O’nun Hikayesi

O’nun Hikayesi
26.09.2019
A+
A-

Sosyal medyada son günlerin popüler paylaşımı.

Muhtemelen siz de okumuşsunuzdur.

50 yıl önce Denizli’de çobanlık yapan Hüseyin’in piknik yapan öğretmenler ile karşılaşması ile başlayan bir başarı öyküsü.

O öğretmenlerin tavsiyesi ve ısrarı ile Devlet Parasız Yatılı Okulu ile başlayıp İstanbul Teknik Üniversitesi ile devam eden ve oradan Amerika Birleşik Devletleri’ne uzanan bir hikaye.

Einstein ile birlikte çalışıp onun fonksiyon teorisinde eksikler bulan ve bazı bilim çevrelerince Einstein’e rakip gösterilen Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz’ın hikayesi.

***

Gelin bu hikayeyi biraz değiştirelim.

Çocuğun adı Hüseyin değil de, Mehmet olsun.

Ve diyelim ki küçük Mehmet, Denizli’de değil de Karaman’da çobanlık yapıyor.

Zamanı da 50 yıl yakına çekelim.

O akşam üzeri Mehmet güttüğü koyunlar ile birlikte, piknik yapan öğretmenlerle değil de köyün imamı ile karşılaşmış olsun.

***

İlk olarak, Küçük Mehmet’in yanık sesi dikkatini çeker, köy imamı Ahmet Hoca’nın.

Bu güçlü sesin tecvidli Kuran okuduğunu hayal eder bir an.

“Aba da bir, diba da bir giyene… Güzel de bir, çirkin de bir sevene” türküsünü söylemektedir Mehmet…

Kısa konuşmalarında Mehmet’in güçlü sesi yanında çok zeki bir çocuk olduğunu da kolayca kavrar Ahmet Hoca… Ve eğitimine devam etmesi yönünde onu teşvik ederken, Karaman’da kalabileceği bir öğrenci yurdu için yardımcı olabileceğini de ekler.

Ve böylece başlar küçük Mehmet’in isminin gazete haberlerine konu olması.

Ama tam ismini yazmaz gazeteler.

M.T. şeklinde kodlarlar onu.

Zira bu, bir başarı hikayesi değildir.

Maalesef M.T. Ensar Vakfı ile Karaman İmam Hatip Okulları Mezunları Derneği’ne (KAİMDER) ait kayıt dışı yurtlarda barınırken, tecavüze uğrayan 10 erkek öğrenciden biridir artık.

***

Haydi zamanı ve mekanı yeniden değiştirelim.

İsim Mehmet değil de, Ayşe olsun örneğin.

Karaman’da değil de Adana’da geçsin olay…

Bu defa Ayşe’yi İlçe Milli Eğitim Müdürü yönlendirir Süleymancılar’ın yurduna.

Ve Ayşe, yanan bedeni ile haber olur gazetelere.

***

Karaman, Adana, Marmaris, Çorum, Iğdır, Adıyaman, Siirt, Bitlis, Rize…

Liste uzayıp gitmekte.

Şanslı olanların bedenlerine tecavüz edilmez belki ama beyinleri tecavüzden kurtulamaz.

Bu vakıfların, bu derneklerin yurtlarında yetişen gençler, kara giysili, kara sakallı, yaşamı değil ölümü kutsayan, bilimi değil hurafeleri önceleyen karanlık zihniyetler olarak dönerler aramıza.

Ve bir duvar yazısının dediği gibi; Cennete gitmek isteyen bir avuç örümcek kafalının, cehenneme çevirdiği bir Dünya’ya mahkum ederler bizi.

***

Sonuç mu?

Hayatta yolunuzun kimlerle kesiştiği, hayatın sizi kimlerle karşılaştırdığı önemlidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.