Ünsal Ban, adli kontrol şartıyla serbest
Gözaltına alınan AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban’ın eşi Ünsal Ban, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliğindeki işlemleri tamamlanan AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban’ın eşi Ünsal Ban ve beraberindeki 3 şüpheli, sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü.
Ardından Ankara Adliyesi’ne getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdikten sonra sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Şüpheli Ünsal Ban, “konutu terk etmeme”, diğer şüpheliler ise farklı adli kontrol şartı hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı.
ÜNSAL BAN İFADESİNDE NE DEDİ?
Ünsal Ban, Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinde verdiği ifadede Sedat Peker’i tanımadığını söyledi.
Ban, Peker’in tweetleriyle ilgili olarak, “Sedat Peker (Deli Çavuş) isimli Twitter sayfasında beni, eşimi ve Ali Fuat’ı eleştiren bir tweet vardı. Bu tweetten sonra aile huzurumuz bozuldu. Bu tweetten iki gün sonra eşim bana bıçakla saldırdı” dedi.
Eşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu Ban ile yaşadıklarını anlatan Ünsal Ban şunları söyledi:
– Sabah 7 gibi yatak odasındaydım. Eşim bıçak ile yatak odasına girdi. “Seni öldüreceğim” dedi. Telefonumu aldı. Balkondan telefonumu aşağıya attı. Ben bu sırada aşağıya koştum o da koştu ve telefonu aldı.
– Tekrar mutfağa koştu ikinci bıçağı da eline aldı. İki bıçağı da benim karnıma dayanarak “Seni öldüreceğim” dedi. Ben de “Öldür o zaman” dedim.
– Sağ ve sol kolumda hafif çizikler meydana geldi. Ben can havliyle yukarı çıktım. Ben de bu esnada eşime “Sakinleş seni çekiyorum” dedim. Kendisini çektiğimden haberdardı. Nedeni “Artık seni ve kendimi öldüreceğim” demesiydi.
– Yatak odasının kapısı hala kırıktır. Çünkü yatak odasının kapısını 3-4 saat kilitlemiştir. Beni 3-4 gün daha ölümle tehdit etti.
– Ben aile huzurumuzun toparlanabilmesi amacıyla sürekli Deli Çavuş isimli hesaba ulaşmaya çalışarak tweetin kaldırılmasını istedim. Belli bir süre sonra FaceTime üzerinden +1 ile başlayan tanımadığım bir numara tarafından sesli FaceTime ile arandım.
“BENİ SEDAT PEKER ARADI”
– Telefondaki kişi Sedat Peker olduğunu söyledi. Yüzde 80 civarında sesi benzettim. Ben durumu anlattım. Aile huzurumun bozulduğunu eşim ile boşanma yoluna gittiğimi anlattım. Kendisi “Bu bilgilerin doğru olduğuna inanıyorum, o yüzden bu tweeti kaldırmayacım” dedi. Ama ben kaldırılması için DM’den yazmaya iletişim kurmaya çalıştım.
– Ancak bir 10-15 gün süre geçtikten sonra beni görüntülü olarak FaceTime’dan aradı. Kendisine durumu tekrar anlattım. Kendisi de olayların Zehra Hanımın o benimle evlenmediği dönemdeki olaylar olduğunu anlattı.
– Aralarında WhatsApp yazışmaları olduğunu ve yine bir şey yapmayacağını ifade etti. Son görüşmede, “Büyük bir vebal alıyorsunuz, bu birçok insanı üzen bir durum” dedim yine zorladım. Fakat yine bir netice elde edemedim. Benim tek amacım o tweetin silinmesiydi.
“O VİDEOYU BEN PAYLAŞMADIM”
– Ben videoyu kaydettiğimi kabul ediyorum. Ancak bu videoyu kesinlikle ben yaymadım. Telefonu eşim attıktan 2 gün sonra telefonumu değiştirerek yeni telefonumu iPhone marka kullanmaya başladım.
– Yeni telefonum ile eski telefonumdaki bilgileri aktarmaya çalıştım. Bu aktarma işini yapmaya çalışırken WİFİ’den bağlanıyordum. Bazı resimleri mail olarak atmaya çalıştım. Çok vakit almasından sonra bu işlemlerden vazgeçtim. Tek güvenlik zafiyeti bu olabilir. Bu işlemden dolayı birileri bu bilgileri ele geçirmiş olabilir.
– Eşim bana maddi ve manevi 70 milyon TL’lik boşanma davası açtı. Ben bu bilgiyi sadece telefonuma gelen bilgilendirme mesajı ile öğrendim.
– Tarafıma atılan iftiralara tepki olarak hesabımdan söz konusu tweetleri attım. Ben bunları yaymadım, hiç kimseye vermedim. Deli Çavuş ya da herhangi bir başka hesap ile de bu bilgileri ve videoyu kesinlikle paylaşmadım.
– Ben hiçbir örgüte üye değilim. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme veya üye olma suçunu da kabul etmiyorum.
– Benim ne örgütle ne Sedat Peker ile bir alakam yoktur. Akademisyen olarak yıllardır görev yapmaktayım.
“KAÇMAYACAKTIM BODRUM’A GİDECEKTİM”
– Basında kaçmaya çalışırken yakalandığım servis edilmiştir. Kaçacak olsam elimde yeşil pasaportum ve diplomatik pasaportum vardır. Ben öyle bir şey yapacak olsam Ankara’da veya İstanbul’da uçağa biner ve dünyanın her yerine gidebilirdim.
– Bir çok ülkeye vizem vardır. Kaçmak gibi bir niyetim asla olmadı. Kaçacak olsam yanımda bu kadar az para bulunmazdı.
– Kaptan ile yaptığımız yol güzergahı planına göre Turgut Reis ve Bodrum’da botla gezecektik. Oradan da araba ile İzmir’e gidecektim. İzmir’de yanımdaki arkadaşım Yaşar’ın evi vardı. En son olarak da oraya gitmeyi planlamıştık.
– Kesinlikle kaçmak gibi bir niyetim yoktu. Kaçacak olsam pasaport müdürlüğünden izin başvurusu yapmazdım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suçsuzum, serbest bırakılmayı talep ederim.”
(ciddigazete.com)