Saray sevindirmedi
Sayın Cumhurbaşkanı iyi düşünmüştü,
Büyükşehir belediye başkanlarını saraya davet etmişti.
‘Çok hasret kaldığımız günler inşallah sona erecek’ diye sevindik.
Çünkü toplum bunalım içinde, günlük olaylar sebebiyle herkes endişeli.
‘Saray daveti bir bahar havası estirir’ diye de ümitlendik.
17 yıl estirilen fırtınanın toplumu yaşanmaz hale getirdiği malum.
Tabii bu sözlerim koltuk sevdalılarını, yandaşlarını daha ötesi kalemlerini satan beslemeleri çok kızdıracaktır.
***
Herkesin kendisini bir şey sandığı yerde hiçbir kimse, bir şey olamaz.
Babalar gibi sattılar, memleketi kaz gibi soydular.
“Gerektiği yerde papaz elbisesi bile giyeriz” dediler.
Kısaca milli değerleri ayak altına aldılar.
Manevi dünyamızı sömürdüler.
“Tarihte Türk yoktur” diyen sütü bozuk insan tiplileri vekil yaptılar. Şaibeli seçimlerle koltuklarını korudular.
Suçlar insanın yüzünde görünseydi, aynalar satılmazdı.
***
Gelelim Saray’a!
Sevindik,
Umutlandık,
‘Tövbe devri başlayacak’ dedik.
Artık, ülkeyi Türkler yönetecek,
Aldatılmayacağız,
Aldanmayacaklar,
‘Ben yaparım size mi danışacağım’ diyen zihniyet tarih olacak.
‘Bir adalet ve ahlak nizamı başlayacak’
dedik dedik…
Belediye başkanları daveti saygı duyarak kabul ettiler.
Yapılması gerekenleri yaptılar.
Lakin Saray’da bir komplo hazırlandığı kimsenin aklına gelmedi!
Ekrem İmamoğlu’nun oturacağı koltuğun devrilmesi ve Sayın Erdoğan’ın ‘biz yapmadık’ demiş olması manidar!
Koltuk bacağı kırılıyor, başkan yere düşüyor.
Bu nasıl bir oyundur?
Burası bir padişah sarayı olsa, ‘belki’ der geçerdik.
Ama orası; ahlak, adalet, şefkat, maneviyat ve milliyet mabedidir.
Saraylardaki gibi bir takım entrikalar olamaz, olmamalıdır.
Efendiler orayı saray yapmayın!
Bir yalaka ya da görevli yağcılardan biri hazırladı ise bizler kime güveneceğiz? ‘Çok sıkıntılı ortamdan kurtulacağız’ diye sevinir ve umutlanırken, yine elimiz havada kaldı. Umutlarımızın da tadı kaçtı.
Arkasını güneşe çevirenlerin gölgesi önüne düşer.
Başkanın daveti güldürmedi.
Muhteşem mekan; güven ve iyi sınav veremedi.