Sizin arabanızın içine hiç süt döküldü mü?
Aziz Türk milleti ve kıymetli Bursalı hemşehrilerim,
Bir seçim atmosferini daha geride bıraktık.
Ülkemiz ve memleketimiz için hayırlı ve de uğurlu olsun.
*** ***
Yazımın başlığını okuyan özellikle otomobil sürücüleri ne demek istediğimi çok iyi bilir ve yüzlerinin buruştuğunu görür gibiyim.
Ne menem bir şeydir o öyle, aman Allah’ım!
Başıma geldiği için hemen yazıyorum, yok yok öyle 1 lt, 2 lt falan değil 1 güğüm (55 kg) süt döküldü arabamın içine.
Efendim; 2014 senesiydi, genç girişimci 3 arkadaş süt işine girelim dedik. Başladık beyin fırtınasına, üçümüzde profesyonel satış teknikleri falan almışız, kurumsallığın dibine kadar yaşandığı sektörlerde çalışmışız, özel sektör yaşantımızı sonlandırıp girişimci olacağız, iş adamlığına böyle adım atacağız.
Çiftçilik yapamayacağımıza göre -Yahudi zihniyeti- alıp satacağız. Ama öyle herkesin yaptığı gibi değil haaa. O zamanlar sütün litresi 1 TL’den satılıyor. Biz 3 TL fiyat belirledik, satış stratejileri falan derken acayip tuttu. Sürekli satış hacmimiz artıyor, yetişemiyoruz siparişlere. Derken sütün yerinden taze olarak alınma işi de iş yoğunluğundan ötürü biz 3 arkadaşa düştü. Birgün akşam süt sağımına yetişmek için nöbet bende.
Çıktım Bursa’dan süt aldığımız çiftçinin (kulakları çınlasın Özcan Abi) köyüne, neyse inekler sağıldı. 210 lt süt, 4 güğüm, üşengeçlik yaptığım için kasalı ticari aracı almamıştım, binek otomobilimle gitmiştim süt almaya. Zar zor 3 güğümü insan gibi biri öne, 2’sini arkaya yerleştirdim. Tekrar yola çıktım Bursa’ya doğru. Hiç unutmam, Akçalar civarına geldiğimde, hava da soğuk, ayağıma ılık ılık bir şeyler oluyor, kaloriferi kapadım biraz daha ilerledim Hasanağa mevkiine gelmiştim ki otomobilimin tabanının su dolduğunu hissettim. Yağmur falan da yoktu, neler oluyordu falan derken yol üzerinde bulunan petrol istasyonuna çektim hemen arabayı, araçtan indim.
Yarabbi o neydi öyle! 55 lt’lik güğümlerden 1 tanesi oturduğum sürücü koltuğunun arka kızağına çakılmış, güğüm delinmiş serçe parmak kalınlığında musluktan akar gibi süt akıyor. Sinirlerim gerildi başladım gülmeye kendi kendime, akan süt arabadan taban havuzundan taşmış, kapıdan aşağı, aracın altından akıyor benzin istasyonunun otoparkına. Pompacı arkadaşlardan biri geldi; ‘’hayrıdır abi?’’ Cevap veremiyorum ha bire gülüyorum, konuşamıyorum, sinirlerim iyice gerilmiş tutamıyorum kendimi.
Baktım olacak gibi değil, olan olmuş. Çıkardım ayakkabı ve çoraplarımı, oturdum arka koltuğa, soktum ayaklarımı süt ile dolan otomobilin taban havuzuna, ziyan olmasın bari diye düşündüm her halde o zaman, ‘olan oldu’ dedim. Daldırdım dışarıya çıkardığım güğümün içine iki elimi, yüzümü yıkadım süt ile.
Pompacı tekrar geldi ‘’abi geçmiş olsun, iyi güzel de bu süt kokusu çıkmaz bu arabadan, Allah yardımcın olsun’’ dedi.
O akşam önemsemedim, ertesi sabah götürürüm bir oto yıkamacıya, komple yıkatırım arabayı… Bir de o zamanlar meşhur, ‘alırım bir şişe kavun kokusu cilli gibi olur’ diye düşündüm.
Ama ne bileyim ben arkadaş!
1, 2, 3 arabayı 3 kez komple yıkattım, profesyonel yıkamadan tutun da, koltukları ve taban halı ve alt döşemeleri komple söktürüp öyle yıkattım, NAFİLE!
Çıkmaz Allah çıkmaz, arabanın içinden koku.
