Sokaklarda cinayet

07.02.2020
A+
A-

Başlık sizi şaşırtmasın. İnsanlardan değil, sokaklarda ölüme tek edilen canlılardan bahsediyorum, köpekler ve kedilerden.

Çocukluğumda hayvan besledim. Güvercin, civciv ve tavşan besledim. Evimizde kedi veya köpek yoktu. Genelde köpek, bekçi ve av köpeği olarak beslenirdi. Mahalle veya köylerde başıboş birkaç köpek bulunuyordu.

Kedi besleyen sayısı da fazla değildi. Evlerinde cins köpek besleyen az sayıda insan vardı. Gün döndü, devran değişti. İnsanlar birbirinden kopmaya başladılar. Mahalle, akraba ve hemşerilik kavramları yavaş yavaş silinmeye başladı. “Yeni Dünya Düzeni” insanları yalnız bırakmaya başladı.

İnsanlar arasında güvensizlik ve korku TV’ler ve yazılı medya tarafından sürekli pompalandı. Aynı apartmanda oturup birbirlerine bir selam bile vermeyen insanların sayısı çığ gibi büyüdü.

İnsani ilişkiler koptukça, sevgisizlik arttıkça insanlar sevgilerini artık kuşlara değil, hayvanlara köpeklere yöneldiler. Bu durum sadece bize özgü değil. 2005-2008 yılları arasında yaşadığım Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te bu durumu gözlemledim. Orada da insanlar geçim sıkıntısı çekmelerine rağmen hayvanları dost edinip evlerinde besliyorlardı.

Ülkemizde hayvan besleme kısa sürede bir moda haline geldi. Aileler besledikleri köpeklerin boyuna posuna, ne amaçla kullanıldıklarına bakmadan köpek sahibi oldular. Sibirya köpekleri olan Haskyler Bursa sokaklarında dolaşmaya başladı. Eee, paran varsa her şeyi satın alabilirsiniz.

Zenginliğimiz arttıkça görgümüz, çevreye olan saygımız azaldı. Çevremde çok sayıda insan ‘çocuklar istiyor’ diye köpek alıyorlar. Sonra da bakımı çocuklara zor geliyor ve hooop sokağa.

Hayvansever dostlarım, her yıl tatil yörelerinin sokaklarına yüzlerce cins köpeğin terk edildiğini söylüyorlar. Tabi ki doğal yaşama alışmamış, kendini besleme yeteneğinden yoksun bu canlılar kısa bir süre sonra ölüyorlar.

Bir yandan bunlar yaşanırken, diğer yandan Bursa’nın merkezi Heykel’de ellerinde zor zaptettikleri köpekleriyle yürüyen, korkanları görünce zevten ağızlarından salyalar akan şehir magandaları… Nasıl zevk almasınlar? ‘Hani faraş ve torban’ diye soran bir yetkili var mı?

Amerikan filmlerinde özel köpek gezdiriciler var, köpek pislerse o pisliği torbaya koymak için faraş ve süpürge ile dolaşıyorlar. Aksi taktirde yüklü bir ceza ödüyorlar. Bizdeyse parklar köpek pisliğinden yürünmüyor.

Öncelikle süs hayvanı ithali yasaklansın. Hayvan beslemek isteyenler barınaklardan alsın. Ülkemizde bazı yörelerde papağan kolonileri oluştu ama bunun ekolojik yaşama etkisi araştırılmıyor.

Benim belediyelere önerim;

-Her hayvanın bir kimliği olsun,

-Bu hayvanların periyodik aşılarının yapılıp yapılmadığı kontrol edilsin,

-Yavruların akıbeti araştırılsın,

-Köpeklerini sokağa, parka pisletenler; faraş, fırça ve torbasız gezdirenlere ceza yazılsın,

-Pittbul ve benzeri saldırgan köpeklerin beslenmesi yasaklansın.

Köpekleri aşılayıp, kısırlaştırmak çözüm değil. Uludağ Üniversitesi’nin beslediği geyiklerden birkaçı parçaladılar. Geçen yıl köpek beslemeye giden bir kadın köpekler tarafından parçalandı. Barınaklardan belli bir süre alınmayan ve başıboş köpekler, toplumun güvenliği için itlaf edilmeli.

Yoksa bu işin çözümü yok.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.