Sağlık Bakanı Koca’dan kritik açıklamalar…
Bilim Kurulu, corona virüsü (Covid-19) ile mücadelede son durumu ve tedbirleri görüşmek üzere video konferans yöntemiyle, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Toplantının ardından Bakan Koca, açıklama yaptı.
Güncel can kaybı, vaka sayıları ve hastaların durumlarının ele alındığı toplantıda, Covid-19 tanısı ile tedavi konusunda dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelerin değerlendirildiği, yeni önlemlerin ele alındığı ve veriler doğrultusunda normalleşme sürecine ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu belirtildi.
Toplantının ardından kameraların karşısına geçen Bakan Koca’nın açıklamalarından satır başları:
Normal şartlarda hayatın en canlı taraflarını gösterdiği alışveriş ortamları eski halinden uzaktı. Geldiğimiz nokta çok şükür çok ileri bir noktadır. Mevcut durum, korunması gereken bir kazanımdır. Hastalık riskine karşı kontrol mekanizmalarını sıkı tutmaya mecburuz. Maske, corona virüsün yayılması için elzem bir tedbirdir, mecburiyettir. Maske, virüse karşı alınacak kişisel bir tedbir değil, ortak bir tedbirdir. Bu tedbir, etkileşim halinde olan kişilerin tamamı tarafından alınmalıdır. Bir ortamda 3 kişi maske takıyor ama bir kişi takmıyorsa, hepimiz risk alıyoruz demektir.
Maske takmayan kişinin, ortak mekan ya da özel mekanda maske kullananlara karşı sorumluluğu vardır. Bu durumlarda maske kullanmamak, kişisel hukukun ihlalidir. Herkesi bu kurala uymaya davet ediyorum. Tedbir alanların hakkında riayet edelim. Bu medeni davranışa, aynı medeni davranışla karşılık verelim.
DSÖ’NÜN AÇIKLAMALARI BİZİ UYARIYOR
Bankta denize karşı yalnız oturuyorsak, maske elbette gerekli değildir. Maske tedbirinin gerekli hallerde uygulayalım ki zamanla bıkkınlığa yol açmasın. Sonbaharda risk beklentisi Dünya Sağlık Örgütü’nün özellikle Güney Amerika kaynaklı günlük vaka sayısı açıklaması, bizi tedbirlerin sürekliliği konusunda uyarıyor.
Bıkkınlığa düşmek, bu mücadelede geriye düşmek riske açılmak, rehavete kapılmak demektir. 62 il merkezinde maske zorunlu hale getirilmiştir. Bu mecburiyet ya vakaların arttığı, zincirlerin bulaşma riskinin uç verdiği yerlerdir. Sokağa çıkma kısıtının salgının önlenmesi açısından önemi neyse, bugün aynı önemi maske ve mesafenin taşıdığını unutmamalıyız. Bu tedbirlere ne kadar uyarsak, birbirimizle tokalaşacağımız, sarılacağımız günler yakın olacaktır. Sıcak yaz günlerindeyiz. Bu havada maske kullanmak, geçen aylardaki gibi kolay değil. Hepimiz zorluk yaşıyoruz. Lütfen sıcaklara yenilmeyelim. Yenilirsek vaka sayısının artacağını, bunların yoğun bakıma düşeceğini unutmayalım.
KRONİK HASTALAR RİSK GRUBUNDA
Salgının ilk günlerindeki bir belirsizliği açıklığa kavuşturmak istiyorum. Corona virüsün daha çok kış aylarında etkili olacağını, yaz aylarında kaybolacağını söylüyorlardı. Virüsün etkisinde azalma olmamıştır, bu duruma ilişkin bilimsel bir kanıt yoktur. Bu kanıyı günlük hayatımıza dayanak yapmanızı istiyoruz.
Üzerinde durmak istediğim bir diğer nokta, büyüklerimizle ilgilidir. Büyüklerimiz ve kronik hastalıkları olanlar halen risk grubundadır. Bizim için en endişe verici olan, risk grubunda olanların ve yakın çevresinin tedbirleri aksatmasıdır. Mücadelenin büyük bir kısmını büyüklerimiz için verdik. Lütfen aynı hassasiyeti koruyalım.
