Sosyal medya, seçmen tercihlerini nasıl etkiliyor?
Kamuoyu araştırmalarının demokrasinin sağlıklı işleyişi açısından bir gereklilik olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, kamuoyu araştırmalarının uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen kriterleri taşıması gerektiğine dikkat çekti. Bir araştırmanın en temel bulgulara sahip olması gerektiğini belirten İrvan, “Bu verilerin şeffaf şekilde açıklanmış olması ve kamuoyu denetiminin olması lazım” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleştirilen 2. Bilimsel Araştırma Zirvesi’ne siyasal iletişim alanında çalışan akademisyenler, araştırma şirketleri temsilcileri katıldı.
Sosyal medyanın etkileri konuşuldu
Üsküdar Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Direktörlüğü ile Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü tarafından düzenlenen 2. Bilimsel Araştırma Zirvesi’nde “Sosyal Medyanın Seçmen Tercihleri Üzerindeki Etkisi” konuşuldu. Zirve, Stratejik Araştırma ve Geliştirme Kulübü Başkanı ve VIP Uluslararası Araştırmalar ve Test Merkezi Kurucusu, Araştırmacı Nihal Konçu Akhuy ile Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Gül Esra Atalay’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Zirveye konuşmacı olarak Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, PİAR Gallup Araştırma Şirketi kurucusu Bülent Hasan Tanla, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Bahçeşehir Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Şafak Şahin ile Şehir Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Övünç Meriç Fermanoğlu katıldı.
Prof. Dr. Süleyman İrvan: “Kamuoyu araştırmaları gereklidir”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Seçimler ve Kamuoyu Araştırmaları” başlıklı sunumunda kamuoyu araştırmalarıyla ilgili iki temel tartışmanın olduğunu söyledi. İrvan, bunlardan birinin bu araştırmaların seçmen tercihlerini yönlendirme amacıyla yapıldığı yönünde olduğunu, ikinci eksenin ise kamuoyu araştırmaları ile seçim sonuçları arasında ortaya çıkan farklılıklara dayalı değerlendirme ve eleştiriler olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Süleyman İrvan, kamuoyu araştırmalarının demokrasinin sağlıklı işleyişi açısından bir gereklilik olduğunu vurguladı.
“Etik ilkeler belirlenmeli ve bu ilkeler açıklanmalı”
Kamuoyu araştırmalarının seçmenler ve partiler tarafından doğru ve nesnel biçimde anlaşılıp değerlendirilmesi için haberleştirilme sürecinde belli temel bilgileri içermesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, bir kamuoyu araştırmasının ESOMAR/Avrupa Kamuoyu ve Pazarlama Araştırmaları Derneği ve WAPOR/Dünya Kamuoyu Araştırmaları Derneği’nin belirlediği kriterleri taşıması gerektiğini vurguladı. İrvan, şunları söyledi:
“Araştırmayı yapan şirketin adı, araştırmanın kimin adına yapıldığı, kim tarafından finanse edildiği, anketin hangi tarihlerde gerçekleştirdiği, örneklem büyüklüğü, örneklem belirleme yöntemi, anket sorularının nasıl formüle edildiği, anket uygulama yöntemi, hata payı ve kararsızların nasıl dağıtıldığı şeklindeki doneler mutlaka bulunmalıdır. Bir araştırma en temel bulgulara sahip olmalı, bu sorulara yanıt verilmeli. Bu verilerin şeffaf şekilde açıklanmış olması ve kamuoyu denetiminin olması lazım. Araştırmacılar Derneği bu veriyi elinde tutup özdenetim mekanizmasını da kurmalı” dedi. İrvan, akademik çevrelerin ve araştırma şirketlerinin bir araya gelerek etik ilkeler belirlemesi gerektiğini, her seçim döneminde bu ilkelerin açıklanması gerektiğini ifade etti.
