Piyasalarda merkez bankaları başrolü bırakmıyor
Küresel pay piyasalarında gözler, ABD ve İngiltere merkez bankalarının faiz kararları ile ABD’de açıklanacak iş gücü piyasası verileri başta olmak üzere yoğun veri gündemine odaklanırken, yurt içinde de enflasyon rakamlarına çevrildi.
Bu hafta, 3. çeyrek şirket karlılıklarının beklenenden iyi gelmesiyle New York borsasının rekor kırmasına karşın para politikasında “şahinleşen” küresel tutum ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında artan vaka sayıları, Asya ve Avrupa’da alış ağırlıklı seyri hafif de olsa törpüledi.
Küresel bazda merkez bankalarındaki “şahinleşen” ton, risk algısı üzerindeki etkisini artırmaya devam ederken, artan enflasyon baskılarının yanı sıra tedarik zincirindeki sorunların maliyetleri yükseltebileceğine ilişkin endişeler politika yapıcıları adım atmaya yönlendiriyor.
Hafta içinde Kanada Merkez Bankası’nın varlık alımı programını uygulamadan kaldıracağını duyurması sonrası Brezilya Merkez Bankası da politika faizini 150 baz puan artırarak yüzde 7,75’e çıkardı. Brezilya Merkez Bankası, beklentileri aşan faiz artırımı kararının yanı sıra aralıktaki toplantıda da faiz artışına devam edebileceği yönlendirmesinde bulundu.
Piyasa beklentileri doğrultusunda, faiz oranları ve Pandemi Acil Varlık Alım Programı’nın (PEPP) toplam büyüklüğünde değişikliğe gitmeyen Avrupa Merkez Bankası (ECB), tahvil alımlarının yılın ikinci ve üçüncü çeyreklerine göre daha düşük hızda olabileceğini duyurdu.
ECB Başkanı Christine Lagarde, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, enflasyonun; enerji fiyatlarındaki artış, ekonomik toparlanma ile birlikte talebin artması ve tedarik sıkıntılarından kaynaklandığını belirterek, “Enflasyonun yakın vadede daha da yükseleceğini ancak önümüzdeki yıl içinde düşüşe geçeceğini öngörüyoruz.” dedi.
Lagarde’ın açıklamaları sonrası yatırımcıların ECB’nin faiz oranlarında ne zaman değişikliğe gideceğine ilişkin beklentiler de değişti.
Gelecek hafta ABD Merkez Bankası (Fed) ve İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) faiz kararı ile karar metinlerinin, para politikasının küresel bazdaki seyrini daha da belirginleştirmesi beklenirken, analistler, yatırımcıların Fed ve ECB’nin Temmuz 2022’de, BoE’nin ise haftaya yapılacak toplantıda politika faizinde artışa gideceğini fiyatladığını belirtti.
Söz konusu gelişmelerle ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, 10 baz puanlık düşüşle haftayı yüzde 1,5370’ten kapattı.
Altının ons fiyatı, artan dolar talebiyle haftayı yüzde 0,55 azalışla 1.783 dolardan tamamlarken, Brent petrolün varil fiyatı, üst üste 9 haftalık yükselişinin ardından haftalık bazda yüzde 1,67 azalarak 83,59 dolara geriledi.
ABD’de para politikasında dönüşüm başlayabilir
ABD’de New York borsasında bu hafta rekor seviyelere çıkan endeksler, tarihi yüksek seviyelerden kapanış yapmayı da başardı. ABD’de gelecek hafta para politikasının destekleyici tutumunun değişmeye başlayabileceği ifade edilirken, Fed’in çarşamba günü açıklayacağı faiz kararı, sonrasında Fed Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı basın toplantısı ve cuma günü açıklanacak tarım dışı istihdam verileri yatırımcıların odağına yerleşti.
Analistler, Fed’in politika faizinde değişikliğe gitmesinin beklenmediğini ancak varlık alımlarının azaltılması için bazı yetkililerin kasım ayına işaret ettiklerini belirtti.
Karar metnindeki değişikliklerin büyük önem arz ettiğini aktaran analistler, enflasyonun endişe kaynağı olmaya devam ettiğini kaydetti. Powell başta olmak üzere Fed yetkilileri, birçok kez enflasyondaki yükselişin “geçici” olduğunu vurgulamıştı.
ABD’de açıklanan makroekonomik verilere göre, ABD ekonomisi, 3. çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 2 büyüyerek beklentileri karşılayamadı. Buna karşın kişisel harcamalar 3. çeyrekte yüzde 1,6 artarak tahminleri geride bıraktı.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 1,33, Nasdaq endeksi yüzde 2,71 ve Dow Jones endeksi yüzde 0,40 değer kazandı. 3 endeks de haftalık kapanış rekoru kırdı.
1 Kasım ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi günü inşaat harcamaları, ISM imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ve Markit imalat sanayi PMI, çarşamba günü ADP işsizlik raporu, ISM hizmet sektörü PMI, fabrika siparişleri, dayanıklı mal siparişleri ve Markit hizmet sektörü PMI, perşembe günü dış ticaret dengesi ve cuma günü de işsizlik oranı takip edilecek.