YKS
Bilmenizi isterim ki, dünyada iyilik, güzellik adına ne yapılmışsa bunların hepsi sizin yaşınızda kalmayı bilenler tarafından yapılmıştır. Bilim, sanat, icat sizin yaşınızın tutkularını ebediyete taşımak içindir. Gençlik bir kez gelir, onu hayatı boyunca sürdürebilenler, toplumları, ülkelerini, dünyaları değiştirir. Bugünün dünyasını, sizin yaşınıza yakın olanlar değiştirdi. Geleceği bize gençler getiriyor.
Önümüzde hepimizin heyecanla beklediği iki sınav günü var. Birkaç ay boyunca sizden bazı fedakarlıklar isteyen bir doktor ağabeyiniz olanlar, bu iki günün iki başarı günü olmasını yürekten diliyorum. Bu yıl hekim olmak isteyenlerin sayısı her zamankinden fazla. Gelecekteki meslektaşlarımı şimdiden kutluyorum. Günümüzde meslekler kişilerle değer kazanıyor. Zekaya, hayal gücüne, çalışkanlığa tüm meslekler aynı derecede ihtiyaç duyuyor.
YIĞILMALARA DİKKAT
Pandemi boyunca toplumsal sorumluluğun gerekliliğini yerine getirmekle kalmayıp örnek oldunuz. Sağlık yönünden sınava uygun şartların hazırlanması konusunda bizler elimizden geleni yaptık. Bilim kurulumuz, sınav tedbir rehberi hazırladı.
Milli Eğitim Bakanlığımız ve kurumlar, titiz hazırlıklarını tamamlayıp sizlerle paylaştı. Bizim de belirtmekte fayda gördüğümüz hususlar var. Okul girişlerindeki yığılmalarda ailelerin etkili olduğunu biliyorsunuz. Yığılmanın daha az olduğunu umuyoruz. Ailelerin kendilerinden sınav merkezinin biraz daha uzağında beklemelerini rica ediyoruz.
Sınav tarihi üzerinde bazı gündemler oluştu. Sınav tarihlerinin belirlenmesi, durumun niteliğini ortaya koyacak ana düşünceyi arz etmek isterim. Hepimiz sizlerin yaşadığı sınavları yaşamış kişiler olarak duygularınızı çok iyi anlıyor ve saygı duyuyoruz.
Fakat gerçeğin hakkını gerçeğe vermeliyiz. Salgın hastalık söz konusu olduğunda 1-2 ay sonrasını öngörmek çok zordur. Bunu artan vakalarla da tahmin edebilirsiniz. Risk bugünden çok daha büyük olabilirdi. Bugünkü gerekçeler yarın da büyüyebilir. DSÖ’nün Eylül ayı için risk ölçeğinde bulunduğunu belirtmek isterim. Sınavın meçhul bir zamandansa şimdi yapılması doğru görülmektedir.
VERİLER AÇIKLANDI
Birkaç haftadır konuşmalarımda belirtiğim bir konu var. Dikkat çektiğim şey, coronaya karşı alınacak önlemlerin sağlığımız için alınan önlemlerin yanı sıra ticaretten üretime, eğitimden ekonomiye kadar alınan önlemler olduğudur. Tüm hayatın yeniden sağlık kazanması, eski temposuna yaklaşması vaka sayılarının kontrol altında tutulmasına bağlıdır. Tedbir birbirimize karşı borcumuzdur. Tüm toplumu etkileyen hastalığın kendisini ve etkilerini el birliğiyle yenmeliyiz.
Bugünkü vaka sayısı bin 492. Düne göre bir atış görüyoruz. Vefat sayımız 24. Düne göre biraz daha düşüş görüyoruz. Bugün iyileşen vaka sayımız bin 386. Yoğun bakımda hasta sayısı 914, toplam entübe yani solunum cihazına bağlı hasta sayımız 356. Bugünkü test sayımız daha bir artış içinde 53 bin 486.
