Online eğitim sevinci!

07.08.2020
A+
A-

Selam tüm okuyuculara, eğitimin bir ülkenin mihenk taşı olduğuna inanan tüm güzel ve güçlü yüreklere…

Hepimiz eğitim ve öğretimin ne denli önemli olduğunu iyi kötü biliriz. Kimimiz tecrübelerimizden, kimimiz iyi bir gözlemci olduğundan, kimimiz bu camianın içinde olduğundan kimisi ise çok fikri olmasa da, ortama uyup kabullenir önemli olduğu fikrini…

Neticede eğitim ve öğretimin önemi konusunda herkes hemfikirdir…

Buraya kadar güzel…

Gelelim uygulama noktasındaki birlikteliğimize; eğitim sistemimizin; malum, yıllardır düşe kalka pek de kalkmaya fırsat bulamadan, emekleyerek yol aldığı ortada. Birçok sistem, müfredat denendi, olmadı bir daha denendi. Düşünüyorum da okulda forma mı yoksa normal kıyafet mi giyilse konusu bile, alacakları eğitimden daha çok önemsendi, hatta bu konuda daha demokratik davranıldı. Okullarda çocuklara, velilere referandum tarzı anketler yapıldı. Sonuçlara göre karara bağlandı. Bu takdire şayandı. Günlerce medyayı meşgul etti. Önemsenmenin coşkusuyla veliler habire fikir beyan etti; ‘statü ötekileştirmesi açısından forma iyidir’ diyenler, ‘yok ya gereksiz bir ayrıntı kim ne istiyorsa giymeli’ diyenler, batıdaki okullarda böyle diyip eğitim sistemini kıyafetle bağdaştıranlar…

Aylarca kafaları meşgul etti kıyafet konusu…

– Peki iyi de durmadan değişen eğitim ve sınav sistemi neden bu kadar gündem olmadı?

– Neden velilerin veya öğrencilerin hatta öğretmenlerin fikri alınmadı?

– Eğitim giyecekleri formadan daha mı az önem teşkil ediyordu?

Neyse artık bunlar da gündemin çok gerisinde kaldı.

Şimdi asıl meselemiz; pandemi döneminde aylarca okullarda eğitimden uzak kalan öğrenciler ve yeni dönemde ikinci dalga sebebiyle açılması ikilemde olan okullarımız ve eğitimin nasıl olacağı…

Geçen hafta Mudanya’daydım. Bursa’ya yakın oluşu, daha doğrusu denizi bize en kolayından sunan cennet ilçemiz… Havası da denizi kadar güzeldir, hep tatlı bir esintisi olur. Birkaç arkadaşla oturmuş sahilde çay içiyorduk. Denizden yeni geldiği belli olan birkaç kadın yan masaya oturdu. Çok samimi ve neşeli bir gruptu. Biz kadınlar için tanışma ritüeline gerek yoktur. Göz göze gelmek yeterlidir. O arada kimyamızın uyduğunu veya uymadığını ilk bakışta anlarız. Bu da kadınlık hislerinden kaynaklı sanırım. Tam da bu hislerle gülümsemeyle başlayan kısa ama önü açık bir sohbete girmiş olduk. Önce denizden, havadan sudan meseleler, sonrasında meslekler hatta medeni durumlara varıncaya kadar kadınca sohbetler. Arkadaşlar öğretmenmiş. İlköğretim ve biri de lise… Ee tabi öğretmen olunca konu okulların açılma durumuna geldi. Yanımdaki arkadaşım sordu; ‘okullar açılacak gibi, hadi gözünüz aydın’ dedi. Bunu samimiyetle söylediğini biliyorum. Karşımızdaki öğretmenlerimizin tavrı çok ilginçti veya biz mi yanlış konuşmuştuk gerçekten o an anlayamadık. Sanki beddua etmişti soran arkadaşım. Aldığımız tepki tam da öyleydi çünkü, ‘ooo Allah korusun ,açılmasın’ diye cevap verdi içlerinden biri. ‘Nasıl ya virüsün tehlikesinden dolayı mı’ diye düşündüm. Sonra devam etti diğeri; ‘valla aylardır alıştık. Bize de yazık her gün okul dersler; ne kendimize, ne çocuğumuza zaman ayırabiliyorduk. Bu dönemde kendimize geldik.’

Yok artık!

Ve gereksiz birçok sebep daha sıralandı…

Şaşırmıştık, ‘peki öğrenciler’ dedik.

‘E online eğitim alıyorlar’ gibi ciddiyetsiz cevaplar.

Üzüldüm, hem de çok.

Ama tabi ki genel bir fikir değil bu. Olmadığını yakın bir arkadaşımdan biliyorum. Pandemi döneminde duygulu gözlerle şöyle demişti; ‘Okulun son günü olduğunu nerden bilebilirdik, bilsem tüm öğrencilerimi tek tek kucaklardım ve başladığımız üniteyi bitirtirdim. Aksi halde tüm öğretmenlerimiz bu süreçten memnun olsa, endişe verici bir durum olurdu öğrenciler için.’

İkinci dönemin nerdeyse tamamında pandemi süreci sebebiyle okullar kapalıydı. Zorunluydu ve olması gerekendi. Bu uzun süreçten sonra uzun bir yaz tatili eğitimden daha mı önemliydi? ikinci dalganın Eylül-Ekim ayları yani okulların başlangıç tarihinde olacağı hep konuşulduğu halde, normalleşmeye geçildiği yaz döneminde neden bu açık kapatılmaya çalışılmadı çok merak ediyorum.

Halbuki bu çocuklar, gençler; parklarda, kafelerde ve birçok alanda beraberlerdi.

– Okullarda bununla ilgili bir karar çıkarılamaz mıydı?

Çünkü bu olağanüstü bir durumdu.

– Hiç değilse sınıflar yarıya indirilerek gruplar halinde eğitim devam ettirilemez miydi?

– Şu an okulların açılması halinde üç günlük dönüşümlü eğitim olarak düşünülen sistem yapılamaz mıydı?

Coronanın artış gösterdiği bu günlerde öyle görünüyor ki, okulların açılması haklı olarak netleşemedi. Kaldı ki bazı üniversiteler yeni dönemde online başlayacaklarını açıkladılar bile…

Okul tek başına taş ve duvardan ibarettir. Okulu okul yapan öğretmen, öğrenciler ve bire bir aldıkları, öğrendikleri bilgilerdir.

Bu süreçte çözüm üretilmesi en elzem olan ama en geriye atılan eğitim konusuna bir an önce güçlü çözümler getirilmeli ve uygulanmalıdır. Aksi halde zaten bir türlü oturtulamamış, tek ayak üstünde duran eğitim sistemimize; uzaktan eğitim gibi eğitimden iyice uzaklaşan, hamlaşan, hamlaşmaya alışan bir öğretmen-öğrenci kitlesi de eklenecek. Bu durum ise önümüzdeki süreçlerde içinden çıkılmaz sonuçlara sebep olabilecek gibi görünüyor…

Öğretmenler!

Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır…

(Mustafa Kemal Atatürk)

YORUMLAR

  1. Aykut Özbay dedi ki:

    Öğrencilerimiz için harcadığımız emek mesleğimizin özüdür…

    1. Çağla ŞAHİN dedi ki:

      Ne mutlu size ve sizin gibi düşünenlere…

  2. Tansel Sayli dedi ki:

    Yillardir her gelen Milli Eğitim Bakanı’nın yap-boza çevirdiği sistem… elbette bir yerde tikancakdi bu pandemi maalesef en çok da eğitim sistemini yerle bir etti… emeklerinize sağlık. .