Siz demokrasi nedir bilir misiniz bayım?
Biz sizi iyi biliriz aslında…
Biz sizin ne kadar zeki olduğunuzu, kandırılmışlıklarınızdan biliriz. Öyle ya; ilkokul mezunu, sümüklü bir vaiz veya eli silahlı terörist tarafından kandırılabilmek her kula nasip olmaz.
Biz sizin ne kadar adil olduğunuzu, savcısı olduğunuz kumpas davalarından biliriz.
Biz sizin ne kadar dindar olduğunuzu, hizmetlerinden çok, çocuklara yapılan taciz ve tecavüz haberleri ile gündeme gelen vakıflarınızdan biliriz.
Biz sizin ne kadar vicdanlı olduğunuzu bu haberler ile ilgili yorum yaparken “Bir seferden bir şey olmaz” diyebilen Aile bakanlarınızdan biliriz.
Biz sizin ne kadar çevreci olduğunuzu, ihanet ettiğiniz şehirlerden, betona boğduğunuz İstanbul’dan, Ankara’dan biliriz.
Biz sizin ne kadar sanat sever olduğunuzu, içine tükürdüğünüz heykellerden, sizi “Mozart dinlemeye davet etmenin faşistliğin dik alası olduğu” yönündeki beyanlarınızdan biliriz.
Biz sizin ne kadar halktan biri olduğunuzu, yaşadığınız saraydan, içtiğiniz beyaz çaydan, kolunuza taktiğiniz çantadan, boynunuzdaki gerdanlıktan biliriz.
Biz sizin bilime olan saygınızı, Ankarada’ki yüksek hızlı tren kazasında, parası yüklenici firmaya ödendiği halde monte edilmemiş sinyalizasyon sistemi için, “Sinyalizasyon sistemi, demiryolu taşımacılığında zorunlu olan bir şey değildir” diyebilen Ulaştırma Bakanınızdan biliriz.
Biz sizin tarıma bakış açınızı, dünyanın en bereketli toprakları üzerindeki bu güzel ülkeyi mahkum ettiğiniz ithal patates, ithal soğan kuyruklarından biliriz.
Biz sizin insan sevginizi, yandaş firmalarınızın devasa şantiyelerinde, canı pahasına çalışmaya mahkum ettiğiniz işçilerden, Soma’da, bir maden ocağında, arkadaşları göçük altında kalmış, eli kolu güvenlik güçlerince tutulan bir maden işçisinin bedeninde patlayan acımasız tekmelerinizden biliriz.
Biz sizin ekonomi anlayışınızı, şeker fabrikalarını satıp, şeker ithal eden, kağıt fabrikalarını satıp, kağıt ithal eden, et ithal eden, mercimek ithal eden, saman ithal eden ve sonra kalkıp, ‘paramız var ki ithal edebiliyoruz’ diyen, aklımızla dalga geçen çarpık anlayışınızdan biliriz.
Biz sizin ne kadar doğru söylediğinizi, “İlk yerli yolcu uçağımız göklerde” yazan reklam panolarından, Cuma günü yayınlayacağınız kamera görüntülerinden biliriz.
Biz sizin ne kadar milliyetçi olduğunuzu, okullarımızda yasaklanan Andımız’dan, dağdan taştan sildirdiğiniz “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazılarından, kamu kurumlarının isminden çıkardığınız “TC” ibarelerinden biliriz.
Biz sizin kardeşlik anlayışınızı toplumu ikiye bölen, kutuplaştıran, ötekileştiren seçim nutuklarınızdan biliriz.
Biz sizin hukuk anlayışınızı, seçime girmesine izin verip, seçildikten sonra mazbatasını vermediğiniz belediye başkanlarından, seçimin ikincisini başkan ilan eden hastalıklı uygulamalarınızdan biliriz.
Ve biz sizin demokrasiye olan inancınızı, bir türlü kabullenemediğiniz yenilgiden, tekrar tekrar saydırıp, saydırmaya doyamadığınız seçim sandıklarından, “Allahu ekber” sloganları ile bastığınız oy sayım salonlarından biliriz.
Yani biz sizi çok iyi biliriz…
Peki siz, demokrasi nedir bilir misiniz bayım?