TURİZM AÇIKLAMASI
Özellikle yurt dışından gelen hem turistlerin hem de vatandaşlarımızın hangi tedbirlerle gelişini sağlamak üzerine bir görüşme yaptık bakan arkadaşlarımızla. Özellikle 7 merkezde Antalya, Dalaman, İzmir, İstanbul’da iki merkez, Bodrum ve Trabzon olmak üzere test merkezlerini oluşturacağız.
Kapıkule ve Sarp gibi sınır kapılarında test merkezini oluşturmuş oluyoruz. Semptomu olan kişilerin hem testlerini yapmak, hem de tedavilerini yapmak suretiyle bir hazırlık yaptık. Ayrıca Türkiye’de 135 merkezde de özellikle bu anlamda uygunluğunu verdiğimiz testler ayrıca zaten yapılmakta.
İKİNCİ DALGA YAŞAMIYORUZ
İkinci dalgayı yaşamadığımızı rahat söyleyebiliriz. Şu an yaşadığımız birinci dalganın etkilerini görmüş oluyoruz. Dünyada halen birinci dalganın etkisi devam ediyor.
Yer yer dalgalanmaların olduğunu görmüş oluyoruz. Bu dönemde bazı bölgelerimizde vaka sayılarının daha arttığını görüyoruz. Öncesine göre de 1 ay öncesine göre vaka sayılarımızın artışına rağmen yoğun bakıma giren hasta sayımız, entübe edilen ve vefat eden hasta sayımızın azaldığını görüyoruz. Eskiye göre virüsün etkisinin düştüğü anlamında değil, tedaviyle erken dönem yaklaşımla burada sonucu daha pozitif aldığımızı net söyleyebiliriz.
Şu dönemde birinci dalganın devamını olan dalgalanmaları yaşadığımızı yeni bir ikinci dalga şeklinde olmadığını vaka sayıların yer yer öngördüğümüzden daha fazla olduğunu görüyoruz, ama eskiye göre hastane yükümüzün daha az olduğunu, entübe eden hastamızın vefat etme oranlarının giderek düştüğünü görüyoruz.
YAŞ ORTALAMASI 32’YE DÜŞTÜ
Her geçen gün vefat eden vatandaşımızın da yaş ortalamasının giderek yükseldiğini görüyoruz. Vaka sayılarında ise daha önce 41 iken ortalama yaş şu an 32’ye kadar düşmüş oldu. Ön planda vaka sayılarında her geçen gün gençlerde göründüğünü, ortalama yaşın aşağıya doğru indiğini ama hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yaşlarının arttığını görüyoruz. Gençlerimiz kendilerini rahat hissetmemelidirler. Riskli olan özellikle büyüklerimize, kronik hastalığı olanlara bulaştırma potansiyeli taşıdıklarını, riskli olan vatandaşlarımızın kendilerini korumalarını tekrar hatırlatmak istiyorum.
ANTİKOR TESTİ
Dünyada benzer şekilde büyük ölçekte yapılan başka çalışmanın olmadığını 153 bin kişiyi PCR, antikor taramasından geçirdiğimizi, bulaşıcılık, taşıyıcılık oranımızı hem de bu anlamda antikor bağışıklık oranımızı tespit etme açısından önemli olduğunu söylemiştim. 153 bin kişinin taranan 118 bin oldu. 118 bin içinde PCR taramasıyla pozitif bulduğumuz oran binde 2.8. Son derece düşük. Yine antikor testi aynı zamanda yapıyoruz. Bu ise şu dönemde binde 8.1. Yani toplumun bağışıklığı yüzde 1’in altında.
Bazı illerimizde bunun biraz daha yüksek olduğunu biliyoruz. Adıyaman yüzde 3, İstanbul’da yüzde 3’ün üzerinde. Toplamda 0.81. Birçok kimsenin toplum bağışıklığı anlamında yüksek oranlar beklediği, bağışıklığın giderek arttırılmasının anlamlı olduğunu düşündüğü noktada biz bu çalışmayla toplum bağışıklığının kolay gelişmediğini görüyoruz.
