Türk Büro Sen Bursa Şubesi’nde kongre heyecanı
Türk Büro Sen Bursa Şubesinin 7 Olağan Kongresinde “Yetkili Sendika” damgası!
Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Büro Sen Bursa Şube Başkanı İbrahim Bulut’un güven tazelediği kongrede Divan Heyeti Başkanlığı’nı Türk Diyanet Vakıf Sen Bursa Şube Başkanı Hilmi Şanlı, Katip Üyeliklerini Türk Eğitim Sen Bursa 3 Nolu Şube Başkanı Ömer Işıkoğlu ve Türk Sağlık Sen Bursa Başkanı Sabit Karabayır yaptı. Kongreye; Türk Büro Sen Genel Başkanı Osman Eksert, DağDer Genel Başkanı Yaşar Türk, MHP İl Başkan Yardımcısı Hikmet Çalışye, MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç, MHP Osmangazi İlçe Başkanı Seyfi Seyfioğlu, Türkiye Kamu-Sen’in Bursa Şube Başkanları ve İl Temsilcileri, sendikaya bağlı üyeler katıldı.
Türk Büro Sen Genel Başkanı Osman Eksert; sendikanın çalışmaları hakkında genel bilgiler verirken “Hükümet ile yapılan görüşmelerde bize dendi ki; “3600 Ek Gösterge dahil olmak üzere tüm görüşmelerimizi yetkili sendika ile yapacağız.” Bu aymazlıktır. Türkiye Kamu-Sen memurlarımızın tüm haklı ve yasal beklentileri için bir dosyayı TBMM’ye MHP Konya Milletvekili sayın Mustafa Kalaycı beyin kanalı ile sunmuştur. Sendikaların arasına renk ayrımı yapılması haksızlıktır. Türkiye Kamu-Sen memurun her yerde namusu olamaya devam edecektir.” dedi.
Güven tazeleyen Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Büro Sen Bursa Şube Başkanı İbrahim Bulut, şöyle konuştu:
“Sayın Divan,
Muhterem misafirler,
Basınımızın değerli temsilcileri,
Dertleri derdimiz, sevinçleri coşkumuz olan, mensubu olmaktan sonsuz şeref ve gurur duyduğum Türk Büro-Sen’in değerli mensupları,
Türkiye sevdamızı gelecek nesillere taşıyacak yiğit mücadele ve yol arkadaşlarım,
Asaletin, Zarafetin ve Nezakatin simaları olan çok değerli hanımefendiler,
Hepinizi en içten duygularımla, sevgi ve saygıyla selâmlıyorum.
Türk milletine ve memur hareketine gönül vermiş korkusuz yüreklerin buluştuğu Türk Büro-Sen Bursa Şubemizin 7. Olağan Genel Kuruluna hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Bugün değeri çok daha iyi anlaşılan bir mücadelenin kahramanı ve devletimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk ile silah ve dava arkadaşlarının aziz hatırasını bir kez daha saygı ve şükran duygularımla anıyorum.
Bu vesileyle, tarih boyunca Türklüğü yaşatmak uğruna hayatlarını feda eden kahraman ecdadımızı; bölücülükle mücadele ederken şehit düşen kahraman güvenlik güçlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnet duygularımla yâd ediyorum.
Yaptığımız sendikal mücadele dar kalıplara sığmamış, sosyal gerçeklerin gerisine düşmemiş; çağın ihtiyaçlarına bigâne ve biçare kalmamıştır.
İnanıyorum ki, ağır sorunların altında ezilen devlet memurları, işçi ve emekliler, içine düştüğü ümitsizliğin çaresini, karartılan geleceğinin aydınlığını bu muhteşem toplantıda bulacaktır.
Bir yanda emek veren, ter akıtan, helal lokması için çırpınan milyonlar, diğer yanda da milletin sırtından geçinen, fildişi kulelerinde vicdanen ve fikren sefalet, fiilen ve fiziken sefahat içinde yaşayan küçük bir azınlık ve kaymak tabaka. Bu açmazın da giderilmesi şarttır.
Yakın tarihinin en sıkıntılı ve zor günlerini yaşayan Türk memur hareketinin kalbi bugün burada atmaktadır.
Türkiye Kamu-Sen, milli birlik ve kardeşliğe evveli ve edebi derin olan bağlılıktır.
Türkiye Kamu-Sen, devlete ve bayrağa eşsiz sevgi, emsalsiz sadakattir.
