‘O’

Hiç, dikkatlice baktınız mı yüzüne?

Bakın bence…

Eminim siz de fark edeceksiniz.

Bakışlardaki öfkeyi.

Kini…

Ağzını her açtığında kırışan yüz hatlarını.

Kısılan gözlerini.

Konuşurken yüzünün aldığı hali.

İyi şeylerden bahsederken bile kavga eder gibi konuşuyor artık.

Dudaklarından dökülenler sözcük değil, düşmana sıkılan kurşun sanki…

***

Vücut dili sözcüklerinden çok daha can yakıcı.

Duruşu,

Bakışı.

Parmak sallaması…

***

Geçenlerde bir fotoğrafı vardı gazetelerde.

İyi şeylerden bahseden bir haber.

Ama o kadar korkunç bakmış ki objektife;

Alın o fotoğrafı.

Koyun bir korku filminin afişine.

Buyurun size 10 numara bir afiş.

Başka hiç bir şeye ihtiyacınız yok…

Korku ise korku.

Gerilim ise gerilim.

***

Abartmıyorum inanın…

Herhangi bir konuda, herhangi bir konuşmasını dinleyin.

Ve bakın.

Siz de göreceksiniz…

***

Neden bahsettiğinin hiç önemi yok.

Muhatabının kim olduğu da önemli değil.

Hep öfke.

Hep kin.

Hep karşısındakine tepeden bakan gözler.

Ağır mı ağır sözler.

***

Hayat ile bu kadar kavga etmek;

Bu kadar olumsuz düşünceyi içinde barındırmak;

Her gün yeni düşmanlar icat edip,

O düşmanlar ile bitmek bilmeyen kavgalara tutuşmak;

Etrafa bu kadar tepeden bakmak hiç iyi değil.

Eminim kendi sağlığını da olumsuz etkiliyordur.

***

Ona özel hazırlanmış kuş sütü eksik kahvaltılardan;

Dünyanın ünlü mutfaklarından seçilmiş akşam yemeklerinden

İçtiği ejder meyveli ecnebi içeceklerinden;

Dinlediği müzikten zevk aldığını;

Kıldığı namazdan huzur bulduğunu hiç sanmıyorum…

***

Kendi sağlığı, kendi bileceği iş diyebilirsiniz.

Ama bu durum bizlerin de ruh sağlığını etkiliyor.

Eşinize örneğin;

İki çift güzel laf edeceksiniz.

Odayı onun hırçın sesi dolduruyor.

“Eyyyyyy ……”

Dağılıyor romantizm.

***

Akşam yemeği için sofradasınız diyelim.

Sıcacık bir aile ortamı.

Ama birden buz kesiyor her şey.

Onu duyuyorsunuz.

“Bizzzzz…..” diyor.

“Onlarrrrr….” diyor…

***

Ya da küçük kızınıza masal okumaya karar vermişken;

Yan odadan onun sesi geliyor…

“Bizzzz sizin …….”

Susuyor masallar.

Kaçıyor huzur.

Birden karanlık gölgeler dolduruyor o şirin odayı.

***

Tansiyonu çıkan mı istersiniz;

Midesine kramplar giren mi?

***

Yorulduk.

Usandık.

Bıktık artık…

Gına geldi her birimize.

Birazcık sussa;

Biraz kafamızı dinleme imkanı bulsak;

Hepimize çok iyi gelecek aslında…

Ama susmuyor.

Susmayacak da…

***

Yazdıklarımı tekrar okurken fark ettim;

Yazmamışım kimden bahsettiğimi…

Sanırım gerek olmadığından.

Ve siz anladınız zaten…

Anlamadınız mı?

Boş verin o zaman…

Biz farklı dünyalarda yaşıyoruz demektir.

***

Hz. Mevlana’nın şu güzel sözü ile bitirelim;

“Kalp deniz, dil kıyıdır.

Denizde ne varsa kıyıya o vurur.”