Srebrenitsa Katliamı bir mahkeme kararı ile daha tescillendi
Bursa Barosu AB ve Dış İlişkiler Komisyonu, BM Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Divanı’nın, Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa’da soykırım yapıldığı, insanlığa ve barışa karşı suç işlendiğine yönelik kararını sevinçle karşıladı. Komisyon Başkanı Av. Cihan Kayrak, “Bununla birlikte, terör suçları gibi yeni nesil sınır aşan suçların da Roma statüsüne dahil edilmesini öneriyoruz” dedi.
Bursa Barosu Başkanlık makamında düzenlenen basın açıklamasına Baro Başkanı Av. Gürkan Altun ile yönetim kurulu ile AB ve Dış İlişkiler Komisyonu üyeleri ve avukatlar katıldı. Açıklamayı okuyan Komisyon Başkanı Av. Cihan Kayrak, öncelikle davanın geçmişini hatırlattı. Önceki aşamalarda savcıların, ses kayıtları ve görüntülere dayanarak Srebrenitsa’da etnik temizlik emrinin bizzat Mladiç tarafından verildiğini saptadığını hatırlatan Kayrak, “Savcılar, çok sayıda görüntü ve ses kaydını da mahkemeye delil olarak sunmuştu. İddianamede, ‘ağdaki örümcek’ diye tanımlanan Mladiç’in, Srebrenitsa’da etnik temizlik emrini bizzat verdiği vurgulanmıştı” dedi.
Lahey’de 12 Mayıs 2012 tarihinde başlayan davada, mahkemenin 377 tanık dinlediğini ve Radko Mladiç’in savaş suçlarına katkıda bulunduğu kararına vardığını belirten Av. Kayrak, şunarı söyledi:
“Hakim, Srebrenitsa’da Karaciç’in verdiği emirleri uygulayan Mladiç’in, aralarında 8 bin kadar erkek ve çocuğu katletmek gibi, birçok savaş suçlarında önemli rolü olduğuna hükmetti. Saraybosna’daki savaş suçlarını doğrudan etkileyen bir isim olduğu belirtilen Mladic için ‘Saraybosna’ya bombardımanı, kendisi doğrudan yönetti. Sırp olmayanları Bosna’dan atmaya çalışan bir suç şebekesinin üyesi’ ifadeleri kullanıldı. Sırp Kasabı adıyla anılan Radko Mladiç soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar niteliğinde olan 11 ayrı eylemden dolayı yargılanarak müebbet hapse mahkum edildi. Mladiç’in cezası Roma statüsüne taraf olan istediği bir ülkedeki hapishanede, ilgili ülkenin de buna rıza göstermesi şartıyla infaz edilecek.”
Cihan Kayrak, “Hukukun en genel ilkelerinden biri, geç gelen adaletin adalet sayılamayacağıdır. Ancak yıllar sonra olsa da bu kararla soykırım mağdur yakınlarını bir nebze olsun rahatlatmıştır. Bunun yanı sıra ve hatta bundan da önemlisi, bu ve benzeri kararlar sınır aşan suçlar bakımından, yani; soykırım, barışa karşı suçlar, insalığa karşı suçlar ve saldırı suçları bakımından yargılamanın yerel enstrümanlarla sınırlı kalmadığını ve bu anlamda önleyici etkisinin bulunduğu da ortaya koyması açısından önemlidir.
Bursa Barosu AB ve Dış İlişkiler Komisyonu olarak, Birleşmiş Milletler Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Divanının bu kararını önemli bulmakla birlikte, terör suçları gibi yeni nesil sınır aşan suçların da Roma statüsüne dahil edilmesini öneriyoruz.
Aliya İzzetbegoviç’in, ‘Zalimleri affedip, affetmemekte serbestsiniz. Ancak ne yaparsanız yapın, soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır’ ve ‘Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır’ sözlerini hatırlayarak, yaşanan insanlık dramlarını asla unutmayacağımızı ve bundan önce olduğu gibi bundan sonra da asla sessiz kalmayacağımızı belirtiriz” dedi.