Hırpalanan, onuru ve haysiyeti yara alan yorgun emek erleri, sadece gözü ve kulağı ile değil, asil yüreğiyle de bugün buraya bakmakta ve buradan yükselecek sesi, onurlu ve aydınlık bir gelecek müjdesini beklemektedir.
Bu ruh ve benlik, bu çelikten irade ve bu inançlı kadrolar, işte bugün buradadır ve bu milli görev için ayağa kalkmıştır.
29 yıllık sendikal mücadelemizde pek çok zorlukla karşılaştık.
Ancak, mücadele arkadaşlarımız için yaptığımız ve yapacağımız fedakârlıklarda hiçbir zaman sınır tanımadık.
Eğilmedik, bükülmedik, gecikmedik.
Düşmedik, üşenmedik, dinlenmedik.
Yılgınlık akıntısına şuurumuzla direndik.
Seviyesizlere karşı seviyeli durduk.
Allah’a şükürler olsun ki, nice badireleri alt ederek, nice engelleri aşarak muazzam bir mücadele disiplini gösteren siz değerli arkadaşlarım, gerçek dava adamları olarak haklı bir övüncün, şanlı bir övgünün bizzat muhataplarısınız.
Türk Büro-Sen’li; vefanın, zekânın ve vicdanın ağırlık merkezidir.
Bu faziletlerin gereklerini lazım gelen her fırsatta yapmış, istenilen her durumda göstermiştir.
Sizler bu kutlu mücadelenin nefesi, gür sesiniz.
Görevinizi ciddiyet ve cesaretle yapıyorsunuz. Ama bununla yetinemezsiniz.
Bizler soluğu kesilenlerden olmayacağız.
Bizler fırtınadan korkup filika arayışında da olmayacağız.
Birbirimizin hak ve hukukunu çiğnetmeyeceğiz.
Günübirlik heveslerle oyalanmayacağız.
Kabul edilmelidir ki, başarının kısa bir yolu yoktur.
Başarı güzergâhı inişli çıkışlı, engel ve hendeklerle doludur.
Emek verilmeden, alın teri dökülmeden, fedakârlık gösterilmeden hedefe varılması mümkün değildir.
Aynı davanın, aynı teşkilatın mensupları bir vücudun azaları, bir çarkın dişlileri gibidir.
Biliniz ki, zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür.
Ya hep birlikte güçlü olacağız, ya da en zayıf noktamızdan, hasar alacağız, hüsran yaşayacağız.
Zafer sabredenlerindir.
Sefer hak edenlerindir.
Külfetsiz nimet, zahmetsiz rahmet olmayacağına göre; hem külfete, hem de zahmete birlikte katlanacağız.
Zaferin ısmarlama yöntemi varsa da, bu bize yabancıdır.
Türkiye sevdasıyla yanıp tutuşan vicdanların tavizlerle ve değerlerinden ödün vererek ulaşacağı hiçbir yer yoktur. Bundan sonra da olamayacaktır.
Düşüncelerimiz gerçekler, hayallerimiz gelecek, hedeflerimiz gerçekleştireceğimiz geçmişimizdir.
Özümüzden, öz değerlerimizden, ülkülerimizin gücünden feyz alıp ileriye bakacağız.
İşimiz çok, görevimiz ağır, yapacaklarımız çoktur.
Mücadelemiz ezelden beri haklıydı.
Sabrettik, dayandık ve inandık.
Şimdi hak verenler çoğaldı.
Şimdi hakkımızı teslim edenler arttı.
Fakat yerimizde saymayacağız, hep bir fazlasını yapacağız, hep bir adım ötesine geçeceğiz.
Kendimiz kalarak, kendimiz olarak, benliğimizden, inandıklarımızdan ve düşüncelerimizden ayrılmadan yetkili ve etkili olunabileceğini inşallah göstereceğiz.
Küçük heveslerle büyük hedeflere ulaşmak mümkün değildir.
Türkiye Kamu-Sen’in hiçbir mensubu günübirlik yaşayamaz, savurgan ve sorumsuz davranamaz.
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye dediği gibi, gerçek inanç ve dava adamları “sabah doğup akşam ölenlerden olamaz”.
Artık ehliyetsiz, liyakatsiz, sorumsuz, sadakatsiz zihniyetlerin yetkiyi elinde tutması bir kader olarak görülmemelidir.
İnançlı ve asaletli dava insanları, yanlışa yanlış diyen; zalime mert ve metin davranan; haine de asla tamah ve tamam demeyen ahlak kahramanlarıdır.
