Nilüfer’de CHP, İYİ Parti’yi yarı yolda bıraktı
Nilüfer Belediye Meclisi, 15 Nisan Pazartesi günü yaptığı ilk toplantısında hiç beklenmedik bir kararla yeni belediye başkan yardımcılarını belirledi. Beş başkan yardımcısından ikisini kurum içindeki personel arasından seçecek olan yönetim, birinci, ikinci ve üçüncü siyasi başkan yardımcılarını da kendi partisine mensup meclis üyelerinden seçti.
İYİ Parti’nin iki değerli meclis üyesi, azınlıktaki AKP’li meclis üyelerinden daha dezavantajlı şekilde birer komisyon üyeliği ile bırakıldılar. Oysa sadece Nilüfer değil, tüm Bursa bu siyasi başkan yardımcılarından birinin hatta 1. başkan yardımcısının iki parti arasındaki protokol gereği İYİ Parti’den olacağı beklentisi içindeydi.
İYİ Parti ile CHP arasındaki seçim ittifakının pazara kadar mı mezara kadar mı retoriğini yapmak gibi bir niyetimiz yok. Biz bu ittifakın, laik Türkiye Cumhuriyetinin demokratik parlamenter sistemini ortadan kaldırmaya çalışan iktidarın entrikalarını boşa çıkaracak bir güç birliğinin ortak iradesi olarak oluştuğunu biliyorduk. Bu mücadelede ortak olunduğuna göre, elde edilen başarıdan sonra İYİ Parti’nin ortaklığın dışında tutulmasının sebebi ne olabilir ki?
Demokrasinin vazgeçilmezi olan güçler ayrılığının ortadan kaldırıldığı, ekonominin çökertildiği, devletin bütün kurumlarının dağıtıldığı, halkın yozlaştırılarak, birbirine karşı ötekileştirilerek hasta, eğitimsiz, aç ve yoksul bırakıldığı, milletin ülkesiyle birlikte dünyanın şamar oğlanına dönüştürüldüğü bu konjonktürde, İYİ Parti ve CHP ülkeyi bu dehşet verici zebunluktan kurtarmak için seçim ittifakı yaptı.
İYİ Parti bu ittifakın küçük tarafı olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki yüksek potansiyeli olan güçleri harekete geçiren, doğru yerde ve doğru zamanda harekete geçen küçük güçlerdir. İYİ Parti, bu koşullarda bu gücüyle ülkenin dağılmasına sebep olacak ‘tek adam rejimine geçit yok’ diyerek dünyaya meydan okuyabiliyor ve CHP ile birlikte yerelde bu başarıyı elde edebiliyorsa, bir sonraki seçimde tümüyle demokrasiye dönüşümü gerçekleştirecek olan en iddialı partidir.
Nilüfer’de bir başkan yardımcılığının dahi İYİ Parti’ye verilmeyişi asla kabul edilemez. ‘Artık güç bende, istediğimi yaparım’ diyorsanız, sizin AKP’den, Erdoğan’dan ne farkınız kalır? Bu tavır hiçbir şeye sığmadığı gibi siyasi ahlaka da sığmaz. Eğer CHP, İYİ Parti’nin desteği ile kazandığı her belediyede bunu yapıyorsa vay Türkiye’nin haline! İYİ Parti’ye gönül, CHP’ye de oy vermiş tüm vatansever yurttaşlarımız soruyor Nilüfer Belediyesi’ne; “Siz, bizimle yaptığınız seçim ittifakını AKP ile FETÖ’nün aynı yağmurda beraber ıslandıkları yol arkadaşlığı mı sandınız” diye!
Elbette İYİ Parti devlet kurumlarına sirayet ederek, CHP ile birlikte ülkeyi emperyalizme peşkeş çekmek için ittifak yapmadı. Bilakis, birlikte Türkiye Cumhuriyetini peşkeş çekilmekten kurtarmak için güçlerini birbirine kattılar, bu durum millette haklı ve umut dolu bir heyecan yarattı, yerel seçimler de bu şekilde kazanıldı.
Bize kalsa Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı İYİ Parti’ye verilmeliydi. Prof. Dr. Emin Balkan’ın adaylığı da çok önceden kamuoyuna açıklanmıştı. Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Bursa, muhafazakar sağ seçmenin yoğunlukta olduğu bir şehirdir. AKP’den kopmak isteyen seçmenlerin tereddütsüz oy vereceği kişi sayın Balkan’dı. Ancak CHP’nin inadı ve ısrarı Bursa’yı AKP’ye kaptırdı. Şimdi bakıyoruz, Bursa Büyükşehri alamayan Mustafa Bozbey’in kadroları, İYİ Parti ile yapılan seçim ittifakını ve protokolleri yok sayarak Nilüfer Belediyesi’nde yer kapma yarışına girmiş bulunuyorlar. Oysa İYİ partililerin de en az CHP’liler kadar Bursa ve Nilüfer’le ilgili planları, projeleri vardı.
Tekrar ediyoruz; bu güç sarhoşluğu, CHP’ye Nilüfer’de İYİ Parti’ye bir başkan yardımcılığını vermekten alıkoyamaz. Bu, ne yaptığını bilmemektir. Dolayısıyla hem CHP’nin, hem de İYİ Parti’nin genel merkezleri, Bursa ve Nilüfer CHP teşkilatları hakkında gerekeni yapmalıdırlar.