Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci’den çarpıcı sorular
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2020 Sonuçları”na göre Türkiye’nin nüfusu, 2020’de bir önceki yıla göre 459 bin 365 kişi artarak 83 milyon 614 bin 362 kişiye ulaştı.
TÜİK verilerine göre il ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin oranı 2019’daki yüzde 92,8’lik orandan 2020’de yüzde 93’e yükselirken, belde ve köylerde yaşayanların oranı ise yüzde 7,2’den yüzde 7’ye düştü.
Ziraat Mühendisi ve Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, açıklanan TÜİK verilerine göre son yıllarda kırsalda yaşayan nüfusunun azaldığını belirterek, nüfusu azalan köylerin durumunu sordu.
Sosyal medya hesabından kırsal nüfus ile ilgili verileri paylaşan Kahveci, azalan kırsal nüfusun nerelerde konumlandığını sorgularken, azalan nüfusun kırsala etkilerini sorguladı.
Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci, kırsalda yaşanan bu nüfus hareketliliğini, “tarımsal nüfus hareketliliği” üzerinden okumadıkça, doğru bir politika oluşturmanın mümkün olmadığını söyledi.
Ziraat Mühendisi ve Tarım Politikaları Uzmanı Ergin Kahveci’nin sosyal medya paylaşımları şöyle:
1-Kent kırsalı dışında kalan belde köy nüfusu 125.396 kişi azalarak 5.878.321 kişi oldu.
*
2012 BŞB Yasası öncesi bu sayı yaklaşık 17,2 milyon idi.
Bir günde, 36.411 olan belde ve köy sayısı 18.608’e; nüfusu ise 6.633.451’e düştü.
2-Yani bir gecede, 17.803 köy ve belde ile 10.545.502 kişi buharlaşmış oldu.
2012’de toplam nüfus 75.627.384 kişi idi. 2020 nüfusu ise 83.614.362 kişi.
Genel artış 7.986.978 kişi ve %10,6 olurken kent kırsalı dışı, köy kırsalının ne kadar arttığını/azaldığını net bilmiyoruz.
3-2013-2020 arası köy kırsal nüfusu, 755.130 kişi ve kendi içinde %11,4 azaldı.
Şimdi sorulması gereken sorular şunlar:
a)Bu nüfus hareketi bir gecede buharlaşan ve bugün “kırsal mahalle” diye tuhaf bir tanımlamaya muhatap olan eski köylere doğru mu oldu?
4-b) Kent’in gecekondu mahallelerine, varoşlara, çöküntü bölgelerine, informel bölgelere doğru mu oldu?
c)Kent merkezlerinden ya da eski köylerden şimdi ki köy ve beldelere doğru hiç mi hareket olmadı?
5-d)Kentlerden kaçanların, köyü refah/doğa merkezi olarak kullanmak için (banliyoleşme) yapılan köy kırsalına hareketliliğin ne kadar etkisi oldu?
e)Köy kırsalı ne kadar kentliler tarafından işgal edildi? Üretime katılmayan bu nüfusun bu hareketlilikteki etkisi nedir?
6-Bu soruların cevaplarını almadan doğru sonucu bulmamız ve doğru analiz yapmamız mümkün değil. Salt bir azalıştan bahsederek işin içinden çıkmak oldukça kolaycı bir tavır olacaktır.
7- Kısacası bu hareketliliği, “tarımsal nüfus hareketliliği” üzerinden okumadıkça, doğru bir politika oluşturmamız mümkün değildir. Bu nedenle görünen azalışın nedenlerine odaklanmamız lazım. Ve konuyu “tarım ve kırsal alan” boyutundan ele alıp değerlendirmemiz lazım.
8- İlk yapılacak iş ise BŞB Yasasındaki bu yanlıştan dönmek ve köy kırsalını “köy kırsalı” gibi “kent kırsalını” da kent kırsalı gibi görüp ona göre politika üretmemiz lazım.