Hamd olsun, bu kahramanlar işte bugün burada, bu salondalar.
Hepinizle iftihar ediyor, hepinize güveniyorum.
“Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız” sloganı ile yola çıkan Türkiye Kamu-Sen’in bir mensubu olarak sendikamıza gönül vermiş sizlerle bir arada olmanın sevincini ve gururunu yaşamaktayım.
29 yıl önce alevlenen mücadelemiz emekle, alın teriyle, çileyle harmanlanmış ve bugün yüzü Türk memuruna dönük, hedefi aydınlık bir gelecek olan bir sevda ateşine dönüşmüştür. Atalarımız “doğru duvar yıkılmaz” demiş. Türkiye Kamu-Sen de kuruluşundan beri teslim olmadan, satmadan, yanlışa “Doğru” demeden, dik duruşun, doğrunun ve haklının yanında olmanın sembolü olarak, dosdoğru bir duvar gibi ayaktadır, yıkılmamıştır, yıkılmayacaktır. Türkiye Kamu-Sen’in bu onurlu duruşu, yöneticisi için de üyesi için de şeref vesilesidir.
Kamu görevlileri ve emeklileri, aileleriyle birlikte 25 milyona ulaşan kesimin 2022 – 2023 yıllarına ilişkin toplu sözleşme süreci mutabakatla sonuçlandı.
Türkiye Kamu-Sen olarak toplu sözleşme görüşmelerinin başlamasından son anına kadar sürece katkıda bulunmak adına bütün gücümüzle mücadele ettik, pazarlıklarda bulunduk; ancak kamu görevlilerinin bütününü mutlu etmeyecek nitelikteki bu toplu sözleşmeyi kabul etmedik
2 Ağustos 2021 tarihinde başlayan görüşmelerde 430 bin üyemizden aldığımız güçle; sorumluluk bilinci içinde, belirlediğimiz gerçekçi taleplerle, 4688 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanarak toplu sözleşme görüşmelerindeki yerimizi aldık. Kamu görevlilerinin ve emeklilerinin haklarını son gününe kadar ısrarla ve kararlılıkla savunduk.
Güçlü irademiz ve tecrübemizle toplu sözleşme masasına ciddiyet, anlam ve değer kattık.
Sonuç itibari ile geçmiş dönemlere kıyasla mesafe kat edilmiş olsa da özellikle refah payı ve seyyanen zam başta olmak üzere kırmızıçizgi olarak gördüğümüz taleplerimizi karşılamaktan uzak kalan bu toplu sözleşmeyi kabul etmedik.
İlerleme sağlayamadığımız hususlardan vazgeçmiş değiliz. Özellikle refah payı, seyyanen zam, yardımcı hizmetlilerin sorunları, vergi dilimleri başta olmak üzere acil çözüm bekleyen konulardaki taleplerimizin hayata geçmesi için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadelemizi sürdüreceğiz.
İş güvencemize sahip çıkmak için, haklarımızı toplu pazarlık masasında tam olarak alabilmek için YETKİLİ sendika olmak zorundayız. Masaya güçlü oturacak bir TÜRKİYE KAMU-SEN’e hem memurların, hem de ülkemizin ihtiyacı vardır.
Türk Büro-Sen in her üyesi bizim için değerli ve bir o kadarda ayrıcalıklıdır. Bunca değerli üyenin arasından seçilerek bugün buraya gelen sizler, her alanda sendikamızı ve arkadaşlarımızı temsil edecek ayrı birer değersiniz.
Bugün 111 delege arasından şube yönetimini ve zorunlu organlarını seçmek durumundayız. Takdir edersiniz ki tüm delege arkadaşlarımızın yönetim ve zorunlu organlarda görev alması sayı itibarı ile mümkün değildir. Bu nedenledir ki, kullanmış olduğunuz her oy ile seçilecek arkadaşlarımıza görev ve yetki vermiş olacaksınız.
Bu cümleden olmak üzere,
7.Olağan Genel Kurulumuzun başta TÜRK BÜRO-SEN çalışanları olmak üzere tüm kamu çalışanlarına ve Türk milletine hayırlar getirmesini, Şubemiz yönetimine ve diğer organlara seçilecek arkadaşlarıma da başarılar diliyor, Saygılar sunuyorum.
YÜRÜMEZSEK HAK YOLDA,
ERİMEZSEK HAK YOLDA,
ÇÜRÜMEZSEK HAK YOLDA,
GÖK GİRSİN, KIZIL ÇIKSIN.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…!”