Avrupa’da gözler BoE’de
Avrupa borsaları, güçlü 3. çeyrek şirket karlılıklarıyla yükseliş eğiliminde hareket ederken, gelecek hafta gözler BoE’de olacak. BoE’nin politika faizini 15 baz puan artırarak yüzde 0,25’e çıkarması beklenirken, varlık alım hızında değişikliğe gitmesi öngörülmüyor.
Bu hafta Avrupa’da yoğun makroekonomik veri gündemi varlık fiyatları üzerinde etkili oldu. Buna göre, Almanya’da geçen ay yüzde 4,1 olan yıllık enflasyon, enerji fiyatları, tedarik sıkıntıları ve salgının etkisiyle ekimde Aralık 1993’ten bu yana ilk kez yüzde 4,5’e yükseldi.
Avro Bölgesi’nde de ekimde yıllık enflasyon yüzde 4,1 ile son 13 yılın en yüksek seviyesinde ulaştı. Enflasyon, ekimde Fransa’da 3,2, İspanya’da 5,5, İtalya’da 3,1, Hollanda’da 3,8, Belçika’da 5,4, Litvanya’da 8,2 ve Estonya’da yüzde 7,4 olarak belirlendi. Böylece Avro Bölgesi’nde enflasyon, Temmuz 2008’den beri ölçülen en yüksek seviyeye yükselmiş oldu.
Almanya, Temmuz-Eylül 2021’de çeyreklik bazda yüzde 1,8 büyüyerek beklentileri karşılayamadı. Avro Bölgesi ise yüzde 2,2 büyüyerek piyasa tahminlerini geride bıraktı.
Avro, dolar karşısında haftalık yüzde 0,79 değer kaybederek 1,1555’e indi. Almanya’da DAX endeksi yüzde 0,94, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 0,46, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,44 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 1,14 değer kazandı.
Gelecek hafta, pazartesi günü bölge genelinde imalat sanayi PMI, çarşamba günü bölge genelinde hizmet sektörü PMI ve Avro Bölgesi’nde işsizlik, perşembe günü Almanya’da fabrika siparişleri ve Avro Bölgesi’nde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), cuma günü de Almanya’da sanayi üretimi ve Avro Bölgesi’nde perakende satış verileri takip edilecek.
Asya borsaları Japonya hariç geriledi
Asya’da, Kovid-19 vakaları nedeniyle artan kısıtlamalar ve Çin ile ABD arasında yükselen tansiyon risk iştahını törpülerken, Japonya sınırlı da olsa pozitif ayrışmayı başardı. Gelecek hafta ise bölge genelinde Kovid-19 salgınındaki seyir ve ABD ile Çin arasındaki sürece ilişkin haber akışı takip edilecek.
Beklentiler paralelinde politika faizinde değişikliğe gitmeyerek faizi yüzde eksi 0,10’da bırakan Japonya Merkez Bankası (BoJ), 10 yıllık tahvil getiri hedefini de değiştirmedi, büyüme ve enflasyon tahminlerini de aşağı yönlü revize etti.
ABD Dışişleri Bakanı Antohny Blinken’in Tayvan’a Birleşmiş Milletler’de daha önemli bir rol verilmesini istemesi ve ABD’nin China Telecom’un faaliyet iznini iptal etmesi, ABD ile Çin arasındaki tansiyonu artırdı. Analistler, konuya ilişkin iki taraftan gelecek açıklamaların oynaklığı artırabileceğini belirtiyor.
Açıklanan verilere göre, Japonya’da sanayi üretimi ekimde yüzde 5,4 düşerek beklentilerden fazla geriledi, TÜFE de yüzde 0,1 artışla beklentilerin altında kaldı.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,30 değer kazanırken, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,98, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,87 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,2 değer kaybetti.
1 Kasım ile başlayan haftanın veri takviminde, pazartesi günü Çin’de imalat sanayi PMI, salı günü Japonya’da BoJ toplantı tutanakları, çarşamba günü de Çin’de hizmet sektörü ve bileşik PMI verileri takip edilecek. Japonya’da, çarşamba günü tatil dolayısıyla piyasalar kapalı olacak.
Yurt içinde gözler enflasyon rakamlarına çevrildi
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, bu haftayla birlikte 3 hafta üst üste yükselirken, gelecek hafta gözler, TÜFE rakamları ve devam eden şirket bilançolarında olacak.
AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, ekim ayında TÜFE’nin yüzde 2,50 artmasını bekliyor. Ekonomistlerin ekim ayı enflasyon beklentilerinin ortalamasına (yüzde 2,50) göre, bir önceki ay yüzde 19,58 olan yıllık enflasyonun yüzde 20,01’e yükseleceği hesaplanıyor.
BIST 100 endeksi, hafta içi 1.524,85 puanla 15 Mart haftasından bu yana en yüksek seviyesine çıkarken, haftayı yüzde 2,85 artışla 1.522,04 puandan tamamladı. Analistler, teknik açıdan 1.550 puanın direnç, 1.480 puanın ise destek olarak öne çıktığını kaydetti.
Dolar/TL ise 9,8500 ile tarihi zirvesini görmesinin ardından haftayı 0,06 yükselişle haftalık kapanış rekoru olan 9,6079’dan kapattı.
Gelecek hafta yurt içinde, pazartesi günü imalat sanayi PMI, çarşamba günü TÜFE ve yurt içi ÜFE, perşembe günü TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru ve cuma günü Hazine nakit dengesi takip edilecek.
(AA)