Türkiye Afet Planı…
Dünyada ve ülkemizde meydana gelen küresel ısınma, ekolojik sistemde değişimler ve mevsimsel iklim değişikliklerinden dolayı ülkemizde sel, heyelan, toprak kayması, yıldırım, hortum, çığ gibi olaylar ve yangın, kimyasal olaylar gibi yapay afetlerde artışlar yaşanmaktadır.
EM-DAT verilerine göre, tüm dünyada doğal afetler 1980 öncesine göre üç kat artış göstermektedir.
Ülkemiz tektonik kuşakta yer aldığından, deprem kaçınılmaz afet olarak karşımıza çıkmaktadır.
Afet ve acil durum riskinin fazlası olması nedeniyle kısa, orta ve uzun vadeli afet planlaması yerel, bölgesel ve ulusal olarak yapılmalıdır.
Toplumsal afet bilincini artırmak için yazılı, görsel, radyo ve sosyal medya ile yerel, bölgesel ve ulusal medyada eğitici programlar ve kamu spotu gibi iletişim, video, resim gibi bilgilendirici reklam ve tanıtım programları yapılmalıdır.
Afet ve acil durum mevzuatında kamu, özel ve özerk kurumlar ile gönüllü teşekküllerin işbirliği artırılmalıdır. İlköğretimden itibaren eğitimler verilmelidir. Bütün kamu ve özel kuruluşlar afet planı hazırlamalıdır. Her ailede aile afet planı yapılmalıdır.
Yangınlar, can ve mal kaybına sebep olmakta ve özellikle sanayi tesislerinde yaşanan olaylar, ülke ekonomisini ciddi olarak olumsuz etkilemektedir.
İnşaat teknolojilerinde meydana gelen değişimler ve akıllı şehircilik projelerinin uygulama ve entegrasyonu, proje onay aşaması ve öncesinde zemin etütleri büyük önem kazanmaktadır.
Bölgesel olarak risk içeren olaylar ve nedenleri belirlenmeli ve çözümler üretilmelidir. Dere yatakları kesinlikle yerleşime kapatılmalıdır.
Bu konuda ilçe, il ve büyükşehir belediyeleri, ilçe ve il özel idareleri ve kaymakamlıklar, üniversiteler, valilikler ile ilgili bakanlık ve merkezi kurumlara önemli görevler düşmektedir.
BM Afet Risklerin Azaltılması Sendai Konferansı 2015-2030 kararlarında ülkemizin de imzası var. Bu kararlarda, devlet ve yerel yönetimlerin STK’ları bu konuda destekleyeceği kararı var. Bu konuda STK’lar daha fazla desteklenmelidir.
Acil durum ve afetler ile ilgili kurumlar arasında işbirliği geliştirilmeli. Acil durum numarası tek numara uygulaması, ülke genelinde uygulamaya geçirilmelidir.
AFAD, İtfaiye, UNKE, Hızır Acil, Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Arama Kurtarma Dernekleri, Gaz, Elektrik, Su ve Zehir Danışma gibi kurumlar ortak komuta edilen santralden yönlendirilmelidir.
Tarih tekerrürden ibaret değildir. Hatalar tekerrürden ibarettir. Bölgesel riskler azaltılmalıdır. Özellikle her yağmurda Karadeniz bölgesinde bir il, ilçe ya da köyde sel veya heyelan yaşanmaktadır.
Afet ve acil durumları kronik sorun olmaktan çıkarmak için kalıcı çözümleri uygulamaya geçmek mecburiyetindeyiz.
Türkiye Afet Müdahale Planı(TAMP) güncellenmelidir.
Ülkemizin coğrafi ve fiziki şartları göz önüne alınarak yeni bir ulusal afet müdahale planı hazırlanmalı ve afet gelmeden önce uygulamaya geçirilmelidir.