KORUNMANIN YOLU MASKE TAKMADAN GEÇİYOR
Toplum bağışıklığının oluşması için yüzde 60-65’ler hedeflenirken 60-70 kat benzer pandemi yaşamayı gerektiriyor. Toplumda yaygın bir taşıyıcılığın ve koruyuculuğun da olmadığı. O nedenle herkesin tedbirlere önem vermesi gerektiği ortada. Yani aşı gelişmedikçe, yaygın aşı yapılmadıkça bu tarz pandemi sonrası bağışıklıkla toplum bağışıklığının olamayacağını görmüş oluyoruz.
Hepimiz tedbirler noktasında hassas olmalıyız. Virüsten korunmanın en bariz yönü maskeyi takıyor olmak, mesafeyi korumak. O nedenle biz virüsten korumak istiyorsak, kendimizi potansiyel virüs taşıyıcısı gibi görüp bu iki tedbire ve el hijyenine devam etmeliyiz. Herkesin yaygın test yapma çabası içinde olmaması gerekiyor. Toplumda bu kadar düşük oranda bildikten sonra. Belirtisi olan kişilerin test yaptırmak,sağlık kuruluşuna müracaatı daha çok önemli.
AŞI AÇIKLAMASI
Türkiye’de 4 tane özellikle hayvan çalışmasına başlandığını biliyoruz. Bu konuda TÜBİTAK ve TUSEB’in desteği var. Hayvan çalışmalarının tamamlanması sonucu klinik döneme gelinmiş olacak.
Bakanlık olarak klinik araştırmayı sürdürme çabası içinde olacağız. Devam eden çalışmalarla ilgili sonuçların iyi olduğunu, insan çalışmalarına zannediyorum Eylül-Ekim’den önce gelmek şu an için zor görünüyor. Biz Türkiye olarak Rusya ile görüşmelerimiz olmuştu. Bu çalışmalarla Rusya ve Çin’le görüşme yapıldı. Aşı çalışmalarını birlikte özellikle klinik çalışma safhasında birlikte yapma noktasında genel bir yaklaşım içindeyiz.
Rusya ile daha ileride olduğumuzu söyleyebilirim. Dünyada Çin’in önde olduğunu, İngiltere’de ikinci faza geçildiğini biliyoruz. Daha net önümüzdeki bir iki ay içinde sonuç alınacak yaklaşımda olmamalıyız. 4-6 ay önce aşı gelişiminin olacağını söylemek zor.
VİRÜS MUTASYONA MI UĞRUYOR?
Şu ana kadar somut, bilimsel mutasyon olduğuna dair bilgi yok. Farklı virüs çeşitlerinin olduğunu biliyoruz. 2 ay önce de söylemiştim. Virüs izolasyonunun bakanlığımızca yapıldığı dönemde Ortadoğu, Amerika’dan gelen virüsün farklılığını söylemiştim. Ama virüsün virülansında herhangi bir değişikliğin göstermediğini söylemiştim. Mutasyon her zaman olabilir ama şu an somut bilgi yok.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI AÇIKLAMASI
Vaka sayılarının binin üzerinde olduğunu görüyoruz. Vefat sayılarımızın eskiye göre düşük olduğunu görüyoruz. Hastane yükümüzün ve yoğun bakım yükümüzün az olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde yeni bir kısıtlamayı Bilim Kurulu’nda gündemimize almadık, doğrusu şu an düşünmüyoruz. Bu döneme kontrollü sosyal hayat dönemi demiştik.
Özellikle bu hayatın tedbirlerle devamını önemsiyoruz. Tedbirlere uyduğumuz oranda tehdit ortadan kalkar. Bu dönemde normal hayatımıza devam ederken virüsle karşılaşmamanın yolu maske, mesafe ve el temizliğine özellikle dikkat ederek, eskiden olduğu gibi yasaklı dönemlerin olmaması ki, düşünmüyoruz. Belki iller, ilçeler, köyler bazında bu anlamda birtakım benze kısıtlamalar il hıfzısıhha kurulları alabilirler. Ama şu anda kısıtlama gündemimizde olmadı.