Bu araştırmaların geliştirilmesi için bilimsel kurumlar çalışmalı
Siyasal iletişimin duayenlerinden PİAR Gallup Araştırma Şirketi’nin kurucusu Bülent Hasan Tanla ise “Sosyal Medyanın Seçmen Tercihleri Üzerindeki Etkisi” başlıklı konuşmasında 1983 seçimlerinde yaptıkları tahmin ve ölçümlemelere dikkat çekti. Kamuoyunda bilinenin aksine bir başka partinin başkanı ve partinin iktidara geleceğini tahmin eden kurumun başkanı olarak bazı tavsiyelerde bulunduğunu belirten Tanla; “Kamuoyu araştırmalarının gelişmesi ve geliştirilmesi için mutlaka bu araştırmaların bilimsel bir çalışma olmadığını, anket değil araştırma olduğunun ve mutlaka ölçüm yapılması gerektiğinin bilinmesi gerekir. Mutlaka üniversite ve bilimsel kurumların bu araştırmaların gelişmesi için ülkemiz açısından da üniversitelerin daha etkin olması gerektiğini vurgulamak isterim” dedi. Kamuoyu araştırmalarına olan güvenin önemli olduğunu belirten Tanla, “Sosyal medyaya duyulan güven çok fazla değil. Sosyal medyadan alınan bilgilerin hangisi doğru hangisi yanlıştır ikilemi arasında kalındığı için farklı değerlendiriliyor. Dolayısıyla sosyal medyada yapılacak bir araştırmada profilin belli olması gerekmektedir. İkincisi bunu kullananlar ne için kullanmaktadır, bu ayrıntının bilinmesi gerekmektedir. Bu ikisi bilinmediği müddetçe daha çok tartışırız” dedi.
Sosyal medya alternatif sunuyor
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık ise “Sosyal Medya ve Algı Yönetimi” başlıklı sunumunda gelişen teknoloji ile beraber geleneksel medya ve iletişim araçlarının sona erdiğini, hayatımızda çok etkin bir şekilde yer alan sosyal medyanın seçmen davranışını değiştirmediğini söylemenin mümkün olmadığını ifade etti. Geleneksel medyanın sona ermesiyle birlikte bir kesimin sesini duyuramadığını kaydeden Kırık, sosyalmedyanın bu anlamda alternatif sunduğunu söyledi.
Algı yönetimine karşı mesajlar iyi okunmalı
Sosyal medyada kullanılan algı yönetimine dikkat çeken ve algı operasyonlarında medyanın etkili olduğunu belirten Doç. Dr. Ali Murat Kırık, sosyal medyadaki algı yönetimine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Sosyal medya çok etkili bir güç. Sosyal ağların etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor” diyen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, sosyal medyada verilen mesajların da iyi okunması gerektiğini, bunun için de iyi eğitimli olmak gerektiğini söyledi.
Sosyal medya, siyasal iletişimi nasıl etkiliyor?
Bahçeşehir Üniversitesi Dr. Öğretim Görevlisi Şafak Şahin, “Sosyal Medya ve Siyaset” başlıklı sunumunda sosyal medyanın önemli bir güç olduğu günümüzde bireylerin sosyal medyayı bilgilenmek ve gelişmeleri takip etmek için, eğlenmek için ve başkalarının hayatını izlemek için takip ettiğini söyledi. Siyasal iletişimde ise sosyal medyanın bireyin aidiyet duygusuna hitap ettiğini belirten Şahin, siyasetçilerin ve siyasal partilerin sosyal medyayı kullanma biçimlerinden örnekler verdi.
Şehir Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Övünç Meriç Fermanoğlu da “Dijital Demokrasi: Türkiye’de Yeni Medya ve Siyasal Katılım” başlıklı sunumunda 2014 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarının o dönemde sosyal medya kullanımlarına ve seçmenlerin verdiği tepki ve yanıtlara ilişkin yaptığı akademik çalışmadan kesitler sundu.
Zirve sonunda katılımcılara plaket, teşekkür belgesi verildi. Katılımcılar birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.