Prof. Günel: Kendi yapmadığımızı, çocuğun yapması gerektiğini düşünüyoruz!
Prof. Dr. Murat Günel: Kendi yapmadığımızı, çocuğun yapması gerektiğini düşünüyoruz!
Prof. Dr. Murat Günel, “Sağlıklı iletişimin kurulmadığı yerde, çocuğa sağlıklı iletişim kurmayı anlatarak öğretemezsiniz. Dolayısıyla çocuğun içinde bulunduğu yetişkin dünyası, bu değerleri sağlıklı şekilde oluşturmuyorsa, çocuğa bunları anlatarak öğretemeyiz. Biz kendi yapmadığımızı, çocuğun yapması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından Edirne Halk Eğitim Merkezinde, “Okulda Yaşam” başlıklı panel düzenlendi.
Prof. Dr. Murat Günel, panelde yaptığı konuşmada, okul ve eğitimin çocuğun gelişimi için önemli olduğunu, bunların çocuklar üzerine değil, çocuklar için yapılan bir şey olması gerektiğini söyledi.
Çocukların davranışlarının yaşadığı ortama göre şekillendiğini belirten Günel, çocuk eğitiminde ilk olarak yetişkinlerin kendisine bakması gerektiğini anlattı.
İçinde bulunulan yetişkin dünyasının sağlıklı olmaması durumunda çocuğun gelişiminde sorunlarla karşılaşılacağını vurgulayan Günel, şöyle konuştu:
“Bir aileyi düşünelim, içerisinde iletişimin olmadığı, ortak karar verme mekanizmalarının, ortak aklın olmadığı, şeffaflığın olmadığı bir ailede çocuk, bu değerleri öğrenebilir mi? Cevabı çok net. Öğrenemez. Evde görülen ve yaşanılan iklimle çocuklar yetişiyor. Çocukların en az sekiz saat gittiği okullarda, yetişkinler tarafından bu iklim ve ortam yaratılmazsa, çocuk bu değerleri öğrenebilir mi? Burada derslerden bahsetmiyorum. Müfredat, ders, teneffüs ve kantin işin en kolay tarafı. Buradaki yetişkinlerin birbirleriyle olan ilişkileri ve yaşadıkları dünyanın nasıl olduğunu da düşünüyor olmamız lazım. Eğer çocukları düşüneceksek, birlikte yaşamayı düşüneceksek bunlar çok önemli. Çocuk merkezli düşüneceksek, biz yetişkinler olarak nasıl yaşadığımızı düşünmemiz lazım.”
Şeffaflık, ortak akıl ve birlikte karar verme gibi kavramların çocukların gelişimindeki önemine değinen Günel, şu değerlendirmede bulundu:
“Sağlıklı iletişimin kurulmadığı yerde, çocuğa sağlıklı iletişim kurmayı anlatarak öğretemezsiniz. Dolayısıyla çocuğun içinde bulunduğu yetişkin dünyası, bu değerleri sağlıklı şekilde oluşturmuyorsa, çocuğa bunları anlatarak öğretemeyiz. Bizim asıl derdimiz çocukların gelecekle ilgili bu değerleri kazanarak hayata devam etmesini sağlamak. Biz kendi yapmadığımızı çocuğun yapması gerektiğini düşünüyoruz. İlk önce kendimizin nasıl yapacağına bakmamız gerekli. Okuldaki öğretmenler birbiriyle kavgalıysa çocuğa barışı nasıl öğreteceğiz, mümkün değil. İdare ve öğretmen arasında problem varsa eğer, ortak aklı nasıl öğreteceğiz çocuklara.”
(AA)