeyler tamamıyla deneyim. Biz şu an deneyimin içerisinde üretim yapıyoruz. Atölyemize döndüğümüzde de bu deneyime devam edeceğiz. Eserlerimizin bir kısmını Nilüfer Belediyesi’nin koleksiyonuna bırakacağız ve insanlar burada unuttuklarını görecekler. Saliha arkadaşım buranın ipek böceğini ve üzüm bağları geçmişini işleyecek. Ahmet Duru da buranın yapısını renklerle betimlerken, ben de masallarını ya da hissettiğim mitolojilerini bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Bizim deneyimlerimizi diğer insanlar kendi deneyimleriyle görmüş olacaklar” dedi.
Resim ve heykel sanatçısı Saliha Yılmaz da Misi’nin tarihi ve doğal güzelliklerine dikkat çekti. Yılmaz, “Burada asma yapraklı üzümler ve ipek böceği dikkatimi çekti. Buranın tarihini araştırdığımda da eski insanların üzümle pekmezler ve şaraplar yaptığını öğrendim ve bu bağın yavaş yavaş koptuğunu fark ettim” dedi.
Çalışmalarında geçmişe dönüp bakmak istediğini ifade eden Yılmaz şöyle devam etti: “Özellikle Misyalıları resmetmek istedim. O yüzden de bir figür serisi ortaya çıktı. İpek böcekli, asma yapraklı, üzümlü bir takım kahramanlar, karakterler çıktı. Onların da isimleri Misyalılar benim için. Bu yöreye özgü gerçek insanlar.”
Misafir sanatçı programının kendisini heyecanlandırdığını dile getiren Saliha Yılmaz, “Sanatsal pratiğimizi geliştirmemiz için konfor alanımızın dışına çıkmamız gerekiyor. Misi bölgesini bilmiyordum ve bununla tanışmış oldum. Nilüfer Belediyesi’nin bu tarz kültüre ve sanata yatırım yapmış olması sanatçılar açısından çok önemli. Buranın imkan ve olanaklarının bizleri beslediğini ve belediyenin burada çok olumlu adımlar attığını düşünüyorum. Burada yaptığım çalışmalar Nilüfer Belediyesi’nin koleksiyonuna dahil olacak ve biz de Türkiye’de farklı yerlerde sergiler açmayı planlıyoruz. Böylelikle hem bir çok insana erişim olacak ve hem de bölgenin tanıtılması sağlanmış olacak” dedi.
Kendi yaşadığı coğrafi alanlardan etkilenerek çektiği fotoğraflardan yola çıkan ressam Ahmet Duru da Misi’de şehrin karmaşası ve kaos ortamından uzaklaştığını söyledi. Ahmet Duru, “Fotoğraflardan elde ettiğim imajlarla, aquarelle boya, karakalem çizim ve yağlı boya üzerine çalışıyorum. Şehrin karmaşasından ve kalabalıklığından sıyrılıp tamamen doğal bir alanda eserlerimizi üretirken kendimize dönüşü ve kendimize ait olan doğal ortamı tamamen birebir yaşıyoruz. Bu atmosfer içerisinde hem sanatsal hem de insanların yaşayış biçimlerini tekrardan görüyoruz ve daha çok kendimizi bulduğumuz bir ortamda sanatsal çalışmalarımız daha da anlam buluyor” diye konuştu.
Duru, “Buradaki tarihi dokuyu hem yaşamak, hem öğrenmek, hem de kendi yapmış olduğum doğa çalışmalarıyla ilgili Misi’yi makro-mikro bakış açılarımla resmetmek istedik. Mikro olarak iç dünyamızda gündelik yaşamı, makro olarak ise doğaya açılan dış dünyayı eserlerime yansıtıyorum. Misi’nin çevresini gezerek fotoğraf çekiminde bulundum ve bu fotoğraflarla birlikte soyut, somut ve gerçekçi çalışmalar üretme fırsatım oldu. En önemlisi proje tamamlandığında diğer sanatçı arkadaşlarımla birlikte hepsini sergileme fırsatı bulacağız. Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayanlar bu sayede Misi’yi hem sanatsal, hem de yaşam biçimini tanıyarak öğrenmiş olacaklar” dedi.