Bir gün her zaman gittiğim, dost sohbeti yaptığımız Soğukkuyu’da bulunan kahvehaneye giderken esnaftan birinin kalın bahçe hortumu ile dükkânın önünü yıkadığını gördüm, çektim el frenini ani olarak, durdum ve aldım hortumu görevli arkadaşın elinden, yarım saat arabanın içine tuttum suyu… Adam, etraftan geçenler durup bana bakıyor, aracın yandığını düşüneni mi ararsınız, delirdiğimi düşüneni mi?
Neyse arabanın kapı ve camlarını kapatıp, şoför kapı camını azıcık açık bıraktım, başladım ordan arabanın içine su doldurmaya, direksiyona kadar gelince sular açtım kapıyı, bindim arabaya ve yoluma devam ettim, etraftakilerin şaşkın ve kahkahalarla gülen bakışları içinden geçerek.
Havalar ısınıyor, aradan 3 hafta geçmiş, çok iyi hatırlıyorum: Envai çeşit oda parfümü, sirke, kolonya, parfüm, esans, aromatik yağ (özellikle portakal yağı hiç tavsiye etmem) çıkmıyor arkadaş süt kokusu. Artık süt gibi de kokmuyor, peynir, bozuk yoğurt, ahır karışımı bir koku ile güne başlıyor, tüm bu kokular ile karışan esans ve parfümler sayesinde sarhoş olmuş gibi bir vaziyette eve dönüyordum. Parfüm ve esanslara verdiğim para ile o zamanlar iyi bir telefon alınabiliyordu, siz hesaplayın artık… Verdiğim temizlik ve koku paralarına mı yanayım, kokunun geçmediğine mi?
Vesselam, çevremdekilerin hepsinin tek söylediği; ‘’ya bu arabayı öldü paray sat, ya da yak!!!
Tabii ki yakmadım ama 3-30 paraya satmak zorunda kaldım arabamı…
Başına gelenler anlayacaktır beni. Allah korusun dedirtecek cinsten bir kazadır arabası olanlar için.
*** ***
Siyaset ile başlamıştık, buradan bağlayarak bitirelim;
Seçimler, sistem tartışmaları falan derken, en son yaşadığımız 2 seçim; hani hep söylerler ya siyasiler, ‘bu seçim çok kritik’ falan diye.
24 Haziran 2018 ve 31 Mart 2019 seçimleri gerçekten kritik iki seçimdi ülkemiz açısından.
24 Haziran seçimleri bitmeden, 2 müptezel tarafından alınan karar ile (İsmail Küçükkaya ve Muharrem İnce) sona erdirildi.
31 Mart seçimleri ise bitmeden bitirilmek istenirken, 1 ADAM sayesinde ‘hukuki ve resmi olarak usulüne uygun olarak bitisin’ diye uğraşılıyor.
*** ***
Bu bağlamda şunu da tekrar tekrar hatırlatmak isterim; okur ve takip edenlerime ilk önce yazardan alıyorsunuz doğru ve güvenilir haberleri. Takip edenler için hatırlatma, yeni başlayanlar için bilgi olsun:
Eyalet! Pardon, yerel seçimler… 30 Ekim 2018,
Türkiye Federe Devletler Cumhuriyeti 27 Kasım 2018,
Türkiye iki partili sisteme mi geçiyor? 5 Ocak 2019.
Yazmıştım.
*** ***
Ülkemizin içine süt döktüler…
Şimdi ülkemizden yoğurt ya da peynir yapmaya çalışıyorlar.
Ama bu araba değil ki arkadaş, satalım ya da yakalım.
Vatan bu, Toprak bu, Kutsal bu, Namus bu, Türkiye bu, Türk Milleti bu…
Başaramayacaksınız!
Biz Başaracağız,
Birlikte Başaracağız,
Hepimiz Başaracağız.
Sağlıcakla ve esen kalın.
Yazınızı buruk kokuyu hissederek okudum Ayhan Bey emeğinize sağlık
Teşekkür ederim, Süleyman Bey.
Kalemine sağlık Ayhan Güzel , yazınız sayesinde haftayı gülümseyerek tamamlayabiliyorum
İlginiz için teşekkür ederim Nejla Hanım.
Gerçek yazılar yaşanmış gerçek hikayelerden çıkar şu anda ülkenin hali, dökülen süt kararmış vaziyette temizlenmesi (senin arabanı temizliyemediğin gibi ) mümkün görülmüyor Allah yardımcımız olsun
İlginiz için teşekkür ederim. Sefa Bey.
Harika bir yazı olmuş.
Teşekkürler başarılar,Ayhan bey.
Teşekkür ederim, Murat Bey.